Kategoriler
Din Kültürü

Hz. Muhammed (s.a.a) Sözleri

Peygamber Efendimizin Özlü Sözleri

Allah Peygamber’i Hz. Muhammed (s.a.a) hayatın şifrelerini bizler için kısa ve özlü sözlerle vermiştir.Bazen saatlerce konuşmanın fayda etmeyeceği, kitaplar okuyarak anlayamayacağımız şeyleri Peygamber efendimiz bir iki cümlelik sözlerle beynimize kazımıştır.Kalpten çıkan kalbe işlemektedir.

Sponsorlu Bağlantılar

Peygamber efendimiz bizlere nasıl yaşamamız, neler yapmamız, nasıl kulla olmamız, nelerden uzak durup neleri örnek almamız, güzel ahlak, haramlar ve helaller ve İslam adına herşeyi hadisleri ve güzel sözleri ile bize aktarmıştır.Şimdi bu hadislere ve güzel sözlere bakalım;

Hz. Muhammed (s.a.a) Şiirleri

Hz. Muhammed’in (s.a.a) Hayatı

Hz. Muhammed, peygamber, islam, din, kuran

Hz. Muhammed’in (saa) Güzel Sözleri

Allah bir kapıyı kaparsa bin kapıyı açar

Susan, kurtulmuştur.

İman iki eşit parçadır. Yarısı sabır, yarısı şükürdür.

Kuran yedi nüans üzerine indirildi. Onun hiçbir harfi yoktur ki, bir hiç zahir, bir de batın mana taşımasın. Ebu Talip’in oğlu Ali’de bu zahir ve batına ait ilim mevcuttur.

Sonradan özür dilemeyi gerektiren şeyleri yapmaktan kaçınınız.

Haset, ateş nasıl odunu yer yutarsa iyilikleri yer yutar, mahveder.

Mazlumun bedduasından sakınınız. O dua ile Allah arasında perde yoktur.

Dostlukta da düşmanlıkta da aşırıya kaçmayın.

Bir gün birisiyle dost olduğunuzda, yarın onun bir düşman olabileceğini unutmayın.

İnsanlara akılları ölçüsünde söz söyleyiniz.

İnsanların en hayırlısı, ahlakı en güzel olanıdır.

İnsan dilinin altında gizlidir.

Başkalarının kusurlarından bahsetmek istediğin vakit, kendi kusurlarını hatırla. O zaman başkalarının kusurlarıyla alakadar olmaya hakkın olmadığını hatırlarsın.

Kabrimi ziyareti bayrama çevirmeyin.

Münafıklığın alameti üçtür : Konuştuğu zaman yalan söyler, vaat ettiği zaman sözünde durmaz, emanete hıyanet eder.

Bir insanın gerçek zenginliği, onun bu dünyada yaptığı iyilikleridir.

Kim bir kardeşini, bir günah sebebi ile ayıplarsa, o günahı işlemedikçe o kimse ölmez.

Evlat kokusu cennet kokusudur.

Utanmak güzeldir ama kadınlarda olursa daha da güzel olur.

Bilgisizler içinde bir bilgili, ölüler içinde bir diridir.

Sakın kendisine verdiğin kıymeti sana vermeyenle arkadaş olma.

Babalarınıza iyilik edin ki, oğullarınız da size iyilik etsin.

Siz kendiniz namuslu olun ki, kadınlarınız da namuslu olsunlar.

Bela insanın diline bağlıdır. Bir kimse bir şeyi yapmam dedi mi, şeytan her işini bırakıp onu yaptırana kadar uğraşır.

Zengin, çok mala sahip olana denmez, zengin kalbi olana denir.

Bir baba, çocuğuna güzel terbiyeden daha iyi miras bırakamaz.

Cahiller cesur olurlar.

İyilik yap ehli olana da, olmayana da, ehline isabet ederse yerini bulur. Etmez ise ehli sen olursun.

Sana emanet edilen şeyi iyi sakla, birinin hıyanetine uğradığın zaman hoş gör ve hıyanete hıyanetlikle karşılık verme.

En büyük düşmanın, iki kaburga kemiğinin arasında olan düşmandır.

Erdemin en büyüğü, seninle ilişkilerini kesene iyilik etmen, senden esirgeyene vermen, sana kötülük edeni bağışlayıp, dost elini uzatmandır.

Bir anlık tefekkür, bin yıl ibadetten hayırlıdır.

Şeref, edep iledir. Soy ile değildir.

Uyku, ölümün kardeşidir

Hz. Muhammed’in (s.a.a) Sözleri

İman iki eşit parçadır. Yarısı sabır, yarısı şükürdür.

Hz. Muhammed (s.a.a)

Kuran yedi nüans üzerine indirildi. Onun hiçbir harfi yoktur ki, bir hiç zahir, bir de batın mana taşımasın. Ebu Talip’in oğlu Ali’de bu zahir ve batına ait ilim mevcuttur.

Hz. Muhammed (s.a.a)

Sonradan özür dilemeyi gerektiren şeyleri yapmaktan kaçınınız.

Hz. Muhammed (s.a.a)

Haset, ateş nasıl odunu yer yutarsa iyilikleri yer yutar, mahveder.

Hz. Muhammed (s.a.a)

Mazlumun bedduasından sakınınız. O dua ile Allah arasında perde yoktur.

Hz. Muhammed (s.a.a)

Dostlukta da düşmanlıkta da aşırıya kaçmayın.

Hz. Muhammed (s.a.a)

Bir gün birisiyle dost olduğunuzda, yarın onun bir düşman olabileceğini unutmayın.

Hz. Muhammed (s.a.a)

İnsanlara akılları ölçüsünde söz söyleyiniz.

Hz. Muhammed (s.a.a)

İnsanların en hayırlısı, ahlakı en güzel olanıdır.

Hz. Muhammed (s.a.a)

İnsan dilinin altında gizlidir.

Hz. Muhammed (s.a.a)

Başkalarının kusurlarından bahsetmek istediğin vakit, kendi kusurlarını hatırla. O zaman başkalarının kusurlarıyla alakadar olmaya hakkın olmadığını hatırlarsın.

Hz. Muhammed (s.a.a)

Kabrimi ziyareti bayrama çevirmeyin.

Hz. Muhammed (s.a.a)

Münafıklığın alameti üçtür : Konuştuğu zaman yalan söyler, vaat ettiği zaman sözünde durmaz, emanete hıyanet eder.

Hz. Muhammed (s.a.a)

Bir insanın gerçek zenginliği, onun bu dünyada yaptığı iyilikleridir.

Hz. Muhammed (s.a.a)

Kim bir kardeşini, bir günah sebebi ile ayıplarsa, o günahı işlemedikçe o kimse ölmez.

Hz. Muhammed (s.a.a)

Evlat kokusu cennet kokusudur.

Hz. Muhammed (s.a.a)

Utanmak güzeldir ama kadınlarda olursa daha da güzel olur.

Hz. Muhammed (s.a.a)

Bilgisizler içinde bir bilgili, ölüler içinde bir diridir.

Hz. Muhammed (s.a.a)

Sakıvermeyen kendisine verdiğin kıymeti sana nle arkadaş olma.

Hz. Muhammed (s.a.a)

Babalarınıza iyilik edin ki, oğullarınız da size iyilik etsin.

Hz. Muhammed (s.a.a)

Siz kendiniz namuslu olun ki, kadınlarınız da namuslu olsunlar.

Hz. Muhammed (s.a.a)

Bela insanın diline bağlıdır. Bir kimse bir şeyi “yapmam” dedi mi, şeytan her işini bırakıp onu yaptırana kadar uğraşır.

Hz. Muhammed (s.a.a)

Zengin, çok mala sahip olana denmez, zengin kalbi olana denir.

Hz. Muhammed (s.a.a)

Bir baba, çocuğuna güzel terbiyeden daha iyi miras bırakamaz.

Hz. Muhammed (s.a.a)

Cahiller cesur olurlar.

Hz. Muhammed (s.a.a)

İyilik yap ehli olana da, olmayana da, ehline isabet ederse yerini bulur. Etmez ise ehli sen olursun.

