Kategoriler
Din Kültürü Soru / Cevap

Hz. İsa Neden Öldü ve Kuran’ı Kerim Neden İndi?

Sizden gelen soru:

Hz. İsa neden öldü ve neden Kuran’ı Kerim indi?

Cevap:

Hz. İsa (as)’ın öldürülmesi ve Kuran’ı Kerim’in inmesi birbiri ile yakında bağlantılı konular değil fakat yine de birbiri ile ilişkili konulardır.Hz. İsa’nın (as) ölümünden yıllar sonra Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed (saa) gelmiş ve İslam dinini getirmiştir.İslam dininin kitabı ise Kuran’ı Kerim olmuştur.

Sponsorlu Bağlantılar

Kısa bir bilginin ardından sorduğunuz sorulara Hz. İsa (as) neden öldürüldü sorusu ile cevap vermeye başlayalım.

Hz. İsa (as) Neden Öldürüldü?

Hz. İsa (as) öldü de demek öldürüldü de demek aslında yanlış olur.Çünkü Hz. İsa öldürülmeye çalışıldı fakat ölmedi.Peki bu nasıl oldu? Öncelikle Kuran’dan ayet ile buna cevap verelim.

Ve Allah’ın elçisi “Meryem oğlu İsa Mesih’i öldürdük,” demelerinden ötürü… Oysa onu öldürmediler ve onu asmadılar; fakat öyle yaptıklarını sandılar. ……. Onların bu konuda bir bilgisi yok; sadece zanna uyuyorlar. Kesin olarak onu öldürmediler. (Kur’an 4:157)

Hz. İsa Ölmemiştir

Hz. İsa ile ilgili ayetler incelendiğinde, onun ölmediği ve öldürülmediği, Allah katına yükseltildiği görülür:

Nisa Suresi’nde, Hz. İsa’nın öldürülmediği ve Allah tarafından göğe yükseltildiği anlatılmaktadır. Allah ayetinde bu durumu açıkça bildirmektedir:

Ve: “Biz, Allah’ın Resulü Meryem oğlu Mesih İsa’yı gerçekten öldürdük” demeleri nedeniyle de (onlara böyle bir ceza verdik.) Oysa onu öldürmediler ve onu asmadılar. Ama onlara (onun) benzeri gösterildi. Gerçekten onun hakkında anlaşmazlığa düşenler, kesin bir şüphe içindedirler. Onların bir zanna uymaktan başka buna ilişkin hiçbir bilgileri yoktur. Onu kesin olarak öldürmediler. Hayır; Allah onu kendine yükseltti. Allah üstün ve güçlüdür, hüküm ve hikmet sahibidir. (Nisa Suresi, 157-158)

Türkçe meallere baktığımızda Hz. İsa’nın Allah katına yükseltilmeden önce öldüğü yönünde tercümeler görürüz. Söz konusu ayetler şunlardır:

Hani Allah, İsa’ya demişti ki: “Ey İsa, doğrusu seni Ben vefat ettireceğim ve seni Kendime yükselteceğim…. (Al-i İmran Suresi, 55)

Allah, Maide Suresi’nin 117. ayetinde ise, şu şekilde buyurmaktadır:

“Ben onlara bana emrettiklerinin dışında hiç bir şeyi söylemedim. (O da şuydu:) ‘Benim de Rabbim, sizin de Rabbiniz olan Allah’a kulluk edin.’ Onların içinde kaldığım sürece, ben onların üzerinde bir şahidim. Beni vefat ettirdiğinde, üzerlerindeki gözetleyici Sen’din. Sen her şeyin üzerine şahid olansın.” (Maide Suresi, 117)

Oysa yukarıda verdiğimiz ayetlerin Arapça karşılıklarının incelenmesi, Hz. İsa’nın bildiğimiz manada ölmediğini açıkça ortaya koymaktadır. Çünkü bu ayetlerde geçen ve Türkçe meallerde öldürme ya da vefat ettirme olarak verilen kelime Arapça’da “teveffa” kökünden türemiştir ve bu kelime ölüm manasına değil, “canın alınması” manasına gelmektedir. İnsanın canının alınmasının ise her zaman ölüm anlamına gelmediğini yine Kuran bize bildirmektedir. Örneğin teveffa kelimesinin geçtiği bir ayette insanın ölümünden değil “uykuda canının alınmasından” Allah şu şekilde bahsetmektedir:

Sizi geceleyin vefat ettiren (teveffa) ve gündüzün “güç yetirip etkilemekte olduklarınızı” bilen, sonra adı konulmuş ecel doluncaya kadar onda sizi dirilten O’dur. Sonra “en son dönüşünüz” O’nadır. Sonra yapmakta olduklarınızı size O haber verecektir. (Enam Suresi, 60)

