Kategoriler
Sinema

Soykırım Filmleri – Soykırım Konulu Filmler

İnsanlık suçunu konu alan filmler arasında soykırım konulu filmler önde gelmektedir. Bu türden olan filmler belgesel nitelikleriylede geçmiş zamanlara ışık tutmaktadırlar. Bu nedenle burada soykırımı konu alarak yapılmış film projelerini tanıtacağız. Tabi sadece birkaçını anlatan bilgileri vereceğiz.

Sponsorlu Bağlantılar

Kan ve Aşk

1990’lı yılların başında Balkanlarda Bosna Savaşı sürerken, Sırbistan için savaşan asker Danijel, esir kampında tutulan ve savaştan da önce tanıdığı Bosnalı Ajla ile yeniden karşılaşır. Farklı etnik kökenlerden gelen ve aslında düşman olması gereken bu iki insan, geçmişten gelen duyguları ile içinde yaşadıkları zorunlu savaş koşulları arasında kalırlar. Bir zamanlar birbirleri için çok değerli olan bu iki insanın hislerini, savaşın zalimliği köreltmiştir…

Hollywood’un en seksi starlarından Angelina Jolie’nin henüz daha proje aşamasındayken çok konuşulan filmi, bir savaş dramı. Filmin senaristliğini de üstlenen Jolie kamera arkası için oldukça iddialı.

Ararat

Ararat, 2002 Kanada-Fransa ortak yapımı filmin yönetmenliğini, senaryo yazarlığını ve yapımcılığını Ermeni asıllı Kanadalı Atom Egoyan yaptı.

Film yönetmeni Edward Saroyan (Charles Aznavour), Amerikalı misyoner Clarence Ussher’in eserine dayanan ve Ermeni Soykırımı iddiasını konu alan filmi çekmek için Kanada’ya Toronto’ya gelir. Senarist Rouben (Eric Bogosian) ile filmin temasını tartışırken tehcir esnasında annesini (Lousnak Abdalian) kaybeden ve ABD’ye göç ettikten sonra The Artist and His Mother(Ressam ve Annesi) adlı tabloyu çizen soyut dışavurumculuk ressamı Arshile Gorky dikkatlerini çeker ve kendisinin gençlik yıllarını filmde anlatmaya karar verir. Onun için Gorky’i araştıran sanat tarihçisi Ani (Arsinée Khanjian)’den danışmanı olmasını rica eder.

Dulu olan Ani daha önce iki kez boşanmıştır. İlk eşi Ermeni teröristi olarak Türkiye’nin bir büyükelçisine suikast girişiminde bulunurken polis tarafından vurularak öldürülmüştür. Ani eşinin kahraman olarak öldüğüne inanmaktadır. Ancak 18 yaşındaki oğlu Raffi (David Alpay) babası hakkında “Kahraman mıydı? Yoksa terörist miydi?” sorusuyla meşgul olup dertlidir. Ani’nin ikinci eşinin kızı Celia (Marie-Josée Croze) Raffi’nin sevgilisidir. Ancak babasının ölümünün sorumluluğunu Ani’ye yükleyerek ondan nefret etmektedir.

Amen

Yönetmen: Costa Gavras
İki sistem: Nazi makinesi ve Vatikan ve Müttefik diplomasisi… İki adam: Savaşa kalpleriyle katılan… Bir yanda gerçek hayatta bir kimyager fakat savaş zamanı bir SS subayı olan Kurt Gerstein… Bitip tükenmeden suçları kınayan ve müttefikleri, Papa’yı ve Alman Kilisesi’ni bu konuda uyaran fakat aynı zamanda da kamplarda kullanılan Ziklon B gazını sağlayan kişi…Diğer tarafta ise genç bir din görevlisi olan Riccardo. Tüm Tanrı’ya inananlar kadar bir kalbe sahip… Zalimliğe karşı hayatını bile tehlikeye atacak kadar cesur… Sessiz kalan hiyerarşinin içinde sessizliği bozmaya niyetli bir papaz. Etik olarak inandıkları, bir insanın kendisini koruma dürtüsünün ne zaman önüne geçer? Kurt Gerstein bunu biliyordu ve dünyanın da öğrenmesini istiyordu…