Hz. Muhammed (s.a.a)

Sana emanet edilen şeyi iyi sakla, birinin hıyanetine uğradığın zaman hoş gör ve hıyanete hıyanetlikle karşılık verme.

Hz. Muhammed (s.a.a)

En büyük düşmanın, iki kaburga kemiğinin arasında olan düşmandır.

Hz. Muhammed (s.a.a)

Erdemin en büyüğü, seninle ilişkilerini kesene iyilik etmen, senden esirgeyene vermen, sana kötülük edeni bağışlayıp, dost elini uzatmandır.

Hz. Muhammed (s.a.a)

Bir anlık tefekkür, bin yıl ibadetten hayırlıdır.

Hz. Muhammed (s.a.a)

Şeref, edep iledir. Soy ile değildir.

Hz. Muhammed (s.a.a)

Hz.Muhammed (s.a.a)’in Arapça Özlü Sözleri

لإِسْلاَمُ حُسْنُ الْخُلُقِ

İslâm, güzel ahlâktır
Kenzü’l-Ummâl, 3/17, HadisNo: 5225

مَنْ لاَ يَرْحَمِ النَّاسَ لاَ يَرْحَمْهُ اللَّهُ
İnsanlara merhamet etmeyene Allah merhamet etmez
Müslim, Fedâil, 66; Tirmizî, Birr, 16

يَسِّرُوا وَلاَ تُعَسِّرُوا وَبَشِّرُوا وَلاَ تُنَفِّرُوا
Kolaylaştırınız, güçleştirmeyiniz, müjdeleyiniz, nefret ettirmeyiniz
Buhârî, İlm, 12; Müslim, Cihâd, 6

إنَّ مِمَّا أدْرَكَ النَّاسُ مِنْ كَلاَمِ النُّبُوَّةِ:
إذَا لَمْ تَسْتَحِ فَاصْنَعْ مَا شِئْتَ
İnsanların Peygamberlerden öğrenegeldikleri sözlerden biri de: “Utanmadıktan sonra dilediğini yap!” sözüdür
Buhârî, Enbiyâ, 54; EbuDâvûd, Edeb, 6

اَلدَّالُّ عَلىَ الْخَيْرِ كَفَاعِلِهِ
Hayra vesile olan, hayrı yapan gibidir
Tirmizî, İlm, 14
اِتَّقِ اللَّهَ حَـيْثُمَا كُنْتَ وَأتْبِـعِ السَّـيِّـئَةَ الْحَسَنَةَ تَمْحُهَا
وَخَالِقِ النَّاسَ بِخُلُقٍ حَسَنٍ
Nerede olursan ol Allah’a karşı gelmekten sakın; yaptığın kötülüğün arkasından bir iyilik yap ki bu onu yok etsin İnsanlara karşı güzel ahlakın gereğine göre davran
Tirmizî, Birr, 55

إنَّ اللَّهَ تَعَالى يُحِبُّ إذَا عَمِلَ أحَدُكُمْ عَمَلاً أنْ يُتْقِنَهُ
Allah, sizden birinizin yaptığı işi, ameli ve görevi sağlam ve iyi yapmasından hoşnut olur
Taberânî, el-Mu’cemü’l-Evsat, 1/275; Beyhakî, fiu’abü’l-Îmân, 4/334

اَلإِيمَانُ بِضْعٌ وَسَبْعُونَ شُعْبَةً أفْضَلُهَا قَوْلُ لاَ إِلهَ إِلاَّاللَّهُ وَأدْنَاهَا إِمَاطَةُ اْلأذَى عَنِ الطَّرِيقِ وَالْحَيَاءُ شُعْبَةٌ مِنَ اْلإِيـمَانِ
İman, yetmiş küsur derecedir En üstünü “Lâ ilâhe illallah (Allah’tan başka ilah yoktur)” sözüdür, en düşük derecesi de rahatsız edici bir şeyi yoldan kaldırmaktır Haya da imandandır
Buhârî, Îmân, 3; Müslim, Îmân, 57, 58

مَنْ رَأَى مِنْكُمْ مُنْكَرًا فَلْيُغَيِّرْهُ بِيَدِهِ فَإِنْ لَمْ يَسْتَطِـعْ فَبِلِسَانِهِ فَإِنْ لَمْ يَسْتَطِـعْ فَبِقَلْبِهِ وَذَلِكَ أضْعَفُ اْلإِيـمَانِ
Kim kötü ve çirkin bir iş görürse onu eliyle düzeltsin; eğer buna gücü yetmiyorsa diliyle düzeltsin; buna da gücü yetmezse, kalben karşı koysun Bu da imanın en zayıf derecesidir
Müslim, Îmân, 78; Ebû Dâvûd, Salât, 248
لاَ ضَرَرَ وَلاَ ضِرَارَ
Zarar vermek ve zarara zararla karşılık vermek yoktur
İbn Mâce, Ahkâm, 17; Muvatta’, Akdıye, 31

لاَ يُؤْمِنُ أحَدُكُمْ حَتَّى يُحِبَّ لأخِيهِ مَا يُحِبُّ لِنَفْسِهِ
Hiçbiriniz kendisi için istediğini (mü’min) kardeşi için istemedikçe (gerçek) iman etmiş olamaz
Buhârî, Îmân, 7; Müslim, Îmân, 71

اَلْمُسْلِمُ أخُو الْمُسْلِمِ لاَ يَظْلِمُهُ وَلاَ يُسْلِمُهُ مَنْ كَانَ فِي حَاجَةِ أخِيهِ كَانَ اللَّهُ فِي حَاجَتِهِ وَمَنْ فَرَّجَ عَنْ مُسْلِمٍ كُرْبَةً فَرَّجَ اللَّهُ عَنْهُ بِهَا كُرْبَةً مِنْ كُرَبِ يَوْمِ الْقِيَامَةِ وَمَنْ سَتَرَ مُسْلِمًا سَتَرَهُ اللَّهُ يَوْمَ الْقِيَامَةِ
Müslüman müslümanın kardeşidir Ona zulmetmez, onu (düşmanına) teslim etmez Kim, (mümin) kardeşinin bir ihtiyacını giderirse Allah da onun bir ihtiyacını giderir Kim müslümanı bir sıkıntıdan kurtarırsa, bu sebeple Allah da onu kıyamet günü sıkıntılarının birinden kurtarır Kim bir müslümanı(n kusurunu) örterse, Allah da Kıyamet günü onu(n kusurunu) örter
Buhârî, Mezâlim, 3; Müslim, Birr, 58

لاَ تَدْخُلُونَ الْجَنَّةَ حَتَّى تُؤْمِنُوا وَلاَ تُؤْمِنُوا حَتَّى تَحَابُّوا
İman etmedikçe cennete giremezsiniz, birbirinizi sevmedikçe de (gerçek anlamda) iman etmiş olamazsınız
Müslim, Îmân, 93; Tirmizî, Sıfâtu’l-Kıyâme, 56

اَلْمُسْلِمُ مَنْ سَلِمَ النَّاسُ مِنْ لِسَانِهِ وَيَدِهِ
Müslüman, insanların elinden ve dilinden emin olduğu kimsedir
Tirmizî, Îmân, 12; Nesâî, Îmân, 8

لاَ تَبَاغَضُوا وَلاَ تَحَاسَدُوا وَلاَ تَدَابَرُوا وَكُونُوا عِبَادَ اللَّهِ إخْوَانًا
وَلاَ يَحِلُّ لِمُسْلِمٍ أنْ يَهْجُرَ أخَاهُ فَوْقَ ثَلاَثِةِ اَيَّامٍ
Birbirinize buğuz etmeyin, birbirinize haset etmeyin, birbirinize arka çevirmeyin; ey Allah’ın kulları, kardeş olun Bir müslümana, üç günden fazla (din) kardeşi ile dargın durması helal olmaz
Buhârî, Edeb, 57, 58

