Kategoriler
Faydalı Bilgiler Kültür/Sanat

Türkiye’de Çıkarılan Madenler ve Enerji Kaynakları Nelerdir?

Ülkemizde Çıkarılan Madenler

Türkiye madenler bakımından zengin bir ülkedir. Ayrıca bazı madenler bakımından dünyanın önemli ülkeleri arasındadır. Türkiye’nin madenlerinin tamamı henüz belirlenmemiştir. Her yıl yeni maden yataklarının bulunması bunun kanıtıdır.

Sponsorlu Bağlantılar

Ülkemizin madenciliğinin şu andaki üretimi, tümüyle kendi endüstri kuruluşlarımızın gereksinimine yönelik değildir. Bir kısmı ham olarak ya da yarı işlenmiş halde dışarı satılmaktadır.

Bir madenin işletilmesinin karlı olabilmesi için; “cevher oranı” Yedekleriyle birlikte belirtilen miktarı fazla olmalıdır.

Anadolu, madenciliğin eskilere dayandığı bir yerdir. Ancak cumhuriyetin ilanından sonra kurulan maden teknik ve arama (M.T.A) enstitüsü, madenciliğimizi ciddi biçimde ele alınmasına yönelik olan bir kuruluştur. Bu kuruluş, arama çalışmaları gerçekleştirirken yine cumhuriyet döneminde kurulan ETİBANK, işletme ve pazarlama işlerini yürütmeye başlamıştır. Bu devlet kuruluşlarından başka, özel sektör kuruluşları da bulunmaktadır.

DEMİR MADENİ

Türkiye’nin birçok yerinde çıkarılan bir madendir. Demir çıkarımının %80′ini Doğu Anadolu bölgesi içerisinde kalan Divriği sağlar. Balıkesir’de Eymir ve Çarmık, Ege Bölgesinde Ayazmand ve Torbalı, Kahramanmaraş ile Kayseri arasında Faraşa ve Karamadazı, Sivas Hekimhan arasında Hasan çelebi ve Doğu Marmara’da Çamdağı, önemli demir alanlarıdır. Demir, endüstride en çok kullanılan maden cevheridir. Bu nedenle demir-çelik endüstrisinde ana maddedir.

KROM MADENİ

Sert, paslanmaz ve iyi parlatılan bir madendir. Kaplamacılık ve çelik yapımında yaygın olarak kullanılır. Türkiye’de yaygın olarak çıkarılan madenlerden biride kromdur. En zengin krom yatakları; Elazığ’da Guleman, Batı akdenizde (fethiye, marmaris arasında) Dalaman havzası, Kütahya ile Bursa arası ve Eskişehir’in doğusundaki Seyitgazi’de yer alır. Adana’nın kuzeyindeki Akdağ yöresinde de yeni krom yatakları bulunmuştur. Akdağ krom yatakları, Dünyanın en zengin yataklarıdır. Türkiye, krom çıkarımında dünyada 3. sıradadır. Türkiye, çıkardığı kromu büyük ölçüde cevher olarak satmaktadır. Bu nedenle çıkarımını dış taleplere bağlı olarak ayarlamaktadır.

BAKIR MADENİ

Kolay işenen bir madendir. Elazığ’da maden (Ergani bakır işletmeleri), Artvin’de Murgul (Göktaş) ve Kastamonu’da Küre bakır çıkartılan yerlerdir. Rize Çayeli’de yeni bakır yatakları bulunmuştur.

BOR MADENİ

Kullanım alanı yaygın olan bu maden,boraks ve asitborik elde edilmesi bakımından da önemlidir. Balıkesir’de Sultançayırı ve Bigadiç Eskişehir’de Seyitgazi ve Kütahya çevresi önemli çıkarım alanlarıdır. Türkiye, bor minarellerinde dünyanın en zengin ülkesidir.

BOKSİT MADENİ

Konya’nın Seydişehir ilçesi ile Antalya’nın Akseki ilçesinde çıkarılır. Bu iki çıkarım alanı da Antalya bölümünde yer alır. Alüminyumun hammaddesidir.

KÜKÜRT MADENİ

Isparta’nın Keçiborlu ilçesi ile Denizli’nin Sarayköy ilçesinde bulunmaktadır.