Schindler’in Listesi

Yönetmen: Steven Spielberg 
İnsanlık tarihinin kara dönemlerinden biri olarak anılacak bir dönemde yaptığıyla farklılık yaratan bir adam. Çekoslovakya doğumlu Oscar Schindler’in tarihten hiçbir zaman silinmeyecek olan gerçek hikayesi. Oscar, zengin olma hayaliyle, II. Dünya Savaşı sırasında Polonya’da kurduğu fabrikada ucuz insan gücünden faydalanmak amacıyla Yahudi işçileri çalıştırmaya başlar. Ancak Nazi partisine üye, çapkın ve savaş yanlısı Alman iş adamının yapılan soykırımın ürpertici sahnelerine tanık olmasıyla başlayan süreç 1100 kadar Yahudi’nin hayatını kurtarmaya kadar uzanır Schindler’in Listesi’nde.

Saklambaç

Yönetmen: Menachem Daum ve Oren Rudavsky
Saklambaç, bir babanın kendi düşünce tarzından uzaklaşıp koyu dindar Yahudi olan yetişkin oğullarını, inançları dışındakilere gösterdikleri dar görüşlülük ve hoşgörüsüzlüğe karşı uyarmasının hikayesidir. II. Dünya Savaşında Soykırım’dan kurtulmuş çiftin çocuğu olan Menachem Daum, oğullarının görüşlerini genişletebilmek amacıyla onları, kendi ailesinin köklerinin bulunduğu Polonya’da duygusal bir seyahate çıkarır. Çocuklar, Polonyalılar’ın örnek alınacak davranışları karşısında şaşırırlar. Gezinin bir başka amacı ise, yaşamlarını hiçe sayarak iki seneden fazla bir süre boyunca büyükbaba Daum’ı Almanlar’dan gizleyen Polonyalı çiftçi ailesini bulma arzusudur. Bu buluşma, çocukların babalarını daha ciddiye almalarını sağlayacak mıdır?

Hayat Treni 

Yönetmen: Radu Mihaileanu
1941 yılının karanlık bir gecesinde köyün delisi, Shlomo, yeri yerinden oynatacak bir haberle köye gelir. Tüm komşu köylerdeki Yahudiler, Almanlar tarafından öldürülmüşlerdir. Kalanların ise akıbetleri belli değildir. Şimdi ise sıra yaşadıkları köydedir. Aynı gece, hahamların önderliğinde toplanan köyün bilgeleri kendilerine doğru yaklaşan bu tehlikeden nasıl kurtulacaklarını düşünmeye başlarlar. Çözüm yine Schlomo’dan gelir: Naziler’i kandıracak bir tren kuracaklar, bir kısmı trendeki Nazi subaylarını oynarken bir kısmı da sürülen Yahudiler’i canlandıracaklardır, hatta trenin makinistleri bile köylüler olacaktır. Böylece Kutsal Topraklar’a geri döneceklerdir.

Ataşlar 

Yönetmen: Elliot Berlin, Joe Fab
Whitwell kasabası iki bin kişinin yaşadığı Tennessee dağının eteğinde bulunan bir yerleşim yeridir. Nüfusun çoğunluğunu oluşturanlar ise ‘beyaz’ ve Hristiyan’dır. Ataşlar, Whitwell ortaokulu öğrencilerinin, tamamen yabancısı oldukları ve insanlık tarihinin yüz karası İkinci Dünya savaşında yaşanan Soykırım’ı öğrenme sırasında yaşadıkları olağandışı tecrübeleri anlatır. 6 milyon soykırım kurbanın sayısını kavramakta güçlük çeken öğrenciler, bu insanlık suçunun boyutunu daha iyi anlayabilmek için savaşta hayatını kaybeden her bir ruhu anmak ve onurlandırmak adına altı milyon ataş toplamaya karar verirler. Kendini projeye adamış bir grup öğrencinin ve öğretmenlerinin başlattığı bu hareket kasaba sakinlerini nasıl etkileyecektir?

