İç Gezegenler – Yer Benzeri Gezegenler
Güneş sistemi şu an için bilinen 8 gezegenden oluşur. Güneş’ten olan uzaklıklarına göre gezegenler sırasıyla Merkür, Venüs, Dünya, Mars, Jüpiter, Satürn, Uranüs, ve Neptün’dür. Bazı kişiler burada yazılanları okuyunca “plüton” gezegenini unuttunuz diyecekler tabiki plüton’u unutmadık ama bu cismin üzerindeki tartışmalar sürdüğü için sıralamada ismi geçmiyor ( örneğin bazı görüşler plutonu gezegen saymıyor, bazıları gezegen ama güneş sistemi dışında diyor vs. ). Burada iç gezegen adı verilen bir kavramı anlatacağız.
Yoğun, kayalık bileşimli, az ya da hiç uydusu olmayan, halkası bulunmayan ve Güneş Sistemi’nin iç yörüngelerinde yer alan dört gezegene iç gezegenler veya yer benzeri gezegenler denir.
- Merkür
- Venüs
- Dünya
- Mars
Kabuk ve manto bileşimleri büyük oranda silikatlar gibi dirençli minerallerden, çekirdekleri ise demir venikel gibi metallerden oluşur. Dört iç gezegenden üçü (Venüs, Dünya ve Mars), atmosferlerinde yeterli derecede hava oluşturmak için önemli olan meteor kraterleri ile rift vadileri ve volkanlar gibi tektonik yüzey özelliklerine sahiptirler. İç gezegenler terimi, Güneş’e Dünya’dan yakın olan (Merkür ve Venüs) gezegenleri ifade eden alt gezegenler ile karıştırılmamalıdır.
“Venüs” boyutları bakımından Dünya’ya çok benzeyen bir gezegendir. Kendine özgü bir atmosferi varsa da, bu atmosfer hava değil, ağır karbon dioksit gazından oluşmuştur. Atmosferdeki yoğun bulutlar gezegenin yüzeyini örter, gözden saklar. Bu bulutlar Güneş ışınlarını çok iyi yansıtarak parıldarlar. Bu özelliği ve Dünya’ ya yakmlığ! dolayısıyla, Venüs Güneş ile Ay’dan sonra gökyüzünde gördüğümüz en parlak cisimdir. Kimi vakit Güneş’ten önce doğar. Hattâ bundan dolayı “Sabah Yıldızı”, “Çoban Yıldızı” gibi adlarla anılır.
“Mars” kıpkızıl bir rengi olduğu için “Kızıl Gezegen” adıyla da anılır. Yüzeyinin hemen tümü kızıldır. Yalnız kutuplarında büyük, beyaz “başlıklar” vardır. Bu başlıklar Mars yılının değişik zamanlarında büyür, küçülür. Ayrıca gezegenin yüzeyinde zaman zaman koyu renkli lekeler belirir, büyür, sonra gene gözden kaybolur.
Tıpkı Dünya’daki gibi, Mars’ta da belirli mevsimler vardır. Çünkü gezegenin ekseni yörünge düzlemine doğru eğiktir. Bu eğim Mars “mevsimleri”ni doğurur. Bundan ötürüdür ki, bilim adamları Mars’ın tepesinde görülen “başhklar”m buz, koyu renkli lekelerin de ilkel bitkiler olabileceğini düşünmüşlerdir. Ancak, bugüne kadar eîde edilen bilgiler bunun olamayacağını kanıtlar niteliktedir. Bir kere, Mars atmosferi çok incedir. Ayrıca edinilebilen bilgilere göre gezegende oksijen, su ya da su buharı da yoktur. Elbet bunlar olmadıkça da hayat olamaz. Bununla birlikte Mars’ın atmosferinde az miktarda karbon dioksit olduğu sanılıyor. Buna dayanarak gezegenin “başlıkları”mn da kum buz ya da donmuş korbon dioksit olabileceği ileri sürülüyor.