MANGANEZ MADENİ

Zonguldak’ın Ereğli ve Artvin’in Borkça (Göktaş) çevrelerinde çıkartılır. Denizli Tavas’ta yeni yatakları bulunmuştur

CİVA MADENİ

İzmir’in Ödemiş ve Karaburun, Konya’nın Sarayönü çevresinde ve ayrıca Niğde civarlarında çıkartılır.

TUZ MADENİ

Çeşitli yollarla elde edilen bir doğal kaynaktır. Kayatuzu olarak çıkartıldığı gibi, deniz suyundan ve açık işletme olarak Tuz gölünden de elde edilir. En fazla tuz üretimi İzmir’deki Çamaltı tuzlasında, deniz suyundan elde edilir. Çankırı, Erzurum, Kars, Nevşehir, Kırşehir, Yozgat ve Konya’da işletilmektedir.Türkiye, birçok madende zengin bir ülkedir. Bu madenlerden bazıları turistlik eşya yapımında önem taşır. Lületaşı (Eskişehir’de) ve oltutaşı (Erzurum’da) bu özellikte olanların en önemlileridir.

TAŞ KÖMÜRÜ MADENİ(Maden kömürü):

Yurdumuzda tüketilen enerji kaynakları arasında taş kömürünün önemli bir yeri vardır. Ayrıca demir-çelik ve kimya sanayiilerinin önemli ham maddesidir. Başlıca taş kömürü yataklarımız; Zonguldak ve çevresindedir. Burası Türkiye’nin tek maden kömürü havzasıdır. Bir milyon tonu aşan rezervi vardır.

LİNYİT MADENİ

Yaygın olarak hemen her bölgemizde çıkarılır. Ege bölgesi linyitleri oldukça kalitelidir. Manisa’da Soma, Kütahya’da Tavşanlı, Tunçbilek ve Değirmisaz, Amasya’da Çeltek ve Erzurum en önemli çıkarım yerleridir. Kahramanmaraş’ın Elbistan, Muğla’nın Yatağan linyitlerinin kalori değeri düşüktür. Bu nedenle termik santrallerde kullanılır.

PETROL MADENİ

Günümüzde önemli bir enerji kaynağı olan petrol, aynı zamanda kimya sanayiinin de ham maddesidir. Yurdumuzdaki petrol yatakları fazla zengin değildir. Mevcut petrol yataklarımız daha çok Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde Batman, Siirt ve Diyarbakır’dadır. Adıyaman, Şanlı Urfa ve Mardin’de de petrol yatakları vardır. Üretilen petrol, ihtiyacımızın çok az bir kısmını (1/7) karşılamaktadır. Geri kalan kısmını dışardan karşılamaktayız.

Yurdumuzda ham petrolün arıtılması için rafineriler kurulmuştur. Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde üretilen ham petrolün bir kısmı Batman Rafinerisine, bir kısmı da Batman-İskenderun boru hattı ile Dörtyol’a gönderilmektedir. Buradan da tankerlerle Ataş, İzmir ve İzmit rafinerilerine taşınmaktadır. İskenderun Körfezi ile Kırıkkale arasındaki petrol boru hattı ile de Kırıkkale Rafinerisine ham petrol aktarılmaktadır. Ayrıca Türkiye-Irak boru hattı ile Irak petrollerinin bir kısmı Yumurtalık Limanı’na taşınmaktadır. Bu taşımacılıktan Ülkemiz önemli bir gelir sağlamaktadır. Azerbaycan petrolünün de yapılacak boru hattı ile İskenderun Körfezi’ne getirilmesi planlanmaktadır. Yurdumuzda petrol aramalarına hızla devam edilmektedir.

Türkiye’de su gücünden elde edilen elektrik enerjisi üretimi her geçen gün artmaktadır. Barajlara dayalı elektrik üreten pek çok hidroelektrik santralimiz vardır. Bunların başlıcaları; Atatürk, Karakaya, Keban, Hasan Uğurlu, DemirköPage Rankü, Hasan Polatkan, Oymapınar ve Hirfanh hidroelektrik santralleridir. Bunların yanında yapımı devam eden hidroelektrik santrallerimiz de vardır.

Güneydoğu Anadolu Projesi (GAP) ile Fırat ve Dicle üzerinde 21 baraj, 17 hidroelektrik santrali yapımı öngörülmektedir. Bu proje ile elde edilecek hidroelektrik enerji, Türkiye’deki mevcut hidroelektrik enerjiden çok daha fazla olacaktır.