إنَّ الصِّدْقَ يَهْدِي إلَى الْبِرِّ وَ إنَّ الْبِرَّ يَهْدِي إلَى الْجَنَّةِ وَإنَّ الرَّجُلَ لَيَصْدُقُ حَتَّى يُكْتَبَ عِنْدَ اللَّهِ صِدِّيقًا وَ إنَّ الْكَذِبَ يَهْدِي إلَى الْفُجُورِ وَ إنَّ الْفُجُورَ يَهْدِي إلَى النَّارِ وَ إنَّ الرَّجُلَ لَيَـكْذِبُ حَتَّى يُكْتَبَ عِنْدَ اللَّهِ كَذَّابًا
Hiç şüphe yok ki doğruluk iyiliğe ***ürür İyilik de cennete ***ürür Kişi doğru söyleye söyleye Allah katında sıddîk (doğru sözlü) diye yazılır Yalancılık kötüye ***ürür Kötülük de cehenneme ***ürür Kişi yalan söyleye söyleye Allah katında kezzâb (çok yalancı) diye yazılır
Buhârî, Edeb, 69; Müslim, Birr, 103, 104

لاَ تُمَارِ أخَاكَ وَلاَ تُمَازِحْهُ وَلاَ تَعِدْهُ مَوْعِدَةً فَتُخْلِفَهُ
(Mümin) kardeşinle münakaşa etme, onun hoşuna gitmeyecek şakalar yapma ve ona yerine getirmeyeceğin bir söz verme
Tirmizî, Birr, 58

تَبَسُّمُكَ فِي وَجْهِ أخِيكَ لَكَ صَدَقَةٌ وَأمْرُكَ بِالْمَعْرُوفِ وَ نَهْيُكَ عَنِ الْمُنْكَرِ صَدَقَةٌ وَإِرْشَادُكَ الرَّجُلَ فِي أرْضِ الضَّلاَلِ لَكَ صَدَقَةٌ وَإِمَاطَتُكَ الْحَجَرَ وَالشَّوْكَ وَالْعَظْمَ عَنِ الطَّرِيقِ لَكَ صَدَقَةٌ
(Mümin) kardeşine tebessüm etmen sadakadır İyiliği emredip kötülükten sakındırman sadakadır Yolunu kaybeden kimseye yol göstermen sadakadır Yoldan taş, diken, kemik gibi şeyleri kaldırıp atman da senin için sadakadır
Tirmizî, Birr, 36

رِضَى الرَّبِّ في رِضَى الْـوَالِدِ وَسَخَطُ الرَّبِّ في سَخَطِ الْـوَالِدِ
Allah’ın rızası, anne ve babanın rızasındadır
Allah’ın öfkesi de anne babanın öfkesindedir
Tirmizî, Birr, 3
ثَلاَثُ دَعَوَاتٍ يُسْتَجَابُ لَهُنَّ لاَ شَكَّ فِيهِنَّ:
دَعْوَةُ الْمَظْلُومِ، وَدَعْوَةُ الْمُسَافِرِ ، وَدَعْوَةُ الْوَالِدِ لِوَلَدِهِ
Üç dua vardır ki, bunlar şüphesiz kabul edilir:
Mazlumun duası, misafirin duası ve babanın evladına duası
İbn Mâce, Dua, 11
مَا نَحَلَ وَالِدٌ وَلَدًا مِنْ نَحْلٍ أَفْضَلَ مِنْ أدَبٍ حَسَنٍ
Hiçbir baba, çocuğuna, güzel terbiyeden daha üstün bir
hediye veremez
Tirmizî, Birr, 33

خِيَارُكُمْ خِيَارُكُمْ لِنِسَائِهِمْ
Sizin en hayırlılarınız, hanımlarına karşı en iyi davrananlarınızdır
Tirmizî, Radâ’, 11; ‹bn Mâce, Nikâh, 50
لَيْس مِنَّا مَنْ لَمْ يَرْحَمْ صَغِيرَنَا وَيُوَقِّرْ كَبِيرَنَا
Küçüklerimize merhamet etmeyen, büyüklerimize saygı
göstermeyen bizden değildir
Tirmizî, Birr, 15; Ebû Dâvûd, Edeb, 66

مَنْ كَانَ يُؤْمِنُ بِاللَّهِ وَالْيَوْمِ الآخِرِ فَلاَ يُؤْذِ جَارَهُ وَمَنْ كَانَ يُؤْمِنُ بِاللَّهِ وَالْيَوْمِ الآخِرِ فَلْيُكْرِمْ ضَيْفَهُ وَمَنْ كَانَ يُؤْمِنُ بِاللَّهِ وَالْيَوْمِ الآخِرِ فَلْيَقُلْ خَيْرًا أوْ لِيَصْمُتْ
Allah’a ve ahiret gününe imân eden kimse, komşusuna eziyet etmesin Allah’a ve ahiret gününe imân eden misafirine ikramda bulunsun Allah’a ve ahiret gününe imân eden kimse, ya hayır söylesin veya sussun
Buhârî, Edeb, 31, 85; Müslim, Îmân, 74, 75

مَا زَالَ جِبْرِيلُ يُوصِينِي بِالْجَارِ حَتَّى ظَنَنْتُ أنَّهُ سَيُوَرِّثُهُ
Cebrâil bana komşu hakkında o kadar çok tavsiyede bulundu ki;
ben (Allah Teâlâ) komşuyu komşuya mirasçı kılacak zannettim
Buhârî, Edeb, 28; Müslim, Birr, 140, 141
اَلسَّاعِي عَلَى الأرْمَلَةِ وَالْمِسْكِينِ كَالْمُجَاهِدِ فِي سَبِيلِ اللَّهِ
أوِ الْقَائِمِ اللَّيْلَ الصَّائِمِ النَّهَارَ
Dul ve fakirlere yardım eden kimse, Allah yolunda cihad eden
veya gündüzleri (nafile) oruç tutup, gecelerini (nafile) ibadetle
geçiren kimse gibidir
Buhârî, Nafakât, 1; Müslim, Zühd, 41;
Tirmizî, Birr, 44; Nesâî, Zekât, 78

كُلُّ ابْنِ آدَمَ خَطَّاءٌ وَخَيْرُ الْخَطَّائِينَ التَّوَّابُونَ
Her insan hata eder
Hata işleyenlerin en hayırlıları tevbe edenlerdir
Tirmizî, Kıyâme, 49; İbn Mâce, Zühd, 30

عَجَبًا لأمْرِ الْمُؤْمِنِ إِنَّ أمْرَهُ كُلَّهُ خَيْرٌ وَلَيْس ذَاكَ لأحَدٍ إِلاَّ لِلْمُؤْمِنِ: إِنْ أصَابَتْهُ سَرَّاءُ شَـكَرَ فَـكَانَ خَيْرًا لَهُ وَإِنْ أصَابَتْهُ ضَرَّاءُ صَبَرَ فَـكَانَ خَيْرًا لَهُ
Mü’minin başka hiç kimsede bulunmayan ilginç bir hali vardır; O’nun her işi hayırdır Eğer bir genişliğe (nimete) kavuşursa şükreder ve bu onun için bir hayır olur Eğer bir darlığa (musibete) uğrarsa sabreder ve bu da onun için bir hayır olur
Müslim, Zühd, 64; Dârim”, Rikâk, 61
مَنْ غَشَّـنَا فَلَيْس مِنَّا
Bizi aldatan bizden değildir
Müslim, Îmân, 164
لاَ يَدْخُلُ الْجَنَّةَ نَمَّامٌ
Söz taşıyanlar (cezalarını çekmeden ya da affedilmedikçe)
cennete giremezler
Müslim, Îmân, 168; Tirmizî, Birr, 79

