Kategoriler
Sağlık Bilgisi Soru / Cevap

Kan Gruplarının Özellikleri Nelerdir?

Kan Grupları ve Özellikler

Kan gurupları kanın içinde bazı maddelerin varlığına yada miktarına göre ayrıldığı  guruplardır. Bilindiği gibi 4 kan gurubu vardır. A gurubu,B gurubu,AB gurubu ve Sıfır gurubudur. Bu yazıda guruplara neden bu isimlerin verildiğini ve kan guruplarının sahip oldukları özellikler ile ilgili bilgiler vereceğiz. Bu şekilde neden kan’ın guruplara ayırıldığını daha iyi anlayacaksınız.

Sponsorlu Bağlantılar

kan grubu, sağlık, hastalık, tedavi

Kısaca Özellikleri

İnsanlarda A, B, AB ve 0 olmak üzere 4 çeşit kan grubu vardır. Kan grupları alyuvarların yüzeyinde bulunan antijenlere göre belirlenir. Ayrıca her grubun kan plazmasında kendine has antikorları vardır.

  • 0 (sıfır) gurubu kanda, alyuvarlarda aglütinojen yoktur.
  • A gurubu alyuvarlarda yalnız
  • A, B gurubu alyuvarlarda yalnız
  • B ve AB gurubu alyuvarlarda ise hem A hem de B aglütinojenleri bulunur.

Özellikleri

A Kan Grubu: Alyuvarlarında A antijeni, kan plazmasında ise anti-B antikoru (B çökelticisi) bulunur.

B Kan Grubu: Alyuvarlarında B antijeni, kan plazmasında anti-A antikoru (A çökelticisi) bulunur.

AB Kan Grubu:Alyuvarlarında hem A hem B antijeni bulunur. Kan plazmasında ise çökeltici madde yoktur.

0 Grubu: Alyuvarlarında hiç antijen taşımazlar, kan plazmasında ise hem anti-A hem anti-B antikorları (hem A hem B çökelticisi) bulunur.

Bir insan kanında hangi antijen varsa o kan grubundandır.Kişi asla aynı harfli antijen ve antikoru taşımaz veya kendi antijeniyle aynı harfli antikor taşıyan kişiden kan alamaz. Aksi halde kanda çökelme olur, kan damarları tıkanır ve alıcı ölür.

Rh Nedir?

Kan grupları üzerinde çalışmalar sürerken bazı insanların kanlarında bulunan alyuvarlarda Rhesus faktörü adı verilen bir maddenin varlığı ortaya çıkarılmıştır. Rhesus faktörü kısaca Rh faktörü olarak belirlenmektedir. Rh faktörü pozitif (+) ve negatif (-) işaretleriyle belirtilir. İnsanların yüzde 85inde Rh faktörü pozitif olarak vardır. İnsanların yüzde 15inde ise Rh faktörü yoktur ve bu insanlar Rh (-) olarak belirlenir.

Kan Verme Olayı

Bir insandan diğerine kan aktarılması (transfüzyon) yapılırken hem kan gruplarına hem de o gruplarda Rh faktörünün bulunup bulunmadığı göz önüne alınır. Rh faktörsüz kanı olan kişiye Rh faktörlü kan verilemez. 0 (sıfır) gurubu olan bir insan, yalnız kendi gurubundan kan alabilir, ama hem kendi gurubuna hem de diğer gruplara kan verebilir, çünkü alyuvarlarında aglütinojen yoktur. 0 (sıfır) gurubu kanı olanlara genel verici denir. AB kan gurubu olan bir insan, her gruptan kan alabilir, çünkü kan serumunda hem A hem de B aglütinojenleri vardır. Ancak kendi gurubundan başka gruplara kan veremez. AB kan gurubundan olanlara genel alıcı denir. A kan gurubu olan bir insan, kendi gurubundan ve 0 (sıfır) gurubundan kan olabilir ve kendi gurubu ile AB gurubuna kan verebilir. B kan gurubundan olan bir insan, kendi gurubu ile 0 (sıfır) gurubundan kan alabilir ve kendi gurubu ile AB gurubuna kan verebilir.