Ayrıca, Denizli yakınlarında Sarayköy’de yüksek sıcaklıktaki su buharından enerji elde edilmektedir. Bu tür enerjiye “Jeotermal enerji” denir. Birçok yerinde çeşitli sıcaklıkta termal kaynaklar bulunan yurdumuz, bu enerji kaynağı açısından da şanslı görülmektedir. Yine yurdumuzun çeşitli yerlerinde güneş enerjisinden ısı enerjisi olarak yararlanılmaktadır. Yurdumuzda doğal gazdan da faydalanılmaktadır. Bir miktar yerli üretimin yanı sıra Rusya Federasyonu’ndan borularla, Cezayir’den de deniz yolu ile doğal gaz getirilmektedir. Özellikle büyük kentlerimizde daha çok kışın ısınmada kullanılan doğal gaz, hava kirliliğini de büyük ölçüde önlemektedir.

Türkiye’de en çok bor madenleri çıkarılıyor

BOR MİNARELLERİ

Bor, sembolü B olan atom numarası 5 olan element. Bor trivalent nonmetalik bir element olup boraks ve uleksit bileşiklerinde çokca bulunur. Bor dünyada serbest element olarak bulunmaz. Boronun bir cok allotropu vardır; amorf katı bor kahverengi renkte bir toz iken, sağlam kristalli bor siyah, sert (Mohsh ölçeğinde 9.3), oda sıcaklığında zayıf iletkendir. Elementel bor yarıilekten endüstrisinde dopant olarak kullanılır iken, diğer önemli boron bileşikleri hafif yapı malzemeleri, toksik olmayan böcek ilaçları, koruyucular ve kimyasal sentez bileşiklerinde kullanılır. Bor bitki gelişmesi için gerekli bir madde iken, yüksek konsantrasyonda bor içeren toprak bitkiler için toksik olabilir. Canlı vücudunda çok az bulunan borun, farelerin ve diğer memelilerin sağlıklı yaşamasında rolü olduğu sanılmaktadır.
Kahverengi amorf bor belli reaksiyonlar sonucu üretilirken, birbirleriyle gelişi güzel düzensiz bağlanan bor atomlarından oluşur. Kristalin bor ise, çok sağlam, yüksek erime noktasına sahip siyah bir materyaldir. Bor kıristallerinin optiksel karakateristik özelliklerinden biri kızılötesi ışık yaymalarıdır. Borun oda sıcaklığında elektirik iletkenliği çok az olduğu halde, yüksek sıcaklıklarda iyi bir iletken olarak davranır.
Bor elementi boş bir p orbitaline sahip olduğu için kimyasal olarak elektronca fakirdir. Bu nedenle genelde lewis asidi olarak davranır, başka bir deyişler elektron zengini bileşiklerle kolayca baglanarak elektron ihtiyacını giderir. Ayrıca bor, metal olmayan elementler arasında en düşük elektronegativiteye sahip olduğunda reaksiyonlarda genelde elektronlarını kaybeder, başka bir deyişle yükseltgenir.

Türkiye’de Maden Çıkarılması

Türkiye de çok sayıda maden ve enerji kaynağı mevcuttur. Ülkemiz bu madenlerin çıkarılıp işlenmesine çok önem vermiştir. Bu amaçla Maden Tetkik Arama Kurumu ve Etibank isminde bir banka kurulmuştur.

Türkiye’de Çıkarılan Madenler

  • Aspest
  • Bakır
  • Barit
  • Boksit
  • (Aliminyum)
  • Bor
  • Civa
  • Çinko
  • Demir
  • Fosfat
  • Krom
  • Kurşun
  • Kükürt
  • Lületaşı
  • Manganez
  • Mermer
  • Oltu Taşı
  • Tuz
  • Volfram
  • Zımpara Taşı

Ülkemizdeki Enerji Kaynakları

  • Doğalgaz
  • Güneş
  • Jeotermal Enerji
  • Linyit
  • Petrol
  • Rüzgâr
  • Radyoaktif Mineraller
  • Su
  • Taş Kömürü

