Kategoriler
Soru / Cevap

40 Yaşın Üstü Hamile Kalabilir Mi?

Sizden gelen soru:

40 yaşın üstü hamile kalabilir mi? *

Cevap:

40 Yaşından Sonra Hamile Kalmak

İşinizle ya da ilişkinizle ilgili endişelerinizden dolayı ve ya hazır olmadığınız için hamileliği ertelerseniz, kendinizi 1980’lerdeki bir çizgi filmde “Aman Tanrım, çocuk yapmayı unuttum!” diye hayıflanan karakter gibi hissedebilirsiniz. Birkaç yıl öncesine göre hamile kalma şansınızın daha düşük olduğu inkar edilemez. Uzmanlar, 45 yaşından sonra kendi yumurtalarınızı kullanarak hamile kalmanın nerdeyse imkansız olduğunu söylüyor.

Sponsorlu Bağlantılar

Diğer yandan, 40 yaş üzerindeki birçok bayan hamile kalabiliyor; bazıları tedavi görerek başarılı olurken, bazıları tedaviye ihtiyaç duymuyor. Ve son araştırmalar çocuk sahibi olmak için beklemenin hem sizin hem de bebeğiniz için faydalı olabileceğini gösteriyor.

hamile

Hamile kaldığınızda kaş yaşınızda olduğunuz fark etmeksizin zamanlamanızın hem avantajlarının hem de dezavantajların olduğunu göreceksiniz. 40’lı yaşlarda çocuk sahibi olma konusunda gerçekçi bir bakış açısı edinmek için konuyu üreme uzmanları, finans danışmanları, ilişki rehberleri ve 40’lı yaşlardaki anneler ile konuştuk.

Artılar

Çocuk sahibi olmak için beklemenin muhtemelen en büyük avantajı bunun için beklemiş olmanızdır. Büyümek ve dünyayı görmek için yeterince zamanınız olmuştur; muhtemelen ekonomik durumunuz daha iyidir ve kariyeriniz güvendedir. Farklı şartlar altında eşinizle birbirinizi tanıma şansınız olmuştur ve bu ailenizi yetiştirmeniz için sağlam bir temel oluşturacaktır.

Yaşlı annelerin genç annelere göre genel olarak daha eğitimli olduklarını ve aileleriyle ilgili daha akıllıca kararlar aldıklarını gösteren bazı kanıtlar bulunuyor. Yaşlı anneler emzirme konusunda daha eğilimlidirler ve Amerikan Diyetetik Kurumu’nun dergisinde yayımlanan son bir araştırmaya göre şekerleme ya da şekerli içeceklerden ziyade tüm meyveleri tercih etmek gibi daha sağlıklı besin tercihleri konusunda da başarılıdırlar.

Çocuk sahibi olmak için beklemenin ekonomik avantajları da vardır. Britanya’daki araştırmacılar, çalışan kadınların çocuk sahibi olmak için erteledikleri her yıl yaklaşık olarak 20 bin dolar kazandıklarını buldular. Araştırmadaki yazarlardan bir tanesine göre, “Çocuk sahibi olmadan önce iş sahasında kendilerine daha çok tecrübe edinen bayanların işlerine hızlı bir şekilde geri dönme şansları daha fazladır. Çünkü işverenleriyle ilişkileri daha iyi olur ve iş piyasasını tamamen terk etmek yerine part-time olarak işe dönmeleri kolaylaşır.”

Denver, Colorado’da aile ve evlilik terapisti olan Susan Heitler çocuk sahibi olmak için en iyi yaşın 20’lerin ve 30’ların son yılları olduğuna inanıyor, ama bekleyen çiftlerinde bazı avantajlara sahip olduğunu söylüyor: “40’lı yaşlardaki anne-babalar genç ebeveynlere göre çocuklarına daha fazla odaklanırlar.” Çocuk sahibi olmadan önce seyahat etme ve birçok tecrübe edinme şansları olmuştur. Ekonomik baskıları daha azdır ve daha çok ‘siz giderken biz dönüyorduk’ davranışı hakimdir.