Farklı Kan Grupların Kan Verilmesi

Kan gruplarının özellikleri ve Rh faktörü kalıtsaldır. Kan grupları uyuşmayanlar arasındaki kan alışverişi sonucu kan alan kişide aglütinasyon olur ve kan alanı öldürür. Kan aktarımında Rh faktörü göz önünde tutulmalıdır. Bunun nedeni, Rh negatif guruba girenlerin kan serumunda antikor bulunmasıdır. Evlenmelerde Rh faktörünün önemi bu nedenle büyüktür. Rh faktörü pozitif bir erkekle Rh faktörü negatif olan bir kadının evlilikleri sonucu çocuk, babanın Rh pozitif faktörlü kanını alabileceğinden, annenin Rh negatif faktörlü kanında çocuktan anneye geçen Rh pozitif faktörüne karşı oluşacak antikorlar çocuğa geçer ve çocukta ağır bir hastalık oluşarak ölüme neden olur.

Bir insana kan verilmesi, ya da aktarımı toplardamar aracılığı ile yapılır ve bir keresinde ancak, 300 gram kan verilebilir. Bu miktar gerekirse tekrarlanır.

Kan Gruplarının Bulunuşu

Kan transfüzyonlarının, kan grupları hakkında hiçbir bilgi olmadığı halde önceleri başarıyla sürdürülmesi dikkat çekicidir. Landois 1875’de köpek kanının başka bir cinsin kanı ile karıştırıldığında 2 dk. içerisinde hemen daima lizise (hücre parçalanması) neden olduğunu bildirmiştir. Bu çalışmadan haberdar olan Karl Landsteiner 22 kişide yaptığı çalışmada eritrosit ve serum arasındaki reaksiyonları tarif ederek 1901’de sonuçlarını yayınlamıştır. Landsteiner önceleri A, B, C olmak üzere üç kan grubu tanımladı. Sonraki yıl öğrencileri olan DeCastello ve Sturli 155 kişiyi kapsayan daha geniş bir çalışma ile kan grup sistemini A, B, O, AB olarak tanımladılar (1902). (19. yy’ın ikinci yarısında Alman bir doktorun şu sözleri şaşırtıcı değildi. Koyun kanı nakletmek için üç tane koyuna ihtiyaç vardır; ilki kanı alınan, ikincisi kanın nakledilmesine müsaade eden, üçüncüsü ise nakli gerçekleştiren olarak). 1922’de Amerika Birleşik Devletleri’ne göç eden Landsteiner 1930 yılında Nobel Tıp Ödülü’ne layık görülmüştür.

Diğer kan grup sistemleri tanımlanmadan neredeyse yarım yüzyıllık bir zaman geçmiş ve 1939’da Phillip Levine tarafından sunulan bir olgu ile Rhesus (Rh faktörünün bulunduğu maymunun adı) faktörünün varlığına dikkat çekilmiştir. Sonraki birkaç yıl içerisinde yapılan benzer çalışmalarla yeni antijen sistemleri tanımlanmıştır.

Anne ve Babanın Kan Gruplarının Çocuklara Geçmesi

Kan grupları anne ve babadan çocuklarına Mendel kanunlarına göre genetik olarak aktarılır. Buna göre anneden 1 ve babadan 1 gen çocuğa aktarılır. Bu Mendel çaprazlaması ile açıklanabilir: Aşağıdaki tabloda A pozitif bir anne ile B pozitif bir babanın çocuklarında görülebilecek kan grupları verilmiştir. AB, A, B ve O kan grubundan çocuklar dünyaya gelebilir.

