Kategoriler
Faydalı Bilgiler Kültür/Sanat

R Harfi İle Başlayan Osmanlıca Kelimeler

Osmanlı Türkçesi Sözlüğü (R Harfi)

Bu yazımızda R harfi ile başlayan bazı Osmanlıca kelimelerin Türkçe karşılıklarına yer verdik. Türk tarihinin büyük bir kısmının Osmanlı Türkçesi ile kaleme alınmış olması bile, günümüzde Osmanlı Türkçesini öğrenmenin ne kadar önemli olduğunu göstermekte. Gerek Osmanlı tarihine ilgi duyanlar için, gerekse bilgilerini geliştirmek isteyenler için faydalı olmasını umuyoruz…

Sponsorlu Bağlantılar

Anlamını merak ettiğiniz Osmanlıca kelimeyi  ctrl+f  kombinasyonu ile aratarak kolaylıkla bulabilirsiniz…


RABB: 1. Efendi, sahip. 2. Terbiye eden, besleyen. 3. Rab, Allah.
RABBANİYYUN: Kendilerini tamamıyla Allah yoluna vermiş olanlar.
RABITA: 1. İki şeyi birbirine bağlayan nesne. 2. İlgi, münasebet, bağlılık, mensupluk. 3. Düzen, tertip.
RÂBIT-RABITA: 1. Bağlayıcı, bitiştirici. 2. Nefsini ezip kendini Allah‘a bağlamış.
RÂCİ: 1. Geri dönen. 2. Dokunan, ilgisi bulunan.
RACİH-RACİHA: Değerlerinden üstün, daha önce, tercihli.
RA’D: Gök gürültüsü.
RADIYELLAHU ANH: Allah ondan razı olsun.
RADIYELLAHU ANHÜMA: Allah o ikisinden razı olsun.
RADIYELLAHÜ ANHÜM: Allah onlardan razı olsun.
RAFİZÎ: Râfizi fırkasından olan, Hz. Ebubekir, Ömer ve Osman’ın halifeliğini kabul etmeyenlerden olan.
RAĞMEN: Zıddına, inadına davranma, körlük ve nisbet.
RAHAT: Dinlenme, sıkıntısızlık, dinçlik.
RÂHİB: Manastırda oturan hıristiyan din adamı, keşiş.
RÂHİLE: 1. Yük hayvanı. 2. Kervan, yolcular sürüsü.
RAHİM: 1. Dölyatağı, rahim. 2. Akrabalık.