Beş çocuk sahibi olan 41 yaşındaki bir anne: “Eskisine göre daha az enerjim var ama diğer yandan daha akıllı ve sabırlı bir anneyim. 20’li ve 30’lu yaşlarda bir ebeveyn olarak kendinize daha fazla baskı yüklersiniz. İşler yolunda gitmediğinde, her şeyin felakete dönüşeceğini düşünürsünüz. Örneğin, bir doğum günü partisinden önce hediye almak için yeterince zamanınız yoksa bunun için bile çok fazla stres yaparsınız. Daha yaşlı bir ebeveyn olarak, hiçbir şeyin canımı çok fazla sıkmadığını fark ediyorum.”

İş açısından bakıldığında, “20’li yaşlardaki tek ebeveyn sizseniz ve işe geç kaldıysanız, bu işinizi kaybetmenize yol açabilir ve kiranızı ödeyemeyebilirsiniz. Şimdi ise iş ve ekonomik güvenliğimin olduğu bir seviyedeyim. Bu gibi şeyler için endişelenmek zorunda değilim, bu yüzden çok daha rahat hissediyorum.”

Eksiler

Hamileliği 40’lı yaşlara kadar ertelemenin en olumsuz yanı çok kritiktir: Ne kadar çok beklerseniz, hamile kalmanız da o kadar zorlaşır. Başlıca neden: kadınlar menopoza girmeden 15 yıl önce yumurtalarının sayısı düşmeye başlar ve üretilen yumurtalar düşük yapma ve doğum kusurları riskini artıran kromozal problemler taşırlar.

Yumurtanın canlı kalması konusunda 40’lı yaşların başı ile sonu arasında büyük bir fark vardır. Vermon Üniversitesi’nde Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı olan Julia Johnson, “40’lı yaşlarda doğurganlık oranında büyük bir düşüş olur. 41 yaşındayken hamile kalma şansınız 43 yaşındaki kadınlara göre çok daha fazladır” diyor.

Doğurganlık ve Kısırlık adlı tıp dergisinde yayımlanan bir araştırma yukarıdaki bilgileri doğruluyor. Araştırmacılar, 40 yaşında kısırlık için tedavi gören kadınların kendi yumurtalarını kullanarak hamile kalma şanslarının yüzde 25 olduğunu buldular. 43 yaşına gelindiğinde bu oran yüzde 10’a düşüyor ve 44 yaş itibariyle daha da azalıyor ve yüzde 1,6 ya geriliyor. Hamile kalan kadınlar arasında düşük yapma oranı 40 yaşındakiler için yüzde 24, 43 yaşındakiler için yüzde 38 ve 44 yaşındakiler için yüzde 54’tür.

Üreme uzmanı James Goldfarb, 30 yıllık meslek hayatında 46 yaşında kendi yumurtalarıyla hamile kalabilen bir bayana rastlamadığını söylüyor. Goldfarb bu durumu loto bileti almaya benzetiyor. “Evet, her seferinde birileri kazanıyor, ama ümitlerinizi buna bağlamamalısınız.”

Donör yumurtası kullanmak hamile kalma şansını önemli ölçüde artırıyor ve kabul etseler de etmeseler de Goldfarb’a göre yaşı ilerlemiş birçok bayan bu şekilde hamile kalıyor. Bu konu hakkında açık bir şekilde konuşmamaları diğer kadınların zararına oluyor. “Her ay en azından bir hasta kendi yumurtalarını kullanarak hamile kalabileceği yanlış izlenimiyle muayenehanemize geliyor.”

Hamilelik sorunları ise diğer bir konudur. 40’lı yaşlara geldiğinizde, hamilelik sırasında yüksek kan basıncı ya da şeker hastalığı ile birlikte plasental problemler ve doğum komplikasyonlarıyla karşılaşma riskiniz daha fazladır. 40 yaş üzerindeki bayanların düşük kilolu bebek doğurma ya da erken doğum yapma riskleri daha yüksektir. Düşük yapma oranları da daha fazladır. Araştırmalar, yaşlı annelerin çocuklarının da birinci tip şeker hastalığı ve yüksek kan basıncına karşı risk altında olduklarını gösteriyor.