أعْطُوا الأجِيرَ أجْرَهُ قَبْلَ أنْ يَجِفَّ عَرَقُهُ
İşçiye ücretini, (alnının) teri kurumadan veriniz
İbn Mâce, Ruhûn, 4
إِنَّ فِي الْجَسَدِ مُضْغَةً إِذَا صَلَحَتْ صَلَحَ الْجَسَدُ كُلُّهُ
وَإِذَا فَسَدَتْ فَسَدَ الْجَسَدُ كُلُّهُ ألاَ وَهِيَ الْقَلْبُ
İnsanda bir organ vardır Eğer o sağlıklı ise bütün vücut sağlıklı olur; eğer o bozulursa bütün vücut bozulur Dikkat edin! O, kalptir
Buhârî, Îmân, 39; Müslim, Müsâkât, 107

اِتَّقُوا اللَّهَ رَبَّـكُمْ وَصَلُّوا خَمْسَـكُمْ وَصُومُوا شَهْرَكُمْ وَأدُّوا زَكَاةَ أمْوَالِكُمْ وَأطِيعُوا ذَاأمْرِكُمْ تَدْخُلُوا جَنَّةَ رَبِّـكُمْ

عَنْ أَنَسِ بْنِ مَالِكٍ عَنِ النَّبِىِّ صَلَّى اللّٰهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ قَالَلاَ يُؤْمِنُ أحَدُكُمْ حَتَّى يُحِبَّ لأخِيهِ مَا يُحِبُّ لِنَفْسِهِ
“Sizden biriniz kendisi için sevdiğini mü’min kardeşi için sevmedikçe gerçek mü’min olamaz”

(Buhârî, “Îmân”, 7; Müslim, “Îmân”, 71, Tirmizî, “Sıfatü’l-Kıyâme”, 59)

عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ قَالَ قَالَ رَسُولُ اللّٰهِ صَلَّى اللّٰهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَالْمُسْلِمُ أَخُو الْمُسْلِمِ لاَ يَظْلِمُهُ وَلاَ يَخْذُلُهُ وَلاَ يَحْقِرُهُالتَّقْوٰى هٰا هُنَا وَيُشِيرُ إِلَى صَدْرِهِ ثَلاَثَ مَرَّاتٍ « بِحَسْبِ امْرِئٍ مِنَ الشَّرِّ أَنْ يَحْقِرَ أَخَاهُ الْمُسْلِمَ كُلُّ الْمُسْلِمِ عَلَى الْمُسْلِمِ حَرَامٌ دَمُهُ وَمَالُهُ وَعِرْضُهُ
“Müslüman müslümanın karde­şidir.Ona zulmetmez; onu yardımsız bırakmaz; onu tahkir etmez. Üç defa kalbine işaret ederek Takva şuradadır. Müslüman kardeşini hakir görmesi kişiye kötülük olarak yeter. Her müslümanın namusu, kanı, malı ve onuru müslümana haramdır. “
(Müslim, “Birr”, 32)

عَنِ الزُّهْرِىِّ عَنْ سَالِمٍ عَنْ أَبِيهِ أَنَّ رَسُولَ اللّٰهِ صَلَّى اللّٰهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ قَالَ اَلْمُسْلِمُ أخُو الْمُسْلِمِ لاَ يَظْلِمُهُ وَلاَ يُسْلِمُهُ مَنْ كَانَ فِي حَاجَةِ أخِيهِ … كَانَ اللّٰهُ فِي حَاجَتِهِ

“Müslüman müslümanın kardeşidir. Ona zulmetmez, onu (zalimlere de) teslim etmez. Kim, din kardeşinin bir ihtiyacını giderirse, Allah da onun ihtiyacını giderir…” (Buhârî, “Mezâlim”, 3; “İkrah”,7; Müslim, “Birr”, 58;Tirmizî, “Hudud”,3.)

عَنِ الزُّهْرِىِّ عَنْ سَالِمٍ عَنْ أَبِيهِ أَنَّ رَسُولَ اللّٰهِ صَلَّى اللّٰهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ قَالَ وَمَنْ فَرَّجَ عَنْ مُسْلِمٍ كُرْبَةً فَرَّجَ اللّٰهُ عَنْهُ بِهَا كُرْبَةً مِنْ كُرَبِ يَوْمِ الْقِيَامَةِ وَمَنْ سَتَرَ مُسْلِمًا سَتَرَهُ اللّٰهُ يَوْمَ الْقِيَامَةِ…

“Kim müslümanı bir sıkıntıdan kurtarırsa, bu sebeple Allah da onu kıyamet günü sıkıntılarının birinden kurtarır. Kim bir müslümanı(n kusurunu) örterse, Allah da Kıyamet günü onu(n kusurunu) örter…”

(Buhârî, “Mezâlim”, 3; Müslim, “Birr”, 58.)

عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ عُمَرَ أَنَّ رَسُولَ اللّٰهِ صَلَّى اللّٰهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ قَالَوَلاَ يَحِلُّ لِمُسْلِمٍ أنْ يَهْجُرَ أخَاهُ فَوْقَ ثَلاَثِةِ اَيَّامٍ

“Müslümanın, din kardeşine üç günden fazla dargın durması helal değildir.”
(Müslim, “Birr”,26; Ayrıca bkz. Buhârî, “Edeb”, 57, 62; Ebu Davud, “Edeb”, 47; tirmizî, “Birr ve Sıla”,21.)

عَنِ النُّعْمَانِ بْنِ بَشِيرٍ قَالَ قَالَ رَسُولُ اللّٰهِ صَلَّى اللّٰهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَمَثَلُ الْمُؤْمِنِينَ فِى تَوَادِّهِمْ وَتَرَاحُمِهِمْ وَتَعَاطُفِهِمْ مَثَلُ الْجَسَدِ إِذَا اشْتَكَى مِنْهُ عُضْوٌ تَدَاعَى لَهُ سَائِرُ الْجَسَدِ بِالسَّهَرِ وَالْحُمَّى

“Müminler birbirini sevmede, birbirlerine karşı sevgi ve merhamet göstermede tek bir beden gibidir. O bedenin bir organı acı çektiği zaman, bedenin diğer organları da uykusuzluk ve yüksek ateş çekerler.”

(İbn Hanbel, IV, 271; Buhârî, “Edeb”, 27; Müslim, “Birr”, 66.)

عَنْ أَبِي هُرَيْرَةَ ، أَنَّ رَسُولَ اللّٰهِ صَلَّى اللّٰهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ قَالَ : ” إِيَّاكُمْ وَالظَّنَّ ، فَإِنَّ الظَّنَّ أَكْذَبُ الْحَدِيثِ ، وَلا تَجَسَّسُوا ، وَلا تَنَافَسُوا ، وَلا تَدَابَرُوا ، وَلا تَحَاسَدُوا ، وَلا تَبَاغَضُوا ، وَكُونُوا عِبَادَ اللّٰهِ إِخْوَانًا

“Zandan sakının. Zira zan sözün en yalan olanıdır. İnsanların özel hallerini araştırmayın, konuşmalarını dinlemeye çalışmayın, birbirinizin alışverişini kızıştırmayın, birbirinize haset etmeyin, birbirinize kin beslemeyin, birbirinize sırt çevirmeyin. Ey Allah’ın kulları kardeşler olun.”
(Buhârî, “Edeb”,58; Nikah”,46)

عَنْ جَابِرِ بْنِ عَبْدِ اللَّهِ قَالَ قَالَ رَسُولُ اللّٰهِ صَلَّى اللّٰهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَكُلُّ مَعْرُوفٍ صَدَقَةٌ وَإِنَّ مِنَ الْمَعْرُوفِ أَنْ تَلْقَى أَخَاكَ بِوَجْهٍ طَلْقٍ وَأَنْ تُفْرِغَ مِنْ دَلْوِكَ فِى إِنَاءِ أَخِيكَ

“Her iyilik bir sadakadır. Kardeşini güler yüzle karşılaman, kovandan ihtiyacı olan bir şeyi kardeşinin kovasna boşaltman da bu tür iyiliklerdendir.”
(Tirmizi, “Birr”, 45)

عَنْ أَبِى ذَرٍّ قَالَ قَالَ لِىَ النَّبِىُّ صَلَّى اللّٰهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ لاَ تَحْقِرَنَّ مِنَ الْمَعْرُوفِ شَيْئًا وَلَوْ أَنْ تَلْقَى أَخَاكَ بِوَجْهٍ طَلْقٍ
“Din kardeşini güler yüzle karşılaman bile olsa hiçbir iyiliği küçük görme!”
(Müslim, “Birr”, 144)