Eğer anne veya baba AA ise buna homozigot (anneden ve babadan gelen genlerin aynı karakterde olması) denir. AO gibi bir gen dağılıma ise heterozigot (anneden ve babadan gelen genlerin farklı karakterde olması) denir. Homozigot anne ve homozigot bir babanın çocukları aynı kan grubundan olacaktır. Yan yana gelen iki gen için baskınlık (dominantlık) veya  çekiniklik (resesiflik) söz konusudur. Baskın gen çekinik genin özelliklerini baskılar ve onun özelliklerini örter. A B O sisteminde A ve B baskın O ise çekiniktir. Dolayısıyla kişi AO ise O çekinik kalır ve kişi A grubu olarak belirlenir. O grubunun özellikleri ancak OO durumunda ortaya çıkar.

Genotip: Kişinin taşıdığı gen yapısını ifade eder. A grubu bir insanın genotipi AA veya AO dır.
Fenotip: Kişinin baskın genler dolayısı ile ortaya çıkan görünümü ifade eder. Genotipi AO olan bir bireyin fenotipi A’ dır. Bir kişinin kan grubundan bahsederken onun fenotipinden bahsediliyor demektir.
Rh sisteminde de Mendel  genetiği kuralları geçerlidir. Dolayısıyla Anne ve baba Rh pozitif olsalar bile çocukları Rh negatif olabilir.

Kan Uyuşmazlığı Nedir?

Kan uyuşmazlığı anne kanında çocuğun kan grubuna karşı gelişen antikorların çocukta hastalık yapmasıdır.
Gerek AB0 gerekse Rh sisteminde anne ile çocuk arasında kan uyuşmazlığı görülebilir.  AB0 uyuşmazlığı Rh uyuşmazlığına göre daha sık görülmesine rağmen daha iyi seyreder, sarılık daha ender görülür, çocukta kalıcı hastalık yapma riski daha azdır, nadiren bebeğin kanının değişmesi gerekir. Rh uyuşmazlığı ise daha nadir görülür ancak kötü seyirlidir; sıklıkla sarılık yapar,çoğunlukla bebeğin kanının değişmesi gerekir, iyi tedavi edilemezse kalıcı arazlara yol açar veya ölümle sonuçlanabilir.

Rh negatif annenin Rh pozitif çocuğu olursa uyuşmazlık söz konusudur. Rh negatif bir annenin Rh pozitif bir çocuğu olması için baba Rh pozitif olmalıdır. Ancak şu da bilinmelidir ki Rh pozitif bir baba ile Rh negatif bir anneden Rh negatif bir çocuk da doğabilir. Böyle bir durumda uyuşmazlık yoktur. Diğer taraftan annenin Rh pozitif  çocuğun Rh negatif olduğu durumda da uyuşmazlık söz konusu değildir.
Annenin Rh negatif babanın Rh pozitif olduğu durumlarda gebeliğin dikkatli takibi ile her hangi bir risk olmaksızın sağlıklı bebekler doğar.

Gebelik takibinde annenin kanında  normalde olmaması gereken anti-Rh (anti-D) araştırılır, bu teste indirek coombs testi denilir. Doğum sonrası bebekte anneden geçen antikorların aranmasına ise direk coombs testi denilir.

Tedavide amaç annenin Rh  antikorları oluşturmasını engellemektir. Bunun sağlamak için kan grubu Rh negatif ve eşi Rh pozitif olan gebelere 28. haftada anti-D (Rhogam) iğnesi yapılır. Doğumdan sonra bebeğin kan grubu pozitif ise ilk 72 saat içinde yeniden anti-D yapılmalıdır. Düşük, dış gebelik, kürtaj gibi durumlarda da müdahaleyi takiben anti-D yapılır.

Sonuç olarak kan uyuşmazlığı şüphesi olan çiftlerin (Rh negatif anne ve Rh pozitif baba) çocuk sahibi olma konusunda endişeye kapılmamaları gerekir; itinalı gebelik takibi ve gerekli tedavi ile normal sağlıklı bebekleri olmaması için hiçbir neden yoktur.

Kanın Yapısı Ve Görevleri

Kan; geçmişten günümüze sağlık ve yaşamın temel simgesi olarak görülmüş, modern tıpta “tek kaynağı insan olan yaşamsal bir ilaç” olarak kabul görmektedir.