Ve eşinizi de unutmayın. Erkekler 60’lı ve 70’li yaşlarda bile fiziksel olarak baba olma potansiyeline sahip olmalarına rağmen spermlerin kalitesi de yaşla birlikte azalıyor ve genç erkeklerin spermlerine göre genetik bozukluk taşıma oranları ise artıyor.

Son yıllarda yapılan klinik çalışmalarda, babanın yaşı ile down sendromu ve şizofreni gibi genetikle ilgili hastalıklar arasında bir ilişki olduğu bulundu. Tüm bu olumsuzluklar cesaret kırıcı olabilir, ama bazı bayanların 40’lı yaşlarda hamile kalabildiklerini ve birçoğunun sorunsuz hamileliklere ve sağlıklı bebeklere sahip olduğunu unutmayın. Ve yaşlı anneler olumsuz hamilelik sonuçlarına karşı daha fazla risk altındayken, bu tür olayların genel sayısı düşüktür.

Bir uyarı daha: Çocuk sahibi olmak için beklemenin finansal avantajları bulunması rağmen bazı yükümlülükleri de vardır. Eğer beklerseniz, daha ileri bir yaşa kadar çalışmaya devam etmek zorunda kalırsınız. Birçok arkadaşınızın emekli olmaya başladığı yaşlarda sizin hala ekonomik sorumluklarınız olur. Eğer emeklilik zamanınıza kadar para biriktirmediyseniz, çocuk sahibi olduktan sonra bunu yapabilmeniz daha da zorlaşacaktır. Hayat sigortası ve sağlık bakımı gibi diğer şeyler de daha fazla pahalılaşmaya başlar. Sonuç olarak, hamile kalma konusunda sorun yaşarsanız, tedavi masraflarının tutarı ciddi bir şekilde artabilir.

Başarı Şansınız

Amerikan Üreme Bilimi Derneğine göre, 40 yaş üzerindeki bayanların üçte ikisi üreme sorunlarıyla karşılaşıyor. 40 yaşına ulaştığınızda, zaman acımasız olmaya başlar. Herhangi bir ovulasyon döneminde hamile kalma şansınız yüzde 5’tir. 40 yaşınızda hamile kalma denemelerine başladığınız andan itibaren bir yıl içerisinde hamile kalma şansınız 30’lu yaşların ortalarında yüzde 75 şansa sahip olan kadınlarla karşılaştırıldığında yüzde 40 ila 55 civarındadır. 43 yaş itibariyle ise bir kadının hamile kalma şansı yüzde 1 ya da 2’ye düşer.

Peki bu düşüş neden bu kadar fazla? Silber tüm konunun yumurtalarla ilgili olduğunu söylüyor. Ergenliğe ulaştığınız andan itibaren sayısı 300 bin ile 400 bin arasından olan yumurtalarınızdan her yıl 13 bin tanesini kaybedersiniz. Yıllar geçtikçe yumurta sayısındaki bu düşüş 37 yaş itibariyle 25 bine gerileyecektir. 37 yaşında doğurganlık oranında hızlı bir düşüş gerçekleşir. “43 yaş itibariyle gerçekten yumurta stokunuzun sonuna gelirsiniz ve hamile kalma şansınız oldukça zayıflar.”

40 yaşında düşük yapma oranları da fırlamaya başlar. 40 ila 44 yaşında bu oran yüzde 34 iken 45 yaş ve üzerinde yüzde 53’e yükselir (20 yaşındaki yüzde 10’luk ve 30 yaşındaki yüzde 12’lik oranlarla karşılaştırıldığında). 40 yaşından sonra, yüksek kan basıncı ve şeker hastalığı gibi hamilelik sorunlarıyla karşılaşma riski 20’li yaşlardaki bir bayana göre iki kat daha fazladır.

Genetik sorunlarla karşılaşma oranları da yaşla birlikte artar: 40 yaşında Down sendromlu bir çocuk taşıma riskiniz 82’de bir; 45 yaşında ise 30’da birdir. Bu yaş grubunda genetik problemlerle karşılaşma riski arttığı için uzmanlar amniyosentez ya da koryon villüs biyopsisi gibi detaylı fetal taramaların bu yaşlardaki hamile bayanlar için rutin olarak uygulanmasını tavsiye ediyor.