Bu ayette “vefat ettirme” olarak tercüme edilen kelime ile, Al-i İmran Suresi’nin 55. ayetinde kullanılan kelime aynıdır, yani her iki ayette de “teveffa” kelimesi geçmektedir. İnsanın gece içinde bulunduğu durum ölüm olmadığına göre ayetlerde kullanılan bu kelimenin ölümü kastetmediği, doğru tercümenin “geceleyin canlarınızı alan” şeklinde olması gerektiği açıktır. Aşağıdaki ayet de aynı şekildedir:

Allah, ölecekleri zaman canlarını alır; ölmeyeni de uykusunda (bir tür ölüme sokar). Böylece, kendisi hakkında ölüm kararı verilmiş olanı(n ruhunu) tutar, öbürüsünü ise adı konulmuş bir ecele kadar salıverir. Şüphesiz bunda, düşünebilen bir kavim için gerçekten ayetler vardır. (Zümer Suresi, 42)

Bu ayetten de anlaşılacağı gibi, Allah uyuyan insanın canını almaktadır ama hakkında ölüm kararı verilmemiş olanı eceli gelinceye kadar tekrar salıvermektedir. Bu haliyle insan bildiğimiz manada ölmüş olmaz. Yalnızca geçici bir süre için ruhu bedeninden ayrılmış farklı bir boyuta girmiş olur. Uyanacağı zaman ise tekrar ruhu bedenine iade edilir.

Sonuç olarak Hz. İsa’nın uykudakine benzer bir duruma sokularak Allah katına yükseltildiğini, olayın bildiğimiz ölüm olmadığını, sadece bu boyuttan bir ayrılış olduğunu söyleyebiliriz. (Doğrusunu en iyi Allah bilir)

Kuran’ı Kerim Neden Gönderildi

Elif lâm râ! Bu, İnsanları Rabb’lerinin izniyle karanlıklardan aydınlığa, Aziz ve Hamîd olanın dosdoğru yoluna çıkarman için, sana indirdiğimiz Kitaptır.(İbrahim: 1)

İşte bu, insanlara bir tebliğdir. Onunla uyarılsınlar ve ancak onun tek ilah olduğunu bilsinler ve akıl sahipleri öğüt alsınlar diye…(İbrahim: 52)

Biz, kitabı ancak hakkında ihtilaf ettikleri şeyleri onlara açıklaman için, yol gösterici ve iman eden bir halka rahmet olarak sana indirdik. (Nahl: 62)

Öğüt almak İçin Gönderildi:

Onların söylediklerini biz daha iyi biliriz. Sen, onları zorlayacak değilsin. Bu sebeple tehdidimden korkanlara Kur’an ile öğüt ver. (Kâf: 45)

Düşünmek İçin Gönderildi:

Onlar, Kur’an’ı hiç düşünmüyorlar mı, yoksa kalpleri üzerinde kilitler mi var? (Muhammed: 24)

Akıl sahiplerinin, ayetlerini düşünmeleri ve öğüt almaları için sana indirdiğimiz mübarek bir kitaptır. (Sâd: 29)

Hak ile bâtılı ayırmak için gönderildi:

Ey iman edenler! Eğer Allah’tan korkarsanız, O size iyiyi kötüden ayıracak bir kabiliyet verir. Ve sizin günahlarınızı örter. Sizi bağışlar. Allah son derece büyük lütuf sahibidir. (Enfal: 29)

Deki, “Hak geldi, batıl yıkıldı. Zaten batıl yıkılmaya mahkumdur.” (İsra: 81)

Müjdelemek Ve Uyarmak İçin Gönderildi:

Müjdeci ve uyarıcıdır. Oysa çokları işitmeyerek yüz çevirmiştir (Fussilet: 4)

Şüphesiz bu Kur’an, en doğru yolu gösterir. Doğruları yapan müminlere büyük mükafat olduğunu müjdeler. (İsra: 9)

İnsanları Uyarmak İçin Gönderildi:

“O, (Kur’an) senden önce kendilerine bir uyarıcı gelmemiş olan bir toplumu, belki doğru yola gelirler diye uyarman için Rabbi’nden gelen gerçektir.” (Secde: 3)

İnsanları Doğru Yola Sırat-ı Müstakime Ulaştırmak İçin Gönderildi:

Allah, onunla hoşnut olduğu şeyleri isteyenleri kurtuluş yollarına iletip karanlıklardan aydınlığa çıkarır ve onları dosdoğru bir yola hidayet eder (Maide: 16)

Korunmak İsteyenlere Kılavuz Olmak İçin Gönderildi:

İşte bu kitap, onda hiç şüphe yok ki korunmak isteyenler için bir kılavuzdur. (Bakara: 2)

İnsanlara Rahmet Olması İçin Gönderildi:

Andolsun ki, peygamberlerin kıssalarında, sağduyu sahipleri için ibretler vardır. Bu, uydurma bir söz değildir. Kendinden önceki Kitabları tasdik eden, iman eden bir toplum için her şeyi açıklayan, doğru yolu gösteren bir rehber ve rahmettir.(Yûsuf: 111)

Kur’an’dan müminler için şifa ve rahmeti indiriyoruz. Bu, zalimlere de hüsrandan başka bir şeyi artırmıyor (İsra: 82)

İnsanlara Ağır Ağır Okunmak için Gönderildi:

Kur’an’ı insanlara ağır ağır okuman için bölüm bölüm indirdik. (İsra: 106)

Bütün Kutsal Kitaplardaki Hakkı Doğrulamak Tasdik Ve Teyit Etmek İçin Gönderildi:

Sana vahyettiğimiz kitap, kendinden öncekileri tasdik eden hak bir kitaptır. Allah, kullarından haberdardır, onları görür.(Fatır: 31)

Mü’minlere İmanlarını Artırmak İçin Gönderildi:

Bizim sana her bir peygamberin haberini anlatmamız senin kalbini sağlamlaştırmak içindir. Bu konuda sana gerçek olan, güzel öğüt ve uyarı gelmiştir. (Hûd: 124)

Kalplerini Yatıştırmak Ve  Mutmain Kılmak İçin Gönderildi:

De ki: “O’nu Ruhul Kudüs (Cebrail), müminlerin imanının pekişmesi, müslümanlara doğru yolu göstermek ve müjde vermek için Rabbinin katından indirmiştir (Nahl: 102)

İslam Düşmanlarına Karşı Kur’an’la Savaşmak İçin Gönderildi:

O halde sen, kafirlere itaat etme ve onlara karşı Kur’an’la büyük bir cihatla mücadele et. (Fûrkan: 52)

İnsanların İhtilafa düştükleri Şeyleri Açıklamak İçin Gönderildi:

Biz, kitabı ancak hakkında ihtilaf ettikleri şeyleri onlara açıklaman için, yol gösterici ve iman eden bir halka rahmet olarak sana indirdik. (Nahl: 64)

Kendisiyle Hükmedilmesi İçin Gönderildi:

Şüphesiz biz, sana kitabı insanlar arasında Allah’ın sana gösterdiği gibi hüküm veresin diye hak olarak indirdik, hainlerin savunucusu olma(Nisa: 105)

Kendisine Tabi Olunup Yaşanması İçin Gönderildi:

Rabbinizden size indirilene uyun; ondan başka velilere uymayın. Ne kadar az öğüt dinliyorsunuz!(A’râf: 3)

İnsanlara Sorumluluklarını Hatırlatmak Ve Onlara Sorumluluk Yüklemek İçin Gönderildi:

Topluca Allah’ın ipine sımsıkı sarılın ve parçalanmayın! Allah’ın üzerinizdeki nimetini düşünün, hani siz düşman idiniz de O, kalplerinizi birleştirdi. O’nun bu nimeti ile kardeşler oldunuz. Siz, bir ateş çukurunun kenarında idiniz de sizi oradan kurtardı. Doğru yola çıkasınız diye, Allah size ayetlerini işte böyle açıklıyor. (Al-i İmran: 103)

Kur’an Ölüler İçin Değil Diriler İçin Gönderildi:

Ona şiir öğretmedik, ona yakışmaz da. Bu, yalnızca bir hatırlatma ve apaçık Kur’an’dır.

Diri olanları uyarmak ve sözün nankörler aleyhinde gerçekleşmesi için… (Yâsin: 69-70)

“Sen, ölüye sesini duyuramazsın, arkasını dönüp gittiği zaman sağırlara çağrını duyuramazsın.” (Rûm: 52)

Kur’an Arapça Olarak Gönderildi:

Biz Kur’an’ı yabancı bir dilde okusaydık:

‑Ayetleri açıklanmalı değil miydi? bir Araba, yabancı dilde mi? derlerdi. De ki:

‑İman edenlere kılavuz ve şifadır. İman etmeyenlerin kulaklarında ağırlık vardır. O, onlara karşı bir körlüktür. (Sanki) onlara uzak bir yerden sesleniliyor. (Fussilet: 44)

Onların, “Ona (Muhammed’e) bir insan öğretiyor.” dediklerini elbette biliyoruz. Kastettikleri kimsenin dili yabancıdır. Kur’an ise apaçık Arapça’dır. (Nahl : 103)

Kur’an Öğüt alınması için Kolaylaştırılmıştır:

Andolsun ki Kur’an’ı da öğüt olması için kolaylaştırdık, öğüt alan var mı?  (Kamer: 17,22, 32, 40)

Sponsorlu Bağlantılar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

RenkliNOT