عَنْ أَبِي هُرَيْرَةَ ، قَالَ : قَالَ رَسُولُ اللّٰهِ صَلَّى اللّٰهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: يُفْتَحُ أَبْوَابُ الْجَنَّةِ كُلَّ يَوْمِ اثْنَيْنٍ وَخَمِيسٍ ، فَيُغْفَرُ لِكُلِّ عَبْدٍ لا يُشْرِكُ بِاللّٰهِ شَيْئًا ، إِلا رَجُلًا بَيْنَهُ وَبَيْنَ أَخِيهِ شَحْنَاءُ ، فَيُقَالُ : انْظُرُوا هٰذَيْنِ حَتّٰى يَصْطَلِحَا

Ebû Hüreyre (r.a.)’den rivayet edildiğine göre Resûlullah (s.a.s.) şöyle buyurdu: «Cennetin kapıları, Pazartesi ve Perşembe günleri açılır. Din kardeşi ile arasında düşmanlık olan kimse hariç Allah’a hiç bir şeyi eş koşmayan her kul bağışlanır. “Bu iki kişiyi aralarında anlaşıncaya kadar bekletiniz, barışıncaya kadar bekletiniz! denilir.»

(Muvatta, “Husnu’l-Hulk”,4; Müslim, “Birr “, 35; Tirmizi,” Birr”, 76; Ebu Davud, “Edeb”, 47.)

عَنْ أَبِي الدَّرْدَاءِ ، قَالَ رَسُولُ اللّٰهِ صَلَّى اللّٰهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ : مَا مِنْ عَبْدٍ مُسْلِمٍ يَدْعُو لأَخِيهِ بِظَهْرِ الْغَيْبِ إِلا قَالَ الْمَلَكُ : وَلَكَ بِمِثْلٍ

Ebü’d-Derdâ (r.a.)Resûlullah (sav)’i şöyle buyururken dinlediğini söylemiştir:
“Kim gıyabında bir din kardeşi için dua ederse, mutlaka melek ona, aynı şeyler sana da verilsin, diye dua eder.”
(Müslim, “Zikir”, 86. Ayrıca bk. Ebû Dâvûd, “Vitir”, 29.)

عَنْ ثَوْبَانَ ، عَنِ النَّبِيِّ صَلَّى اللّٰهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ ، قَالَ : ” إِنَّ الْمُسْلِمَ إِذَا عَادَ أَخَاهُ الْمُسْلِمَ لَمْ يَزَلْ فِي خُرْفَةِ الْجَنَّةِ حَتَّى يَرْجِعَ
“Müslüman, hasta kardeşini ziyaret ettiğinde dönünceye dek cennet bahçelerinde demektir.”
(Müslim, “Birr”, 41; Tirmizî, “Cenâiz”, 2)

عَنْ أَبِي كَرِيمَةَ المِقْدَادِ بْنِ مَعْدِ يكَرْبٍ رَضِيَ اللّٰهُ عَنْهُ عَنِ النَّبِيِّ صَلَّى اللّٰهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ قَالَ « إِذَا أَحَبَّ الرَّجُلُ أَخَاهُ ، فَلْيُخْبِرْه أَنَّهُ يُحِبُّهُ
Ebû Kerîme Mikdâd İbni Ma’dîkerib radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre Nebi (s.a.s.)şöyle buyurdu: “Din kardeşini seven kişi, ona sevdiğini bildirsin!”
(Ebû Dâvûd, “Edeb”, 113 ; Tirmizî, “Zühd”, 53)

عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ قَالَ قَالَ رَسُولُ اللّٰهِ صَلَّى اللّٰهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَلَا تَدْخُلُونَ الْجَنَّةَ حَتَّى تُؤْمِنُوا وَلَا تُؤْمِنُوا حَتَّى تَحَابُّوا أَوَلَا أَدُلُّكُمْ عَلَى شَيْءٍ إِذَا فَعَلْتُمُوهُ تَحَابَبْتُمْ أَفْشُوا السَّلَامَ بَيْنَكُمْ

Ebû Hüreyre (r.a.)’den rivâyet edildiğine göre Resûlullah (s.a.s.) şöyle buyurdu:
“Sizler iman etmedikçe cennete giremezsiniz. Birbirinizi sevmedikçe de iman etmiş olamazsınız. Yaptığınız zaman birbirinizi seveceğiniz bir şey söyleyeyim mi? Aranızda selâmı yayın!”
(Ahmed b.Hanbel, II,478. Müslim,” Îmân”, 93-94. Ayrıca bk. Tirmizî, “Et’ime”, 45, “Kıyamet”, 56; İbni Mâce, “Mukaddime”, 9, “Edeb”, 11)

عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ قَالَ قَالَ رَسُولُ اللّٰهِ صَلَّى اللّٰهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ…وَاللّٰهُ فِي عَوْنِ الْعَبْدِ مَا كَانَ الْعَبْدُ فِي عَوْنِ أَخِيهِ …

“….Kul din kardeşine yardımcı olduğu sürece, Allah da onun yardımcısı olur…” (Ahmed b. Hanbel, II,252; Müslim, “Zikir”, 38; İbn Mâce, “Sunne”, 17; Tirmizi, “Hudud”, 3)