Kalbe gelen kan pompalanarak, damar içinde yol alır. Kan; damarlarımızda bir nehir gibi dolaşarak vücuttaki tüm hücrelere besin ve oksijen taşır. Hormonların taşınması, hastalık etkenleriyle (virüs, bakteri v.b.) savaş, pıhtılaşma gibi birçok konuda da görevlidir.
Aynı zamanda hücreler tarafından oluşturulan karbondioksit, atık ve zehirli maddeleri de hücrelerden alarak ilgili organlara taşır.
Birincil önem taşıyan görevi oksijenin taşınmasıdır. Yeterince oksijen taşınmazsa;

  •  Dokular ve organların görevlerinde aksamalar olur.
  •  Aksamalar öncelikle yaşamsal önemi olmayan organlarda görülür (kas ve deri gibi).
  •  Kalp, beyin gibi doku ve organlar korunur. Oksijensizlik ilerlerse bu organ ve dokular da etkilenir.

İnsan Vücudundaki Kan Miktarı

Normal bir insanda 5000-6000 mL (5-6 litre) kadar kan bulunmaktadır. Ortalama vücut ağırlığının % 8’ini oluşturur.

Kanın;
– % 40-50′si hücrelerden
– % 50-60‘ı sıvı kısım olan plazmadan meydana gelmektedir.

Kan hücreleri

Kemik iliğinde üretilirler. Kemik iliği gerektiğinde bu hücrelerin üretilmesini hızlandırabilir. Üçe ayrılırlar.
1) Alyuvar (Eritrosit)
2) Akyuvar (Lökosit)
3) Kan Pulcukları (Trombosit)

 Alyuvarlar (Eritrosit)

– İçlerindeki hemoglobin sayesinde oksijen ve karbondioksit taşınmasında rol oynar.
– Kana kırmızı rengini veren hücredir.
– 1 mm3 kanda ortalama 5 milyon alyuvar bulunur.
– İnsan vücudunda 120 gün yaşar.

 Akyuvarlar (Lökosit)

– Yabancı maddelerle veya hastalık etkenleriyle ( virüs, bakteri v. b. ) karşılaştığımızda vücudumuzu koruyan savunma hücreleridir.
– Hastalık etkeni vücudumuza girdikten sonra akyuvarlar antikor üretirler. Bu antikorlar hastalık etkenine karşı savaşırlar.
– Her bulaşıcı hastalığın pencere dönemi dediğimiz bir dönemi vardır.
– Bu dönemde hem hastalık etkeni hem de antikorlar savaş için çoğalırlar.
– Eğer bu dönemde test yapılırsa; etken belirli seviyeye gelmediği için hastalık saptanamaz.
– Akyuvarların birçok çeşidi olmakla birlikte, her çeşidin yaşam süresi farklıdır.
– 1 mm3 kanda ortalama 6 – 10 bin kadar akyuvar bulunur.

Plazma;

Kanın sıvı kısmına plazma denir. Tüm kan hücreleri bu sıvı içerisinde bulunur. Plazma;
– Su (% 92),
– Elektrolitler (sodyum, potasyum, klor v.b.),
– Albumin, globulin, immünglobulin gibi yaşamsal proteinlerden oluşur.

Kan Grubu Nasıl Öğrenilir?

Kan merkezlerinde eritrosit antijen ve antikor reaksiyonlarının gösterilmesinde RIA (Radioimmun assay) , EIA (Enzymeimmun assay) de dahil olmak üzere çok sayıda yöntem mevcuttur. Ancak, bu yöntemlerin en basit olanı aglutinasyon tekniğidir.
Elektrolitli ortamda eritrositlerin yüzeyindeki antijenler, ortamda bulunan özgül antikorlarla birleşecek olurlarsa, gözle görülebilecek kümeler oluşturarak çökerler. Bu olaya Hemaglutinasyon denir.

Sponsorlu Bağlantılar

“Kan Gruplarının Özellikleri Nelerdir?” için 2 yanıt

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

RenkliNOT