Ayaklanma

Yönetmen: Jon Avnet
Almanlar’ın Polonya’yı işgal etmesinden bir yıl sonra, Yahudiler aşırı kalabalık Varşova Gettosu’nda yaşamaya zorlandılar. 1943 yılında SS subayı Himmler, Varşova Gettosu’nun imha edilmesi ve yarım milyon sakininin Treblinka ölüm kampına gönderilmesi emrini verir. Amaç, gettoyu Hitler’in yaşgünü olan 20 Nisan tarihine kadar Yahudilerden arındırmaktır. Ancak, 19 Nisan günü gettoyu basan SS askerleri tüm dünyayı hayretler içinde bırakacak bir durumla karşılaşırlar. Bu sefer her şey farklıdır; Mordechai Anielewicz’in önderliğindeki Polonyalı Yahudi gençlerin kurduğu Yahudi Mücadele Örgütü, Nazilere boyun eğmeği reddeder. Kadın ve erkekler, uysalca trenlere binmek yerine, hayatları için cesurca savaşmaya başlarlar. Ayaklanma, II. Dünya Savaşı sırasında Nazilere karşı gerçekleştirilen en güçlü ve en büyük Yahudi direnişini anlatır. Filmde hayatta kalmayın.

Yersiz: St. Ottilien’de Mucize

Yönetmen: John Michalczyk
St. Ottilien’de Mucize, İkinci Dünya Savaşı’nın sonlarında Almanya’da görevli olan Amerikanlı Edward Herman ve Robert Hilliard’ın gerçeğe dayanan çarpıcı hikayesidir. II. Dünya Savaşı sona erdikten sonra, Nazi toplama kamplarındaki Yahudiler kendileri için açılan “Yersiz İnsanlar Kampları”nda (Displaced Persons Camps) kalmaya mecbur oldular. Bu iki asker, Dachau yakınlarındaki St.Ottilien Kampı’ndaki Yahudiler’in tüyler ürpertici yaşam koşulları altında çektikleri acılara tanıklık ederler. Yahudi sığınmacılara yardım edebilmek amacıyla kendi birliklerinden kaçırdıkları yiyecekleri gizlice kampa sokmaya başlarlar. Ancak bununla yetinmezler ve başlattıkları mektup kampanyası Başkan Truman’ın bile dikkatini çeker.

Hoşçakalın Çocuklar

Yönetmen: Louis Malle
İkinci Dünya Savaşı sırasında, Fransa’da şehir dışında rahipler tarafından yürütülen bir yatılı okulunda iki küçük çocuk arkadaş olur.

Bunlardan biri Fransız Julien Quintin, diğeri ise Almanlar’dan okul görevlileri tarafından saklanan Yahudi Jean Bonnet’tir. Başlarda birbirine düşman olan bu iki çocuğun zamanla aralarında duygusal bir bağ doğar ve bir sırrı paylaşırlar. Hoşçakalın Çocuklar, bu iki çocuğun ilişkisine tanıklık eden Louis Malle’in perspektifinden yaklaşır.

Gri Bölge 

Yönetmen: Tim Blake Nelson
Gri Bölge’de insanları yok etmek amacıyla II. Dünya Savaşı sırasında kurulmuş toplama kamplarında bireylerin umutsuzca hayatlarına bir anlam yüklemeye çalışmalarını işleyen yazar ve yönetmen Nelson, şöyle diyor: “Her birimiz hayatın anlamını farklı tanımlarız. Bazı insanlar hayatlarının bir diliminde cesurca davranabilirler, ama bu film kahramanlarla ilgili değil.”

Joseph Mengele tarafından Auschwitz toplama kampına baş patolog olarak atanan Dr. Miklos Nyiszli’in gerçek hikâyesinden esinlenen Gri Bölge’de, Auschwitz’in 12.Sonderkommando (Kappo) ekibinden bir grup Macar Yahudisi’nin kampta 1944 sonbaharında başlattıkları isyan konu edilir. Yahudi tutuklular arasından seçilen Sonderkommandolar birkaç ay fazladan hayatta kalabilme karşılığında kampa getirilen Yahudiler’in yok edilmesinde Naziler’e yardım etmek zorunda kalıyorlardı. Nyiszli de Auschwitz’deki Sonderkommando’lardan biriydi. Kampta Nazilere karşı yapılan tek örgütlenmiş silahlı başkaldırının düzenleme çalışmaları, Yahudi bir genç kızın mucizevî bir şekilde gaz odasında canlı bulunmasıyla tehlikeye girer. Genç kızı ölüme terk etmekle binlerce insanın hayatını kurtarma ümidi arasında bocalayan Sonderkommando’ların kararı ne olacaktır?