Hz.Muhammed (s.a.a)’in  Özlü Sözleri

  1. Allah bir kapıyı kaparsa bin kapıyı açar
  2. Susan, kurtulmuştur.
  3. İman iki eşit parçadır. Yarısı sabır, yarısı şükürdür.
  4. Kuran yedi nüans üzerine indirildi. Onun hiçbir harfi yoktur ki, bir hiç zahir, bir de batın mana taşımasın. Ebu Talip’in oğlu Ali’de bu zahir ve batına ait ilim mevcuttur.
  5. Sonradan özür dilemeyi gerektiren şeyleri yapmaktan kaçınınız.
  6. Haset, ateş nasıl odunu yer yutarsa iyilikleri yer yutar, mahveder.
  7. Mazlumun bedduasından sakınınız. O dua ile Allah arasında perde yoktur.
  8. Dostlukta da düşmanlıkta da aşırıya kaçmayın.
  9. Bir gün birisiyle dost olduğunuzda, yarın onun bir düşman olabileceğini unutmayın.
  10. İnsanlara akılları ölçüsünde söz söyleyiniz.
  11. İnsanların en hayırlısı, ahlakı en güzel olanıdır.
  12. İnsan dilinin altında gizlidir.
  13. Başkalarının kusurlarından bahsetmek istediğin vakit, kendi kusurlarını hatırla. O zaman başkalarının kusurlarıyla alakadar olmaya hakkın olmadığını hatırlarsın.
  14. Kabrimi ziyareti bayrama çevirmeyin.
  15. Münafıklığın alameti üçtür : Konuştuğu zaman yalan söyler, vaat ettiği zaman sözünde durmaz, emanete hıyanet eder.
  16. Bir insanın gerçek zenginliği, onun bu dünyada yaptığı iyilikleridir.
  17. Kim bir kardeşini, bir günah sebebi ile ayıplarsa, o günahı işlemedikçe o kimse ölmez.
  18. Evlat kokusu cennet kokusudur.
  19. Utanmak güzeldir ama kadınlarda olursa daha da güzel olur.
  20. Bilgisizler içinde bir bilgili, ölüler içinde bir diridir.
  21. Sakın kendisine verdiğin kıymeti sana vermeyenle arkadaş olma.
  22. Babalarınıza iyilik edin ki, oğullarınız da size iyilik etsin.
  23. Siz kendiniz namuslu olun ki, kadınlarınız da namuslu olsunlar.
  24. Bela insanın diline bağlıdır. Bir kimse bir şeyi yapmam dedi mi, şeytan her işini bırakıp onu yaptırana kadar uğraşır.
  25. Zengin, çok mala sahip olana denmez, zengin kalbi olana denir.
  26. Bir baba, çocuğuna güzel terbiyeden daha iyi miras bırakamaz.
  27. Cahiller cesur olurlar.
  28. İyilik yap ehli olana da, olmayana da, ehline isabet ederse yerini bulur. Etmez ise ehli sen olursun.
  29. Sana emanet edilen şeyi iyi sakla, birinin hıyanetine uğradığın zaman hoş gör ve hıyanete hıyanetlikle karşılık verme.
  30. En büyük düşmanın, iki kaburga kemiğinin arasında olan düşmandır.
  31. Erdemin en büyüğü, seninle ilişkilerini kesene iyilik etmen, senden esirgeyene vermen, sana kötülük edeni bağışlayıp, dost elini uzatmandır.
  32. Bir anlık tefekkür, bin yıl ibadetten hayırlıdır.
  33. Şeref, edep iledir. Soy ile değildir.
  34. Uyku, ölümün kardeşidir.
  35. “…Anne ve babaya iyilik edin. Onlardan biri veya her ikisi senin yaninda yaslanirsa, sakin onlara “öf” bile deme ve onlari azarlama. ikisine de tatli ve güzel söz söyle. Onlari esirgeyerek alçakgönüllülükle üzerlerine kanat ger.
  36. Bir de akrabaya, yoksula, yolda kalmisa hakkini ver. Bununla beraber malini saçip savurma. Eli siki olma, büsbütün eli açik da olma; aksi halde kinanir ve kaybettiklerinin hasretini çeker durursun.
  37. Yetimin malina, rüsdüne erinceye kadar, sadece en güzel niyetle yaklasin.
  38. Geçim endisesiyle çocuklarinizi öldürmeyin.
  39. Zinaya yaklasmayin; çünkü o açik bir kötülük ve çok kötü bir yoldur.
  40. Verdiginiz sözü de yerine getirin. Çünkü verilen söz sorumlulugu gerektirir.
  41. Ölçtügünüz zaman tamamen dogru ölçün ve dogru terazi ile tartin. Bu hem daha iyi, hem de neticesi bakimindan daha güzeldir.
  42. Hakkinda bilgin bulunmayan seyin ardina düsme. Çünkü kulak, göz ve gönül bunlarin herbiri yaptiklarindan sorumludur.
  43. Yeryüzünde böbürlenerek yürüme; çünkü sen ne yeri yarabilir ne de boyca daglara erisebilirsin…”
  44. “iyilikle kötülük bir olmaz… Sen kötülügü en güzel bir sekilde önle. O zaman seninle arasinda düsmanlik bulunan kimse, candan bir dost gibi olur.”
  45. “Kim zerre miktari kadar bir iyilik yaparsa karsiligini görür; kim de zerre miktari kadar bir kötülük yaparsa karsiligini görür.”
  46. “Yetimi sakin ezme, el açip isteyeni de sakin azarlama.”
  47. “…Size verilse, gözünüzü yummadan alamayacaginiz kötü mali hayir (yardim, sadaka) diye vermeye kalkismayin…”
  48. “Bir topluluga duydugunuz kin sizi sakin adaletsizlige sevketmesin. Adil olun.”
  49. “Kim sabreder ve affederse, süphesiz bu hareketi yapilmaya deger islerdendir.”
  50. “Sen af yolunu tut, iyi olani emret ve bilgisizlere aldiris etme.”
  51. “Bir topluluk baska bir toplulugu alaya almasin. Belki de alaya aldiklari kisiler kendilerinden daha iyidirler.”
  52. “Birbirinizin kusurlarini arastirmayin. Biriniz digerini arkadan çekistirmesin.”
  53. “insanlardan alirken ölçüp tarttiklarinda tam, onlara vermek için ölçüp tarttiklarinda ise noksan yapan hilekârlara yaziklar olsun!”
  54. “Ölçüyü tastamam yapin, eksik verenlerden olmayin. Dogru terazi ile tartin. insanlarin hakki olan seyleri kismayin. Yeryüzünde bozgunculuk yaparak karisiklik çikarmayin.”
  55. “Karsilikli rizaya dayanan ticaret hali olmasi disinda mallarinizi aranizda haksiz yollar ile yemeyin.”
  56. “Mallarinizi aranizda haksiz sebeplerle yemeyin. Kendiniz bilip dururken, insanlarin mallarindan bir kismini haksiz yollarla yemeniz için o mallari hakimlere aktarmayin.”
  57. “Sevdirin, nefret ettirmeyin; kolaylastirin, zorlastirmayin.”
  58. “…Yumusak davran ! Gerçekten bu davranis kimde bulunursa onu süsler; kimde bulunmazsa onu da çirkinlestirir.”
  59. “Bir kimse yumusak davranmaktan mahrum ise iyiligin tamamindan mahrumdur.”
  60. “…Asil pehlivan kizdigi zaman kendine hakim olabilen kimsedir.”
  61. “Üç kisi bir yerde otururlarken ikisi fisildasarak konusmasinlar. Çünkü bu davranis üçüncüyü üzer.”
  62. “izinleri olmadan iki kisi arasina oturulmaz.”
  63. “Bir kimse bir söz söyleyip sonra (acaba baska duyan oldu mu dercesine) iki tarafina bakindigi zaman, bu söz (dinleyene) emanettir.”
  64. “Kisi, o müsade etmedikçe, kardesinin alis-verisi sirasinda o alis-verise girmesin ve kardesinin evlenme teklifi üzerine (ayni kisiye) evlenme teklifinde bulunmasin.”
  65. “insanlarin en kötülerinden biri de, bir kisim insanlara bir yüzle baska bir kismina ise baska yüzle görünenlerdir.”
  66. “Fakirlere yapilan yardim bir iyiliktir; akrabaya yapilan yardim ise iki iyilik sayilir: Birincisi akrabayi gözetmek iyiligi, ikincisi de ona yardim etmek iyiligi.”
  67. “Haset (çekememezlik) iyilikleri yer bitirir; tipki atesin odunu yiyip tükettigi gibi. Sadaka hatalari söndürür; tipki suyun atesi söndürmesi gibi.”
  68. “iyi arkadas güzel koku satan kisiye benzer; ondan sana birsey degmese bile onun kokusundan sana siner. Kötü arkadas ise körükçüye benzer; sana karasindan birsey bulasmasa bile dumanindan bulasir.”
  69. “insanlarla yaptigi iste onlara haksizlik etmemis, konustugunda yalan söylememis, söz verdiginde sözünden dönmemis bir kimse; sahsiyeti gelismis, adaleti görülmüs, kardesi olmak gerekmis ve arkasindan konusulmasi yasak olmus bir kimse demektir.”
  70. “iyilige sebep olan, onu yapan gibidir.”
  71. “ilim Çin`de de olsa aliniz…”
  72. “Sizden birisi bir kötülük görünce onu eli ile degistirsin, buna gücü yetmezse dili ile degistirsin, buna da gücü yetmezse kalbi ile bu durumu kötü görsün…”
  73. “`insanlar iyi olur, iyilik yaparlarsa biz de iyi olur iyilik yapariz; haksizlik yaparlarsa biz de haksizlik yapariz’ diyen kisilerden olmayin. Aksine siz kendinizi insanlar iyi olurlarsa iyi olmaya; kötü olurlarsa haksizlik yapmamaya alistirin.”
  74. “Güçsüzün incitilmeksizin hakkini alamadigi bir toplum yücelemez.”
  75. “is ehil olmayana verilince kiyameti bekle!”
  76. “Herhangi birinizin elinde bir fidan varken, kiyamet kopacak olsa bile onu hemen diksin.”
  77. “Gerçek zenginlik mal çoklugu degil, gönül toklugudur.”
  78. “Siz erkeklerin kadinlar üzerinde hakkiniz oldugu gibi, onlarin da sizin üzerinizde haklari vardir.”
  79. “Sizin en iyiniz, kadinlarina karsi en iyi olaninizdir.”
  80. “Tokalasin ki kin gitsin; hediyelesin ki birbirinizi sevin ve düsmanlik gitsin.”