Türkiye’deki Madenlerin Önemi

Yurdumuz, karmaşık jeolojisi ve tektoniğinin sonucu olarak çok çeşitli maden kaynaklarına sahiptir. Ancak, bu karmaşık jeoloji ve tektonik, aynı zamanda maden yataklarımızın küçük boyutlu ve çok parçalı olmasının da bir nedenidir.Çeşitlilik açısından dünyanın zengin ülkelerinden biri olmamıza karşın,gerek toplam rezerv yönüyle ve gerekse tek tek yatak boyutları kıyaslandığında geri sıralarda yer almaktayız . Dünya rezervlerinde önemli paya sahip olduğumuz madenlerin başında bor gelmektedir. Dünya bor rezervinin % 51’i yurdumuzda bulunmaktadır. Bunun dışında dünya perlit rezervinin % 8.7’si, barit rezervinin % 7.1’i, sodyum sülfat rezervinin %3’ü, cıva rezervinin % 3’ü, diatomit rezervinin % 2.9’u, linyit rezervinin % 2.2’si, antimuan rezervinin% 2.26’ sı,manyezit rezervinin %1.47’si,gümüş rezervinin % 1.44’ ü, bakır rezervinin %0.37’si,krom rezervinin %0.40’ı ve altın rezervinin %0.23’ü ülkemizdedir.

Türkiye’nin 1996 yılı dünya maden üretimindeki payları önem sırasına göre, bor da % 48, perlitte % 11.82, manyezitte % 10,67, feldispatta % 7.92, kromda % 6.87, linyitte % 5.20, bentonitte % 4.31, baritte % 2.38, grafitte % 2.18′dir.
1997 yılı maden ticaretimize değer ($) olarak bakacak olursak; İthal ettiğimiz madenlerin başında taşkömürü, demir, linyit, kok kömürü, fosfat,bakır, zirkonyum, asbest, kaolen; ihraç ettiğimiz madenlerin başında bor, krom, bakır, manyezit,çinko, feldispat, mermer,barit ve pomza gelmektedir. 1997 yılı itibariyle ihracatımız 424 milyon $, ithalatımız 934 milyon $’dır (petrol-doğalgaz hariç).

Doğal zenginliklerimiz açısından en önemli madenimiz olan BOR, dünya rezerv ve üretiminde % 50’den fazla pay almakta olup, dış piyasada Türkiye’yi temsil etmek durumundadır. Dünya bor piyasası Türk kolemanitinin hakimiyetindedir ve madencilik sektörünün en büyük döviz kazancı bor ihracatından kaynaklanmaktadır. Dünya TRONA rezervinin % 97.71′i ABD’de, geri kalanının %3′ ünün Türkiye’de olması sebebiyle trona varlığımız da dikkat çekici sayılabilir.
Ekonomimiz içindeki yeri sürekli gerileyen madencilik sektöründe, yatırım talebinin azalma eğilimi göstermesi doğaldır. DPT yatırım teşvikleri incelendiğinde; Teşvik belgelerinin sektörel dağılımında madencilik sektörünün payı 1987 yılında % 7.6, 1988′de % 2, 1989′da % 2.8, 1990′da % 2.7, 1991′de % 3.6, 1992′de % 2.9, 1993′de % 2.8, 1994′de % 2, 1995′de % 0,6 ,1996’ da %1.3 ve 1997’ de %1.7 olmuştur.

Sabit sermaye yatırımlarında ise 1987 yılında % 2.8 olan madencilik sektörünün payı 1988′de % 2.9, 1989′da % 2.2, 1990′da % 2.2, 1991′de % 2.3, 1992′de % 2.3, 1993′de % 1.4, 1994′de % 1.5, 1995′de % 1.3, 1996’da %1.1 ve 1997’de %1.2 (tahmini) olarak gerçekleşmiştir.

Arama ve işletme yatırımlarının azalmasıyla, yapılan maden istihracı, potansiyelin gerisinde kalmakta ve madenciliğimizin ekonomideki payı giderek küçülmektedir. 1986 yılından önce GSMH dan % 2 oranında pay alan madencilik sektörünün bu payı, 1990’da % 1.58, 1991’de % 1.54, 1992’de % 1.35, 1993’de % 1.09; 1994’de % 1.39, 1995′de % 1.29, 1996’da%1.2 ve 1997’de %1.1 olarak gerçekleşmiştir.