RAHÎM: Esirgeyen, acıyan, merhamet eden.
RAHMET: 1. Esirgeme, merhamet. 2. Yağmur.
RAİYYE: 1. Otlatılan hayvan sürüsü. 2. Bir hükümdar idaresinde bulunan ve vergi veren halklar.
RAKİB: 1. Başka biri ile aynı şeyi isteyen. 2. Bir işte çalışanlarla yarış ederek ileri geçmek isteyenlerden her biri. 3. Murakabe eden, kontrol eden.
RASAD: 1. Gözleme, gözetme, gözlem. 2. Pusu tutma.
RAÛF: 1. Pek esirgeyici, çok acıyıcı Allah‘ın isimlerinden.
RÂVİ: Rivayet eden, haber veren.
RÂYİHÂ: Koku.
RÂZI: Rıza gösteren, kabul eden.
RECA: Umma, dileme, isteme, arzu.
RECEZ: Müstef’ilün müstef’ilün, müstef’ilün müstef’ilün vezninin bahri.
RECÎM: Taşlanmış.
RECM: Taşa tutma, taşlama, birine atılan taş.
RECMETME: Taşlayarak öldürme.
REFAH: Bolluk, rahatlık.
REFREF: 1. İnce, yumuşak kumaş. 2. Kemer saçağı. 3. Döşek, döşeme. 4. Kuşu çok çimenlik. 5. Dalları salkım salkım ağaç.
REHBER: Yol gösteren, kılavuz.
REÎS: Başta bulunan kimse, başkan.
REKABET: 1. Gözleme, gözetleme. 2. Kendi işini yürütmeye çalışma. 3. Benzerleriyle yarışa çıkma.
REK’AT: Namazın birimlerinden her biri.
REKİK: 1. Kusurlu, tutuk. 2. Peltek, dili tutuk.
REML-REMİL: Remil, kum falı: bazı işaretlerle gaipten haber verme.
RE’SEN: Kimseye danışmadan, kendi başına, doğrudan doğruya.
RESUL: 1. Elçi, haberci. 2. Kendisine kitap ve şeriat verilen peygamber.
RESUL-İ ZİŞAN: Şanlı peygamber, Hz. Muhammed (s.a.v.).
RESULÜ’S-SAKALEYN: İnsanların ve cinlerin peygamberi, Hz. Muhammed (s.a.s.)
REVÂ: Layık uygun, caiz.
REVAC: Sürüm, geçerlik, itibarda olma, herkesçe aranılma.
REVNAK: Parlaklık, güzellik, tazelik, süs.
RE’Y: 1. Görme, görüş. 2. Fikir, bir iş hakkında söylenen söz, oy.
REYHAN: Fesleğen, hoş ve güzel koku.
REZZAK: Bütün yaratıkların rızkını veren Allah.
RIDVAN: 1. Cennet kapıcısı olan melek. 2. Razılık, hoşnutluk.
RIZA: 1. Hoşnutluk, memnunluk, razı olma, peki deme. 2. İstek, kendi isteği. 3. Allah‘ın yazdığına boyun eğme.
RIZK: 1. Yiyecek içecek şey, azık, kut. 2. Allah‘ın herkese nasip kıldığı nimet.
RİBA: Faiz.
RİBAT: 1. Bağ, bazı sinirler. 2. Sağlam yapı. 3. Han vesaire gibi konaklanacak yer.
RİCA (RECA): Umma, dileme.
RİCAL: 1. Erkekler, adamlar. 2. Yaya olanlar. 3. Rütbeli, mevki sahibi kimseler, hadis ravileri.
RİC’AT: 1. Geri dönme, vazgeçme. 2. Erkeğin, boşadığı kadını, iddet süresi bitmeden tekrar nikahlaması.
RİDA’: Örtü, belden yukarıya örtülen örtü.
RİKKAT: 1. İncelik, yufkalık. 2. Acıma, yürek etkilenmesi.
RİSALET: 1. Elçilik, habercilik. 2. Peygamberlik.
RİSALETPENAH: Peygamberimiz.
RİŞVET (RÜŞVET): Bir iş gördürmek, haksızı haklı göstermek gibi maksatlarla bir görevliye verilen para, mal veya sağlanan menfaat.
RİVAYAT: Rivayetler, Hz. Peygam-ber’den veya ashabından gelen haberler.
RİYAZAT: Nefsi terbiye için az yiyip az uyuyarak dünya lezzetlerinden kurtulma.
RİYAZET: Nefsi kırma, dünya lezzetlerinden uzaklaşmaya çalışma.
RİYAZİ-RİYAZİYYE: Matematikle ilgili.
RİYAZİYYAT: Matematik bilgisi.
RUHANÎ: Ruha ait, ruhla ilgili, gözle görülemeyen, cismi olmayan.
RUHBAN: Rahipler.
RUKYE: Afsun, büyücü ve üfürükçülerin okuduğu şeyler, nefes, üfürük, okuyup üfleme.
RÜCU’: Geri dönme, cayma, fikrini değiştirme.
RÜKN: 1. Bir şeyin en sağlam tarafı, temeli, direği. 2. Kolon, direk. 3. Önemli kimse.
RÜKÛ: Namazda elleri dizlere dayayarak eğilme hareketi, aşırı saygı gösterme.
RÜSUH: İlmin derinliğine inmek, dalmak, ilimde ileri gitmek.
RÜSVA (RÜSVAY): Rezil, maskara, ayıpları ortaya çıkarılmış.
RÜŞD: 1. Erginlik. 2. Doğru yola gitme.İSBAT-I RÜŞD: Erginliğini ispat etme.
RÜTBE: 1. Sıra, basamak. 2. Nicelik, derece.
RÜ’YET: 1. Görme, bakma. 2. İdare etme, çevirme.
RÜ’YET-İ HİLÂL: Ayı görme.

Sponsorlu Bağlantılar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

RenkliNOT