Sizden gelen soru:
* Hazreti Muhammed (s.a.a)’in öldüğü tarih kaçtır? *
Cevap:
Hz. Muhammed’in (s.a.a) Ölüm Tarihi
Hz. Muhammed (s.a.a), (Ebu el-Kasım Muhammed bin Abdullah bin Abdulmuttalip bin Haşim) 20 Nisan 571‘de Mekke’de dünyaya gelmiştir ve 8 Haziran 632’de ise Medine’de hayatını kaybetmiştir. İslam dininn son peygamberi alemlere rahmet Hz. Muhammed (s.a.a) yakalandığı hastalık sonucunda hayata gözlerini yummuştur.
Ayurca bkz: Hz. Muhammed’in (s.a.a) Hayatı
Son Anları ve Vefat Günü
Yüce Allah elçisinin büyük ve mukaddes ruhu, hicrî on birinci yılın sefer ayının yirmi sekizi pazartesi günü ortalarında ebediyet âlemine kanat açtı. [9] Onun pak cesedinin üzerine Yemen kumaşından bir parça örttüler. Kısa bir müddet odanın bir köşesine bıraktılar.
Hz. Peygamber’in (saa) hanımlarının ve yakınlarının ağlamalarından, halk vefat ettiğini anladılar. Çok geçmeden, vefat haberi bütün şehre yayıldı.
Ömer bin Hattab, belli olmayan nedenlerle, evden çıkıp, “Peygamber ölmedi! O, aynı Musa (as) gibi Rabbinin yanına gitti.” diye bağırıyordu. Bu konuda o kadar ısrar etti ki, neredeyse bir grubu dahi kendi sözlerine inandıracaktı. Bu arada ashaptan biri [10] gelip, şu ayeti ona okudu:
“Muhammed, yalnızca bir elçidir. Ondan önce nice elçiler gelip geçmiştir. Şimdi o ölürse ya da öldürülürse, siz topuklarınız üzerinde gerisin geriye mi döneceksiniz? İki topuğu üzerinde gerisin geri dönen kimse, Allah’a kesinlikle zarar veremez. Allah, şükredenleri pek yakında ödüllendirecektir.”
Emirü’l-Müminin Ali (as), Hz. Peygamber’in (saa) pak bedenine gusül verip, kefenledi; zira Hz. Peygamber (saa) : “Bana en yakın olan kişi, bana gusül verecek ve beni kefenleyecektir.” buyurmuştu. Bu zat, Ali’den (as) başkası değildi. Daha sonra hazretin yüzünü açtı ve gözlerinden boşanan yaşlarla şöyle dedi:
“Anam-babam sana feda olsun, senin vefatınla -hiç kimsenin ölümüyle kesilmeyen- peygamberliğin, ilahî vahyin ve göksel haberlerin ardı arkası kesiliverdi. Bizlere, zorluklar karşısında sabırlı olmayı buyurmamış olsaydın, gözlerimin yaşı kuruyuncaya kadar sana ağlardım. Ancak bizim bu yolda gam ve kederimiz daimidir ve bu miktar bile senin yolunda oldukça azdır. Başka çare yok. Anam-babam sana feda, diğer âlemlerde bizleri hatırla ve hatıralarında bizlere de yer ver”.
Hz. Peygamber’e (saa) ilk olarak Hz. Ali (as) namaz kıldı. Daha sonra ashap gruplar halinde ona namaz kıldılar. Bu merasim, Salı günü öğlene kadar devam etti. Daha sonra onu, vefat ettiği kendi hücresinde defnetmeğe karar verildi. Onun kabrini, Ebu Ubeyde b. Cerrah ile Zeyd b. Sehl kazıp hazırladılar. Defin merasimleri de Ali b. Ebu Talip ve Fazl b. Abbas tarafından gerçekleştirildi.
Sonunda onulmaz, yorgunluk bilmez fedakarlıklarıyla insanlığa yeni bir sayfa açan, alın yazılarını değiştiren ve yüzlerine yeni medeniyet kapılarını açan bu büyük şahsiyetin hayat güneşi de böylece batıvermişti…