40 yaşını geçtikten sonra ilk defa anne olan kadınların doğum komplikasyonlarının bir sonucu olarak sezaryen doğum yapma ihtimalleri yüzde 43’tür. (20’li yaşlarda ilk defa anne olanlar için bu oran yüzde 14’tür.)

Sizin tarafınızda yer alan olumlu bir gerçek ise birçok teknoloji destekli yeni üreme metodunun var olduğu bir zamanda daha yaşlı bir anne olarak hamile kalabilmeniz için tarihte günümüzden daha iyi bir zaman bulunmuyor. Laboratuar ortamında döllenmedeki başarı şansı 35 yaşından sonra düşmeye başlarken, donör yumurta kullanarak hamile kalma ihtimali hala yüksektir ve canlı doğum yapma oranı yüzde 50’den daha fazladır. Yumurtalarını 20’li ya da 30’lu yaşlardaki bayanlardan alan 40 yaş üzerindeki anne adayları için düşük yapma ve kromozal problemlerle karşılaşma riski yumurtası alınan kişinin yaşıyla paraleldir.

40’lı yaşlarda hamile kalmak istiyorsanız ne yapmalısınız?

Kaç yaşında olduğunuz fark etmeksizin yapmanız gereken şey hamile kalmayı denemeden önce atılması gereken önemli adımları atmanızdır. Size hamileliğiniz konusunda yardımı dokunabilecek bilgiler edinmeniz gerekir.

40’lı yaşların başındaysanız, üreme uzmanına gitmeye karar vermeden önce bir yıl boyunca sürekli olarak (haftada 3 ya da 4 defa) korumasız seks yapmanız gerekir. Zaten doktorunuz da ancak bir yıl denedikten sonra başarısız olunursa sizi bir üreme uzmanına yönlendirecektir. Hamileliğiniz konusunda sizi endişelendiren en ufak bir şey olduğunda bunu doktorunuzla paylaşmalısınız. Bu, daha önce aile üyelerinizden birinin yaşadığı bir rahatsızlık, düzensiz adet dönemleri, eşinizin sperm üretmedeki sorunu ya da ovulasyon konusundaki bir problem olabilir.

Birçok uzman yumurtalık tüplerinizde ya da eşinizin spermlerinde herhangi bir sorun olup olmadığını anlamak amacıyla işe birkaç test uygulayarak başlar. Bu konuların test edilmesi ve çözüme kavuşturulması kolaydır. Eğer bu tür problemlere rastlanmazsa, hamile kalmanız konusundaki başarısızlığın nedeni yaş ve yumurta kalitesindeki düşüştür. Doktorunuz, bireysel özelliklerinize göre sizin için mevcut olan seçenekler hakkında tavsiye verecektir.

İleri Yaşlarda Hamilelik

Doç. Dr. Selman Laçin anlatıyor;

Günümüzde kadınlar tarafından evlilik ve annelik yaşı sürekli olarak ileriye ertelenmektedir.

Bu ertelemenin nedenleri arasında öncelikle mesleki kariyerini sağlamlaştırmak, maddi güvenceyi sağlama kaygısı veya psikolojik olarak anneliğe hazır olmaya çalışmak sayılabilir.

Ayrıca yaşanan teknolojik gelişmeler sonucu yardımcı üreme teknikleri (mikroenjeksiyon-tüp bebek) ile hamile kalan kadın sayısında büyük bir artış vardır.

Yıllarca hamile kalamamış pek çok kadın bu yolla gebe olmanın mutluluğunu yaşmaktadır. Bunun sonucu olarak da ileri yaş gebelikleri günümüzde daha çok görülmektedir.

Önemli olan konu ise, kadının, sağlıklı bir gebelik ve gebe kalma potansiyeli üzerine, yaşın etkili olduğunun farkında olmasıdır. Bir kadın için fizyolojik anlamda en uygun doğurganlık yaşı 20-30 yaşlar arasıdır.

Anne adaylarının 35 yaş ve üzeri olması durumuna İleri Anne Yaşı denir. Bu tip gebelikler riskli gebelikler grubundan kabul edilip daha yakından ve özel bir takip gerektirir.