Kadersizlik

Yönetmen: Lajos Koltai
Nobel ödüllü Macar yazar Imre Kertész’in İkinci Dünya Savaşında toplama kamplarında yaşadıklarından yola çıkarak kaleme aldığı Nobel ödüllü “Sorstalanság” adlı romanından uyarlanan Kadersizlik, İkinci Dünya Savaşı’nın korkunç olayları içinde gittikçe yalnızlaşan Budapeşteli bir Yahudi çocuğu olan Gyuri Koves’in sıradışı hikayesini anlatır. Babası çalışma kampına gönderilen 14 yaşındaki Gyuri, bir süre sonra çalıştığı yere giderken arkadaşlarıyla birlikte yolda polisçe yakalanıp Auschwitz toplama kampına giden bir trene bindirilir. O andan başlayarak gencin ağzından, gördüğü, duyduğu, tattığı, dokunduğu her şey, tüm ayrıntıları ve canlılığıyla dile getirilir. Genç, kamp hayatını hiçbir yorum, hiçbir değerlendirme yapmadan, hiç abartıya kaçmadan, karamsarlığa kapılmadan, tanık olduğu her şeyi ince bir mizahla anlatır. Toplama kampındaki hayatını günlük varoluştan farklı görmeyerek hayatta kalmayı başaran Gyuri, savaştan sonra Budapeşte’ye döndüğünde, ülkesindeki insanların kendisine düşmanlık beslediklerini farkeder. Bazıları bu kötü deneyimleri unutması gerektiğini söylerken, bazıları kampların resmen birer “cehennem” olduğunu söyleyip daha da kötü hissetmesine sebep olur. Her iki tarafa da kulak asmayan Gyuri, kendi anılarıyla baş başa kalır…

Nazi Tıbbı 

Yönetmen: John J. Michalczyk
Nazi İlacı, Auschwitz ve Majdanek toplama kamplarında çekilmiş ve Nazi Almanyası ile ilgili araştırma yapan ve kamplardan kurtulanların yorumlarını barındırır. Dr. Michael Grodin, Dr. Charles Roland, Dr. Jay Katz, Mrs. Eva Kor, Dr. Arthur Caplan, Prof. Michael Kater, Prof. Donald Dietrich, Dr. Paul Vinger gibi insanların yanı sıra Auschwtiz’de 1995 yılında, eski bir SS doktoru olan Hans Munch ile yapılan bir röpörtaj da var. Üçüncu Reich döneminde Nazi doktorları; ırkçı teori, uygun olmayanların arındırılması, ötenazi ve sonunda Yahudi sorununa son çözüm—soykırım, olarak ilerleyen bir yol izlediler. Doktorlar, bu kararlarda, ırksal yasalardan teşhislere, etik olmayan deneylere kadar birçok alanda etkili oldular. Belgesel niteleğindeki Nazi Tıbbı’nda bu medikal süreç işleniyor.

Çöküş

Yönetmen: Oliver Hirschbiegel
Berlin, Nisan 1945. Bir ulus yıkılışını beklemektedir. Başkent sokaklarında öfke ve şiddetle çarpışan insanlar vardır. Hitler ve yakın arkadaşları kendilerini barikatların ardında güvene almışlardır. Aralarında Führer’in özel sekreteri Traudl Junge da vardır. Sokaklarda ise savaş çığlıkları yankılanmaktadır…

Berlin artık düşmüş bir kaledir; ancak Hitler şehirden çıkmayı kabul etmez. Halkının son neferleri dışarıda savaşın gücüyle yok edilirken o son yolculuğuna hazırlanır. Birlikte intihar etmeden birkaç saat önce Eva Braun ile evlenir. Çiftin cesetleri öldükten sonra yakılır; böylece düşman eline geçmez. Führer’in peşinden yıllarca gitmiş birçok insanın durumu da farklı değildir. Magda Goebbels, durum gittikçe ümitsizleştiğinde kendisi ve kocası intihar etmeden altı çocuğunu da zehirleyerek öldürür. Bu olaydan çok kısa süre sonra Traudl Junge ve birkaç kişi kaçmayı başarır…

Sponsorlu Bağlantılar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

RenkliNOT