Hz. Muhammed (s.a.a) 40 Hadis

1- “Ey Allah’ın kulları, sizler hasta ve alemlerin Rabbi de tabip gibidir. Hastanın yararı tabibin bildiği ve onunla tedbir ettiği şeylerdedir, nefsinin istediği ve kendisinin çıkardığı (önerdiği) şeylerde değildir. Öyleyse Allah’ın emrine teslim olun ki kurtuluşa eresiniz.”[1]

2- “Kim sabahlar da Müslümanların meseleleriyle ilgilenmezse onlardan değildir; kim “Ey Müslümanlar!” diye feryat eden birinin sesini duyar da onun yardımına koşmazsa, Müslüman değildir.”[2]

3- Hz. Peygamber (s.a.a) bir grup ashabı savaşa gönderdi, döndüklerinde şöyle buyurdu:

“Çok hoş geldiniz; ne mutlu küçük cihadı yapıp boyunlarında büyük cihat kalan kavme!” Ya Resulellah, büyük cihat nedir?” diye sorduklarında; “Nefisle cihat etmektir.” buyurdular.[3]

4- “Ümmetimin içerisinde bidatler ortaya çıktığında alim ilmini ortaya koymalıdır; kim bunu yapmazsa Allah’ın laneti ona olsun.”[4]

5- “Alimler dünya işlerine girmedikçe peygamberlerin eminleri (güvendikleri vekilleri)dirler.” Ya Resulellah, dünya işlerine girmeleri nasıl olur? diye sorduklarında şöyle buyurdular: “Sultana (Tağut olan hakim yöneticilere) uymalarıyla olur. Bunu yaparlarsa dininiz hususunda onlardan sakının.”[5]

6- “Ben ümmetim hakkında ne müminden korkarım ne de müşrikten; müminin önünü imanı alır, müşriki ise küfrü yok eder. Ben sizler için konuşmasını bilen dilli münafıktan korkarım; sizin bildiğinizi hoşlandığınızı söyler, ama sevmediğinizi yapar.”[6]

7- “Kıyamet günü olduğunda bir münadi şöyle nida eder: Zalimler ve zalimlerin yardımcıları, onların mürekkeplerini güzelleştirenler yahut keselerinin ağzını bağlayanlar veya kalemlerini sivri edenler neredeler? Onları da zalimlerle haşr edin.”[7]

8- “Benim Ehl-i Beyt’imi kendi aranızda, vücuttaki baş ve baştaki iki göz gibi kabul edin. (Tabiatıyla) Baş, gözler olmadan yolunu bulamaz.”[8]

9- “İnsanların en kötüsü ahiretini dünyasına satan kimsedir; bundan daha kötü olan da, ahiretini diğerlerinin dünyasına satandır.”[9]

10- “Kim bir sultanı (güç sahibini) Allah’ı gazaplandıran bir şeyle hoşnut ederse, Allah’ın dininden çıkmış olur.”[10]

11- “Kim bir zenginin yanına gelerek (zenginliği için) ona boyun eğerse, dininin üçte ikisi gider.”[11]

12- “İyi insanın alameti on şeydir: Allah için sever, Allah için buğz eder, Allah için arkadaş olur, Allah için ayrılır, Allah için sinirlenir, Allah için razı olur, Allah için çalışır, Allah’a el açar, Allah için korkar….ve Allah için iyilik yapar.”[12]

13- “Bir zaman gelecektir ki benim ümmetim, alimleri ancak güzel elbise, Kur’ân’ı ise güzel sesle tanırlar ve Allah’a yalnız Ramazan ayında ibadet ederler. Böyle oldu mu Allah-u Teala, ilmi, hilmi ve merhameti olmayan bir hükümdarı onlara musallat kılar.”[13]

14- “Kıyamet günü olduğunda, alimlerin kalemlerinin mürekkebi şehitlerin kanlarıyla ölçülür; alimlerin kalemlerinin mürekkebi şehitlerin kanlarından daha üstün gelir.”[14]

15- “Kim kurtuluş gemisine binmeyi, güvenilir bir kulptan tutmayı ve sağlam bir ipe sarılmayı severse, Ali’yi sevsin; onun düşmanına düşman olsun ve onun evladından olan Hidayet İmamlarına uysun; zira onlar benim halifelerim, vasilerim, benden sonra Allah’ın yaratıklarına olan hüccetleri, ümmetimin efendileri, takvalıları ve cennete rehberlik eden kimselerdir. Onların hizbi benim hizbimdir, benim hizbim ise Hizbullah’tır; onların düşmanlarının hizbi ise Hizb’uş- Şeytan’dır.”[15]

16- “Yükünü insanların üzerine atan kimse, melundur (Allah’ın rahmetinden uzaktır).”[16]

17- “Kıyamet günü olduğunda, dört şeyden sorulmadıkça insan yerinden hareket etmez: Ömrünü nerede geçirdiğinden, gençliğini nerede çürüttüğünden, malını nereden kazanıp nerede harcadığından ve biz Ehl-i Beyt’in sevgisinden.”[17]

18- “Şem’un, cahilin nişaneleri nedir? diye sorduğunda Resulullah (s.a.a) şöyle buyurdular:

“Cahil ile arkadaş olursan seni zahmete düşürür, uzak durursan küfreder, sana bir şey verirse minnet eder, sen bir şey verirsen nankörlük eder, sırrını ona söylersen hıyanet eder, sırrını sana söylerse seni (onu yaymakla) suçlar, zengin olursa azar, kaba ve katı yürekli olur, fakir olursa Allah’ın nimetini inkar eder ve günahtan çekinmez, sevinçli olursa haddini aşar ve azgınlık yapar, üzülürse ümitsizliğe kapılır, gülerse kahkahayla güler, ağlarsa çığlık atar, iyilere dil uzatır, Allah’ı sevmez, O’nun haklarını gözetmez, O’ndan utanmaz, O’nu anmaz, razı etsen seni över ve sende bulunmayan iyilikleri sana nispet verir, sinirlenirse övgüleri kesilir ve sende bulunmayan kötülükleri sana nispet verir. İşte cahilin durumu budur.”[18]

19- Resulullah (s.a.a): “Ya Ali! Altı yüz bin koyun, altı yüz bin dinar, yoksa altı yüz bin kelime mi (söz) istiyorsun?” buyurduğunda, Hz. Ali (a.s): “Ya Resulellah! Altı yüz bin kelime (söz) istiyorum” dedi. Bunun üzerine Resulullah şöyle buyurdular:

“Altı yüz bin sözü altı cümlede toplayıp sana söylüyorum; onlar şunlardır: Ya Ali! İnsanların müstehap ve farz olmayan işlerle uğraştıklarını gördüğünde, sen farzları tamamlamakla meşgul ol. İnsanların, dünya işleriyle uğraştıklarını gördüğünde sen ahiret işiyle uğraş. İnsanların diğerlerinin ayıplarıyla uğraştıklarını gördüğünde sen kendi ayıplarınla meşgul ol (onları düzeltmeye çalış). İnsanları dünyayı süslemekle meşgul olduklarını gördüğünde sen, ahiretini ziynetlendirmeye çalış. İnsanların çok amel yapmakla meşgul olduklarını gördüğünde, sen temiz amel yapmakla meşgul ol. İnsanların, halka tevessül ettiklerini gördüğünde, sen Allah’a tevessül et (O’na el aç).”[19]

20- “Yıldızlar (denizlerde yolunu kaybedenlerin) boğulmaktan emanda kalmalarına (kurtulmalarına) bir vesile olduğu gibi, benim Ehl-i Beyt’im de ümmetimin ihtilaftan emanda kalması için bir vesiledir. Bu yüzden Arap’tan (veya herhangi bir milletten) bir kabile onlara muhalefet ederse, ihtilafa düşer ve şeytan hizbinden olur.”[20]

