Kategoriler
Faydalı Bilgiler Kültür/Sanat

F Harfi İle Başlayan Osmanlıca Kelimeler

Osmanlı Türkçesi Sözlüğü ( F Harfi)

Bu yazımızda F harfi ile başlayan bazı Osmanlıca kelimelerin Türkçe karşılıklarına yer verdik. Türk tarihinin büyük bir kısmının Osmanlı Türkçesi ile kaleme alınmış olması bile, günümüzde Osmanlı Türkçesini öğrenmenin ne kadar önemli olduğunu göstermekte. Gerek Osmanlı tarihine ilgi duyanlar için, gerekse bilgilerini geliştirmek isteyenler için faydalı olmasını umuyoruz…

Sponsorlu Bağlantılar

Anlamını merak ettiğiniz Osmanlıca kelimeyi  ctrl+f  kombinasyonu ile aratarak kolaylıkla bulabilirsiniz…


FÂCİR: 1. Fücûr sahibi, fena huylu. günahkâr.

FÂDIL-FÂZIL: Faziletli, fazilet sahibi, erdemli.

FADL-FAZL: İyilik, fazilet, erdem.

FAHR: Övgü, şeref, böbürlenme.

FAHR-İ KÂİNAT: Kâinatın övgüsü, şerefi; Hz. Peygamber (s.a.v.) .

FAHŞÂ: 1. Meşru olmayan cinsel ilişki, fuhuş. 2. Zekatı az verme, tamahkârlık. 3. Akla ve ahlâka uygun olmayan söz ve iş.

FÂİL: 1. İşleyen, yapan. 2. Te’sirli, etkili.

FÂİL-İ MUHTAR: İstediğini yapmakta serbest olan.

FAKR: Fakirlik, yoksulluk, züğürtlük.

FÂRİĞ: 1. Vazgeçmiş, çekilmiş. 2. Rahat, âsûde. 3. Boş, işini bitirmiş, işsiz.

FARÎZA: 1. Allah’ın emri, farz, vacip, gerek, vazife. 2. Mirasçılardan her birine şer’an düşen hisse, pay.

FART-I İZDİHAM: Fazla kalabalık.

FÂRUK: Haklıyı haksızı ayırmakta pek mahir olan. Hz. Ömer’in sıfatlarından biri.

FARZ: 1. İslâmiyette mazeret olmadıkça yapılması mecburi olan, terkedilmesi günah sayılan Tanrı buyruğu. 2. Zarurî, lüzumlu.

FARZ-I AYN: Kişinin bizzat yapması gereken farz. Herkese farz olan.

FARZ-I KİFÂYE: Bir kısım müslümanların yerine getirmesiyle diğerlerinden sakıt olan farz. Cenaze namazı gibi.

FASÂHAT: Güzel ve açık konuşma, uzdillilik, iyi söz söyleme kabiliyeti.

FÂSIK: Allah’ın emirlerini tanımayan, günah işleyen.

FÂSILA: 1. Aralık, ara, bölme. 2. Ayıran, bölen, Kur’ân-ı Kerim âyetlerinin sonları.

FÂSİD-FÂSİDE: 1. Kötü, fena, yanlış, bozuk. 2. Münafık, fesad çıkaran.

FASL: 1. Ayrıntı, ayırma, kesinti, bölüm. 2. Halletme, neticelendirme, kesip atma.

FÂTIR: Yaratan, yaratıcı.

FAZÂİL: İnsanda iyilik etmeye ve fenalıktan çekinmeye karşı devamlı ve değişmez istidatlar, güzel huylar.

FAZİLET: İnsanda iyilik etmeye ve fenalıktan çekinmeye olan devamlı ve değişmez istidat, güzel vasıf, iyi huy, erdem.

FAZL U İHSÂN: Cömertlik ve bağışta bulunmak.

FAZL U KEREM: Bilginlere, faziletli kişilere yaraşır olgunluk ve cömertlik.

FAZL U RAHMET: Faziletli kişinin lütfu, merhameti ve acıması.

FAZL: 1. Fazla, ziyade, artık, bâki. 2. Fazlalık, üstünlük.

FAZL-I AZÎM: Büyük değer, temelde var olan büyük meziyet.

FEBİHÂ: Ne alâ, ne güzel.

FECR: Fecir; sabaha karşı güneş doğmadan önce, ufkun aydınlığı, tan yerinin ağarması.

FECR-İ SADIK: (Hakiki fecir) şafak sökme.

