Kategoriler
Faydalı Bilgiler Kültür/Sanat

Başkalarının Kusurlarını Örtmede Gece Gibi Ol

Öğüdün Geniş Açıklaması

Yine çağlar ötesinden günümüze ışık tutan Mevlana’nın bu sözünde insani ilişkilerde yıkıcı olmak yerine yapıcı olmanın önemi vurgulanıyor. Yapılan hataların-kusurların yıkıcı bir şekilde yüze vurulması veya herkese teşhir edilmesi çok çirkin bir davranış… Kendimize yapılmasından asla hoşnut olmayacağımız bu tavrı bir başkası için sergilediğimizde belki telafisi olmayan bir hata etmiş olacağız…

Sponsorlu Bağlantılar

Başkalarının kusurlarını araştıran, kendisini başkalarına odaklayan kimse kendi hata ve kusurlarını göremez.

Kusurların örtülmesi çeşitli açılardan olmaktadır. Bize bir kötülük yapmış olan insanın bu kötü davranışı karşısında ona karşı iyi davranmak suretiyle onun bu kusurunu örtmek şeklinde olabileceği gibi, bir kişinin yanlışını ifşa ederek onu toplum içinde küçük düşürmekten sakınmak şeklinde de olmaktadır.

Gerçekte bize haksızlık etmiş, yanlış yapmış, bizi üzmüş, ezmiş ve bir insanı affetmek, onun hata ve kusurlarını görmemezlikten gelmek insana çok ağır gelen bir meziyettir. Ama güzel huyların en asaletli olanlarından biridir. Çünkü iyilikle, kötülük bir olmaz. Kötülüğü iyilikle karşılayacağız ki, aramızda düşmanlık bulunan kimse candan bir dost olsun.

Lincoln’e: “Düşmanlarına niçin bu kadar iyilikte bulunuyor, elinde güç ve imkan varken onları yok etmiyorsun?” dediklerinde, “Ben onlara iyi davranarak, onlarla güzel geçinerek zaten onları yok etmiş olmuyor muyum?” der.

İnsanların kusurlarını yüzlerine vurduğumuz zaman, kendilerini savunmaya geçecekleri için onların hatalarını görmelerini de engellemiş oluruz. Fakat bize karşı göstermiş olduğu kötülük karşısında, iyilikle karşılık verdiğimizde Lincoln’in de ifade ettiği gibi onun bu kötü davranışını fark etmesine ve kendisini düzeltmesine daha çok katkı sağlamış ve böylece hem kendisine hem de başkalarına zarar vermesini önlemiş oluruz.

Kusur örtmenin bir başka türü ise, başkalarının yanında ifade edildiğinde rahatsız olacağı bir yönünü gizleyerek o kişiyi toplum içinde mahcup etmemek şeklinde olabilir. Herkesin zaafları, hoş olmayan yönleri olabilir. Fakat bazı kimseler kendilerini bırakıp, başkalarının kusurlarını, zaaflarını, eksiklerini araştırıp onların dedikodusunu yapmayı adeta kendilerine meslek edinmişlerdir.

Dedikodu, gerçek olup olmadığı bilinmeden başkalarına kara çalmak, insanları kötülemek, kınamak, suçlamak amacıyla yapılan konuşmalar olup, sözlü saldırının günlük yaşantıda yer alan en etkin ve yaygın biçimidir.

Ev toplantılarında kadınların, komşuların, işyerinde çalışanların birbirlerini çekiştirmesi, kendilerince kötü yönlerini döküp sayması dedikodunun toplumsal yaşantıdaki yerini gösterir.

Başkalarının kusurlarını ortaya koymanın bir başka nedeni de bir kimsenin iyi durumda olmasını istememek olan kıskançlıktır. Kişi bir özelliğinden dolayı kıskandığı diğer kişinin eksik ve kusurlarını ortaya koyarak adeta ondan intikam almak istemektedir.

Sponsorlu Bağlantılar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

RenkliNOT