Madenciliğimizin GSMH ‘daki payı ortalama % 1.5 civarında seyrettiği ve bu oranın 2 milyar $ lık bir miktarı ifade ettiği görülmektedir. Bu oran Almanya ve ABD gibi gelişmiş ülkelerde de % 2-4 civarındadır. Miktar olarak bakıldığında bu oranların ifade ettiği rakamlar Almanya’da 30 milyar $, ABD ‘de ise 150 milyar $’dır. Yani bu üIkelerde, madencilik önemini korumaktadır ve bu miktarlarla aramalarını, işletmelerini ve teknolojilerini geliştirmeleri mümkün olmaktadır.

Ayrıca bu ülkeler sanayi devrimlerini de madencilik sektörü sayesinde gerçekleştirmişlerdir. Gelişmekte olan ülkelere baktığımızda ise madencilik sektörünün GSMH içindeki payının % 20′lerde olduğunu görürüz. Bu oran da bu ülkelerde madenciliğin gelişmesi için bir kaynak yaratıldığını açıkça göstermektedir. Gelişmekte olan bir ülke durumundaki Türkiye bir yandan 1 milyonluk nüfus artışını besleyebilecek yatırım ve üretimi sağlamak, diğer yandan fert başına düşen milli geliri artırarak halkın refah düzeyini yükseltmek zorundadır. Bunu sağlayacak en önemli kaynaklardan biri olan madenciliğin katkısı yetersiz kalmaktadır. ÜIkemiz maden ticareti rakamları dikkate alındığında, ithalatın artmasına rağmen, ihracatın aynı seviyelerde kalması bu sektöre yeteri kadar önem verilmediğinin göstergesidir.

Madencilik sektörüne yön verirken uzun vadede bir madencilik politikası oluşturulmalıdır. Bu politikanın kalıcı olması yanında, zaman içinde değişip, yeni koşullara uyacak esnekliği de göstermesi zorunludur. Ayrıca bu politika tespit edilirken maden potansiyelimiz sağlıklı bir şekilde belirlenmeli ve doğal kaynaklarımızın tükenebilirliği göz önüne alınmalıdır. Tüm bu faktörler göz önüne alındığında, sektörün alt yapısını oluşturan doğal kaynakların aranıp bulunmasının, gelişmiş ülkelerde olduğu gibi devlet tarafından yapılmasının zorunluluğu ortaya çıkmaktadır. Madencilik sektörümüzün gelişmiş ülkeler düzeyine gelmesi ve ekonomimizde olması gereken yere ulaşması için sektördeki belirsizliklerin en aza indirilmesi gerekmektedir.

Arama çalışmalarının sağlıklı yapılmasının önemini ve bunu devletin üstlenmesinin zorunluluğunu bu şekilde vurguladıktan sonra, devlet, sınırlı kaynaklarını akılcı bir şekilde aramalarda yoğunlaştırmalı ve işletme aşamasında kademeli olarak çekilmelidir. Bu alan özel sektör çalışmalarına açılmalı ve özel girişimciler teşvik edilmelidir. Bundan sonraki aşamada çalışmaların verimli olabilmesi için gerekli yasal ve kurumsal düzenlemelerin yapılması ve bunlara işlerlik kazandırılması gerekmektedir.

Madenlerin Kullanım Alanları

Demir:
1-Çelik sanayinin ana hammaddesi olarak

2-İnsan ve hayvan yaşamının en önemli parçası olan hemoglobinin yapısında,

3-Demir oksitleri boya endüstrisinde pigment olarak,

4-İnşaatlarda beton, kiriş ve yüzeylerin güçlendirilmesinde kullanılır.

Kron:

1-tekstil sanayide

2-Kromaj adı verilen kaplamacılıkta

3-Palanmaz çelik üretiminde

Bakır:

1- tel yapımında

2-Yüksek frekans hattı yapımında

3Müzik enstrümanlarının yapımında

4-Renkli cam yapımında

Bor:
1-Amfoter bor fişek sanayisinde yeşil rengi vermek için

2-Hidrürleri roket yakıtlarında

3-Boraks kaynakçılıkta kaynak tozu,temizleyicisi olarak

KÜKÜRT:
1-Siyah barut yapımında,

2-Kuru meyvelerin ve kağıtların ağartılmasında,

Sponsorlu Bağlantılar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

RenkliNOT