FEDA: 1. Gözden çıkarma, uğruna verme. 2. Kurban.

FEHVÂ: Mânâ, anlam, mefhum, kavram, hüküm.

FELÂH: Kurtuluş, selâmet, onma, mutluluk, kutluluk.

FELÂK: 1. Tan zamanı. 2. Sabah aydınlığı.

FELÂSİFE: Filozoflar, felsefe ile uğraşanlar, âlimler, bilginler.

FELEK: 1. Gökyüzü, sema. 2. Âlem, dünya. 3. Talih, kader.

FELEKİYYÂT: Gök ve heyet ilmine ait şeyler, astronomik.

FENA: 1. Yok olma, yokluk. "Beka"nın zıddı. (Tasavvufta maddî varlıktan sıyrılıp hakka ulaşma). 2. İyi olmayan, kötü.

FERÂŞE: Pervane (gece kelebeği).

FERC: 1. Aralık, yarık, çatlak. 2. Dişilerde üreme organı, avret.

FERİK: 1. İnsan topluluğu, cemaat. 2. Askerî kolordu kumandanı. 3. Körpe, buğday tanesinin yarı olgunu, firik.

FERMAN: Emir, buyruk, padişah tarafından verilen yazılı emir.

FERMAN-I İLÂHÎ: Allah buyruğu.

FERŞ: 1. Döşeme, yayma. 2. Yayılan şey. 3. Seccade, hasır, 4. Yeryüzü, kır, sahra.

FESAD: Fenalık, kötülük, arabozuculuk. Kargaşalık, karışıklık.

FESH: Bozma, bozulma, dağıtma, dağılma, yürürlükten kalkma.

FETÂNET: Fatinlik, zihin açıklığı, zihnin yaratılıştan bir şeyi çabuk ve iyi anlamak hususundaki istidadı, zeyreklik.

FETH: 1. Açma, açılma. 2. Bir yeri savaşla ele geçirme.

FETH-İ MÜBİN: Açık ve parlak zafer.

FETİŞ: Sahibine uğur getirdiğine ve tabiatüstü özellikler taşıdığına inanılan nesne veya hayvan.

FETRET: 1. İki peygamber veya padişah arasında peygambersiz veya padişahsız geçen zaman. 2. İki vakıa arasındaki zaman.

FETTAH: 1. Zafer kazanmış, üstün gelmiş. 2. Fetheden, açan. 3. Kullarının kapalı işlerini açan, Cenab-ı Hakk.

FETTAN: 1. Fitne ve fesada teşvik eden, ayartan. 2. Cazibeli, gönül alıcı, oynak kadın.

FEVÂHİŞ: 1. Kötülükler. 2. Fahişeler, kahpeler.

FEVÂİD: Faydalar, menfaatler, kârlar, kazançlar.

FEVC: Bölük, takım, cemaat.

FEVERAN: 1. Kaynama, galeyân etme. 2. Damar, vurma, su fışkırtma.

FEVK: Üst, üst taraf, yukarı (maddî-manevî) .

FEVKALÂDE: Âdetin üstünde, duyulmadık, görülmedik, olağanüstü.

FEVKA’L-BEŞER: İnsanüstü.

FEVKA’T-TABİA: Tabiatüstü.

FEVREN: Çarçabuk, birden bire.

FEVT: 1. Bir daha ele geçmemek üzere kaybetmek, elden çıkarma, kaçırma, 2. Ölüm.

FEVZ: Galiplik, zafer, üstünlük, selamet, kurtuluş.

FEVZ-İ AZÎM: Büyük kurtuluş, büyük selamet, büyük başarı.

FEY’: Savaşta elde edilen mal ve ganimet.

FEY’ÜZ GANÂİM: Savaşta elde edilen mallar ve ganimetler.

FEYYAZ: Feyiz, bereket ve bolluk veren. Allah.

FEYZ: 1. Suyun taşıp akması. 2. Bolluk, fazlalık, gürlük. 3. İlim, irfan.

FEZÂ’: Korkma, dayanamama, ümitsizlik.

FEZÂ: Uzay; ucu bucağı bulunmayan boşluk, kâinatın sonsuz genişliği.

FEZÂİL: Faziletler, meziyetler, üstün özellikler.

FEZÂİL-İ MÜTENEVVİA: Türlü hüner, marifet ve meziyetler.

FEZLEKE: Hülâsa, netice, özet.

FIKH-I HANEFİ: Hanefî fıkhı.