Aslında 35 yaş sınırı, tamamen istatistiki verilerden yola çıkarak saptanmıştır. Yani 35 yaş ve üzerindeki gebeliklerde anne adayları, daha fazla komplikasyon riski ile karşı karşıyadır ve anne yaşı arttıkça risk artmaktadır.

Bu yaş elbette kesin bir sınır olmayıp, giderek artan bir risk artışını ifade etmektedir.

Öncelikle gebe kalabilme konusunu ele alırsak; yaşın ilerlemesi gebelik oluşması için kesin bir engel değildir fakat yaş ilerledikçe gebelik elde edilene değin geçen süre uzar. Otuz yaş altında herhangi bir ayda gebe kalabilme şansı % 20 iken, 40 yaş üzerinde bu şans yalnızca % 5 olarak bildirilmiştir.

Bir başka deyişle; 25 yaşındaki bir kadın genellikle birkaç ay içinde gebe kalabilirken, 35 yaşın üzerindeki normal kadınlarda bu süre 6 aydan daha uzun sürebilir. Düşük yapma riski de benzer şekilde yaşla birlikte artmaktadır.

Tüp bebek gibi ileri ileri düzey kısırlık tedavilerinde dahi 40 yaş üzerinde gebe kalma şansı azalırken, düşük yapma ve anomalili bebek riski artmaktadır.

Yaşlanan kadın ile birlikte “yumurta kalitesi” düşer, bu da sperm tarafından döllenme kabiliyetlerinin azalmasına neden olur. Bu yumurtaların döllenmesi durumunda genetik bozukluklar açısından daha fazla risk söz konusudur. Örneğin, Down Sendromu (21. kromozomun iki yerine üç tane olması, mongol bebek) yaşlı kadınların çocuklarında daha sık görülür.

Yaş İlerledikçe Gebelik Zorlaşır

Yaş ilerledikçe gebelik elde edilmesini zorlaştıran nedenler;

Yumurtalıkların yaşlanması
Kız çocuklar doğduklarında yumurtalıklarında yaklaşık 400.000 adet yumurta bulunur. Doğumdan sonra yumurta üretimi olmaz ve kadının yaşı ilerledikçe yumurtalar da geriye dönüşsüz olarak azalır ve de yaşlanır. Döllenme oranında azalma yaş ilerledikçe yumurtanın sperm ile döllenebilme ve döllendikten sonra iyi kalitede bir embryo oluşturma şansı azalır. Elde edilen gebeliklerin düşükle sonlanma ihtimali de artar.

Rahim iç zarının döllenen yumurtayı tutma yeteneğinin azalması
İlerleyen yaş ile endometriumun (rahmin iç tabakasının) döllenen yumurtayı tutma yeteneğini azalır ve dolayısıyla gebelik şansı düşer

Endometriozis hastalığı ve myomların görülme sıklığının artması
yaş ilerledikçe karın içine kanamalar yaparak infertiliteye neden olan endometriozis hastalığı ve rahim içinde yer kaplayan myomlar daha sık görülür.

Ayrıca kırk yaşına gelene kadar bir çok kadının başından doğurganlığını etkileyebilecek, kadınlık organları ile ilgili tüpleri tıkayabilen iltahaplar, dış gebelik, appendisit, endometriosis ya da değişik nedenlere bağlı cerrahi müdahaleler geçebilmektedir.

Ancak unutulmamalıdır ki üreme sağlığı açısından kadınların biyolojik yaşı kronolojik yaşından daha önemlidir. Bazen 45 yaşındaki bir kadın düzenli olarak yumurta üretirken çok daha genç olan bir kadın erken olarak menopoz dönemine girmiş olabilir.

Otuzbeş yaşın üzerindeki evli çiftler düzenli ilişki kurmalarına rağmen gebe kalamadıkları taktirde hekime başvurmak için altı aydan daha fazla beklememelidirler.

Elbette yaşlanma yalnızca kadınları etkilemez. Erkeklerde ise, kadınlardaki gibi bir menopoz olmamakla birlikte, seksüel fonksiyonlarda azalma ve gebelik oluşturma kabiliyetinde yaşlanma ile birlikte değişiklikler meydana gelir.