21- “Rabbim dokuz şeyi bana tavsiye etmiştir: Gizlide ve açıkta ihlaslı olmayı, sevinç ve gazap halinde adaletli davranmayı, fakirlik ve zenginlikte iktisatlı olmayı, bana zulmedeni affetmeyi, beni mahrum bırakana ihsanda bulunmayı, benimle ilişkisini kesenle ilişki kurmayı, susmamın tefekkür, konuşmamın zikir ve bakışımın da ibret olmasını.”[21]

22- “Ya Cabir! Benim vasilerim ve benden sonra Müslümanların İmamı; önce Ali’dir, sonra Hasan, sonra Hüseyin, sonra Ali bin Hüseyin, sonra “Bakır” olarak meşhur olacak Muhammed bin Ali; -Ey Cabir, sen onu (İmam Bakır’ı) göreceksin, onunla karşılaştığın vakit benim selamımı kendisine söyle- sonra Cafer bin Muhammed, sonra Musa bin Cafer, sonra Ali bin Musa, sonra Muhammed bin Ali, sonra Ali bin Musa, sonra Muhammed bin Ali, sonra Ali bin Muhammed, sonra Hasan bin Ali, sonra da Kâim (Mehdi)’dir ki, onun ismi benim ismim, künyesi benim künyemdir. O, Hasan bin Ali’nin oğludur. Allah onun eliyle yeryüzünün doğusu ve batısını fetheder. O kendi dostlarına o kadar gizli kalır ki, artık Allah’ın kalplerini imanla imtihan ettiği kimselerden başkası onun imametine inanmakta sabit kalmaz.”[22]

23- “Kim Allah için kırk gün ihlasla amel ederse, hikmet çeşmeleri kalbinden diline dökülür.”[23]

24- “Ya Ali, kıyamet günü, üç gözden başka her göz ağlayacaktır; Allah yolunda geceleri yatmayan göz, Allah’ın haram kıldığı şeylere bakmayan göz ve Allah korkusundan ağlayan göz.”[24]

25- “Ben ilmin şehri, Ali de onun kapısıdır; ilim isteyen o kapıya gelmelidir.”[25]

26- “Ya Ebazer! Beş şeyi beş şeyden önce ganimet bil: İhtiyarlıktan önce gençliğini, hastalıktan önce sıhhatini, fakirlikten önce zenginliğini, işin çıkmadan önce boşluğunu ve ölümden önce hayatını.”[26]

27- “Allah-u Teala şekil ve mallarınıza bakmaz, kalp ve amellerinize bakar ancak.”[27]

28- “Ey insanlar! Ben aranızda iki değerli emanet bırakıyorum; onlara sarıldığınız müddetçe asla sapıklığa düşmezsiniz; onlar, Allah’ın kitabı ve Ehl-i Beyt’imdir.”[28]

29- Resulullah (s.a.a) buyurmuştur ki: Meryem oğlu İsa havarilerine şöyle buyurdu: “Kendinizi Allah’a sevdirin ve O’na yaklaşın” Ya Ruhellah! Hangi vesile ile kendimizi O’na sevdirelim ve O’na yaklaşalım? dediklerinde, Hz. İsa: “Günah işleyenleri sevmeyerek ve onlara buğz ederek Allah’ın rızasını elde ediniz.” buyurdu. Ya Ruhellah! O halde kiminle oturalım? dediklerinde de Hz. İsa: “Görünüşü, size Allah’ı hatırlatan, konuşması bilginizi artıran ve ameli sizi ahirete meyillendiren kimseyle oturun.” buyurdu.[29]

30- “Kimde şu dört sıfat olursa münafıktır; bunlardan biri de onda olursa onu terk edene kadar bir nifak sıfatı onda olur: Konuştuğunda yalan konuşan, verdiği sözde durmayan, anlaştığında hıyanet yapan, tartıştığında haktan sapan kimse.”[30]

31- “Bilin ki, ümmetimin en kötüleri, şerlerinden korkulduğundan dolayı saygı gösterilen kimselerdir. Bilin ki, şerrinden korkarak halkın saygı gösterdiği kimse benden değildir.”[31]

32- “Biz kurtuluş gemisiyiz, kim bu gemiye binerse kurtulur, kim de ondan uzaklaşırsa helak olur. O halde kimin Allah’tan bir haceti, isteği olursa, onu biz Ehl-i Beyt’e tevessül ederek (bizi vasıta kılarak) dilesin.”[32]

33- “Ey Müslümanlar! Zinadan sakının; çünkü zinada, üçü dünya, üçü de ahirette olmak üzere altı hususiyet vardır: Dünyada olanlar şunlardır: Zina, değeri yok eder, fakirlik doğurur, ömrü azaltır. Ahirette olanlar da şunlardır: Zina, Allah’ın gazabına, hesabın zorluğuna ve ateşte ebedi kalmaya sebep olur.”[33]

34- “Ya Ali, şu üç şeye sahip olmayanın hiçbir ameli doğrulmaz: Kendisini Allah’a karşı günah işlemekten alıkoyacak takva, akılsızın cehaletini önleyecek ilim ve insanlarla iyi geçinebilmesini sağlayacak akıl.”[34]

35- Sizlerden biriniz, bir kötü iş gördüğünde onu eliyle ortadan kaldırsın; buna gücü yetmezse diliyle ona karşı çıksın; buna da gücü yetmezse kalbiyle ona buğz etsin; ki bu (sonuncusu) imanın en zayıf mertebesidir.”[35]

36- “Bilin ki kim, Âl-i Muhammed (Ehl-i Beyt)’in sevgisi üzere (onların halleriyle hallenerek) ölürse şehit olarak ölmüştür; bilin ki kim, Âl-i Muhammed’in sevgisiyle ölürse, günahları bağışlanmış olarak ölmüştür; bilin ki kim, Âl-i Muhammed’in sevgisi üzere ölürse, tövbe etmiş olarak ölmüştür; bilin ki kim, Âl-i Muhammed’in sevgisi üzere ölürse, imanı kamil bir mümin olarak ölmüştür; bilin ki kim, Âl-i Muhammed’in sevgisi üzere ölürse ölüm meleği, sonra da Nekir ve Münker onu cennetle müjdeler; bilin ki kim, Âl-i Muhammed’in sevgisi üzere ölürse, gelinin kocasının evine uğrulandığı gibi o da cennete uğrulanır.”[36]

37- “Ya Ali! Şarap içen puta tapan gibidir. Ya Ali! Allah, şarap içenin namazını kırk gün kabul etmez ve o kırk gün içerisinde ölürse kafir olarak ölmüş olur.”[37]

38- “Yumuşaklık nede olursa onu süsler; sertlik de nede olursa onu çirkinleştirir.”[38]

39- “Kim (gücü olduktan sonra) hacca gitmeyi geciktirerek hacca gitmeden ölürse Allah-u Teala onu, kıyamet günü Yahudi veya Hıristiyan olarak haşr eder.”[39]

40- “Namahreme bakmak, şeytanın oklarından zehirli bir oktur, (bakanın kalbine işler); öyleyse kim Allah-u Teala’dan korkarak namahreme bakmazsa, Allah-u Teala ona öyle bir iman verir ki, onun tadını kalbinde hisseder.”[40]

Allah’ın rahmeti, bereketi, selat ve salamı O’nun ve Ehli Beyt’inin üzerine olsun…

Sponsorlu Bağlantılar

“Hz. Muhammed (s.a.a) Sözleri” için 3 yanıt

Hz. Muhammed (s.a.a) Hakkında Sorular ve Cevaplar - Peygamber Efendimiz İle İlgili Soru ve Cevaplardiyorki:

[…] Hz. Muhammed (s.a.a) Sözleri […]

Hz. Muhammed (s.a.a) Şiirleri - Hz. Muhammed (s.a.a) İle İlgili Şiirler - En Güzel Şiirlerdiyorki:

[…] Hz. Muhammed (s.a.a) Sözleri […]

Hz. Muhammed'in (s.a.a) Hayatı - Hz. Muhammed (s.a.a) Kimdir? Hz. Muhammed (s.a.a) Biyografisidiyorki:

[…] Hz. Muhammed (s.a.a) Sözleri […]

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

RenkliNOT