FIKH-I İSLÂM: İslâm fıkhı.

FIKIH-FIKH: 1. Bir şeyi anlayıp bilme, 2. Şeriat ilmi, şeriatın usül ve hükümleri, amelî ve şer’î meseleler bilgisi. Hukuk bilgisi.

FIRAK: 1. Tümenler, alaylar, bölükler. 2. Partiler. 3. Takımlar, kalabalıklar, ehl-i sünnet ve cemaatten ayrılan mezhepler.

FIRAK-I İSLÂMİYYE: İslâm fırkaları, mezhepleri.

FIRKA: 1. İnsan kalabalığı grubu. 2. Tümen.

FIRKA-İ NÂCİYYE: Selâmet yolunu bulmuş, müslüman grubu.

FISK U FÜCÛR: Sefahet ve günaha batma.

FISK: 1. Hak yolundan çıkmak, Allah’a karşı isyan etmek. 2. Sefahete dalma, ahlâksızlık, gü-nahkârlık.

FITRA: Fitre: Ramazan’da bölünmeden verilmesi şer’ân vacip olan fıtr, sadaka.

FITRAT: Yaratılış, huy, tabiat, mizaç.

FITRAT-I MUHAMMEDİYE: Hz. Muhammed (s.a.v.)’in huyu, yaratılışı.

FÎ EMRİLLÂH: Allah’ın emrinde.

FÎ SEBİLİLLAH: Allah yolunda, karşılık beklemeksizin.

FÎ: 1. İçinde – de. 2. Tarih bildirir.

FİDÂ: Bir esiri kurtarmak için verilen şey, fidye.

FİDYE: Can kurtarma karşılığı verilen akçe vesaire.

FİİL-Fİ’L: 1. İş, kâr, amel, zamanla ilgili olup mânâya yol açan kelime. 2. Eylem.

FİKR: 1. Fikir, düşünce. 2. İdrak, 3. Zihin, akıl. 4. Hatır.

Fİ’L-İ HAKİKİ: Gerçek eylem, hakiki fiil.

Fİ’L-İ İHTİYÂRİ: Yapılıp yapılmaması insanın kendi seçimine bağlı olan fiil.

Fİ’L-İ KAVLÎ: Kavli fiil, sözle yapılan eylem.

FİRÂK: 1. Ayrılık, ayrılma. 2. Hüzün, keder, sıkıntı.

FİRÂSET: 1. Anlayışlı, çabuk seziş, 2. Binicilik, at yetiştirme bilgisi. 3. Yiğitlik, mertlik.

FİRÂŞ: Döşek, yatak, şilte, hasır, halı.

FİR’AVN: Firavun, eski Mısır hükümdarlarına verilen ünvan. 2. Tanrılık iddiasında bulunduğu için Hz. Musa’nın mücadele ettiği Mısır hükümdarı. 3. Çok kibirli, gururlu ve inat adam, Firavn.

FUAD: Kalp, yürek, gönül.

FUHŞ: 1. Haddini aşma. 2. Kötülük, namusa aykırı hareket.

FUHŞ-U KELÂM: Edep ve terbiye dışı söz.

FUKAHÂ (Fakih): Fakihler, İslâm hukukçuları, Fıkıh âlimleri.

FUKARA: Fakirler, yoksullar.

FUKARA-İ MÜSLİMÎN: Müslüman fakirler.

FUKARA-İ SÂBİRİN: Sabreden, dayanan, oruç açmayan fakirler.

FURKAN: 1. Hak ile batılı ayırmak, iyi ile kötüyü ayırd etmek. 2. Kur’ân-ı Kerim’in adlarından biri.

FUSÛL: 1. Fasıllar, mevsimler. 2. Bölümler, kısımlar.

FÜLÂN: Belirsiz bir şey, filan.

FÜNÛN: 1. Nev’iler, çeşitler, sınıflar, tabakalar. 2. Hünerler, sanatlar, ilimler, fenler.

FÜNÛN-I TABİİYYE: Tabiat ilminin çeşitleri.

FÜRS Ü RÛM: İran ve Anadolu.

FÜRS: 1. Farslılar, Fars milleti. 2. Eski İran.

FÜRÛ’: Dallar, budaklar, ayrıntılar.

FÜTUHÂT: Fetihler, zaferler.

FÜTÛR: Zayıflık, gevşeklik, bezginlik, endişe.


Sponsorlu Bağlantılar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

RenkliNOT