Sıklıkla yaşlanma ile birlikte erkeklik hormonu olan testosteron düzeylerinde hafif bir azalma meydana gelir ve bu cinsel isteğin (libidonun) azalmasına da neden olabilir.

Yine erkeklerde gösterilmiştir ki yaşlanma ile birlikte testisler de bir miktar küçülür ve yumuşar. Sperm şekli ve hareketliliği de yıllar içersinde az da olsa kötüleşme eğilimindedir.

Bu değişikliklere rağmen erkekler için çocuk sahibi olabileceği maksimum bir yaş sınırı yoktur.!

İleri yaştaki bir kadın gebe kalmaya karar verirse;
öncelikle gebelik meydana geldiğinde oluşabilecek tıbbi problemler olup olmadığı araştırılmalıdır. Örneğin hipertansiyon ya da şeker hastalığı gibi durumlar gebelik sürecinde sıkıntı yaratabilir.

Gebe kalma potansiyelini değerlendirmek üzere adetin 2-4 günlerinde yapılan FSH ve östradiol (E2) ölçümleri ve ultrason ile yumurtalıkların görünümünün değerlendirilmesi önemli bilgiler sağlar.

İleri yaş grubundaki kadınların bilmeleri gereken önemli bir konu da genetik problemi bulunan bebek taşıma şanslarının genç yaştaki kadınlara göre daha fazla olduğudur.

Gebe kaldıklarında, amniosentez veya koryon villus örneklemesi gibi girişimlerle bu durumu ortaya koymak mümkündür.

Etkili tedaviye (aşılama ve tüp bebek gibi)rağmen sonuç alınamayan yaşlı infertil kadınlar için yurt dışındaki bazı merkezlerden genç kadın yumurtalarının satın alınması yani yumurta bağışı (donasyon) düşünülebilir. Ancak yasalarımız buna imkan vermediğinden dolayı Türkiye Cumhuriyeti sınırları içersinde bu işlem yapılmamaktadır.

İleri anne yaşına sahip gebeler hamilelik süresince de pek çok sıkıntı ile baş etmek zorunda kalabilirler.

Örneğin gebelikte ciddi bir sorun olan tansiyon yükselmesi (hipertansiyon), gebelik şekeri, erken doğum, anne karnında bebek kaybı, peripartum kardiyomyopati (doğum öncesi ve sonrası dönemde gelişebilen kalp yetmezliği ), doğum sonrası kanamalar , plasental anormallikler, erken doğum, ölü doğum gibi istenmeyen olaylar da daha sık yaşanmaktadır.

Anne yaşının artmasıyla gebelikte diğer sistemik hastalıklar olma şansı da artmaktadır.

Ama tüm bunlar anne adayını korkutmamalıdır. Tecrübeli Hekimler tarafından dikkatli bir takip ve yerinde müdaheleler ile bu riskler minimal düzeye indirilebilir.!

Bebeği Bekleyen Riskler

İleri yaşta anne olmak sadece hamileler açısından değil bebekler açısından da risk taşıyabilir.

Daha önce de bahsedildiği gibi 35 yaşın üzerinde oluşan gebeliklerde ortaya çıkan önemi sorunlardan birisi artmış kromozom anormalliği olasılığıdır. Bunlar arasında Down sendromu (mongolizm) önemli bir yer tutar.

Annede oluşan gebeliğe bağlı hastalıklar, gebeliğe bağlı hipertansiyon, şeker hastalığı ve plasental anormallikler nedeniyle bebeğin erken doğurtulduğu durumlarda bebek erken doğumdan kaynaklanan tehlikelere maruz kalmaktadır.”

Sonuç olarak bilinmelidir ki kadınlar açısından gebelik yaşı ertelendikçe kısırlık problemleri yaşanmakta, gebelik süreci zorlaşmakta, gebelik ve doğumun komplikasyonları artmaktadır.

Yazının Kaynağı: Doç. Dr. Selman Laçin

Sponsorlu Bağlantılar

“40 Yaşın Üstü Hamile Kalabilir Mi?” için bir yanıt

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

RenkliNOT