Kategoriler
Soru / Cevap

Leoparların Neslinin Tükenme Sebepleri Nelerdir?

Sizden gelen soru:

Leoparların tükenme sebepleri neler? *

Cevap:

Leoparların Nesli Neden Tükendi?

Leoparların neslinin tükenmesindeki en büyük ve en önemli sebep avlanmalarıdır.Görüldüğü yerlerde avlanılarak öldürülen leoparların nesli tükenmek üzeredir.

Sponsorlu Bağlantılar

Leoparların neslinin tükenmesinin bir diğer önemli sebebi ise doğal yaşam alanlarının kaybolmasıdır.Doğal yaşam alanlarının insanlar tarafından işgal edilmesi leoparların da neslinin tükenmesine katkıda bulunmuştur.

Leopar - pars

Türkiye’de Leoparlar

Çok değil, 100 yıl öncesine kadar ülkemizde çok sayıda yasıyorlarmış. Trakya, Kuzey Marmara ve Doğu Karadeniz hariç bütün bölgelerimizde yasadıklarına dair kayıt ve gözlemler bulunmaktadır.

Halen Güney Ege, Bati Akdeniz ve Hakkâri’de zaman görülmekte olduklarına dair duyumlar alınmaktadır. Zaman yerel pazarlarda satışa sunulan postlar görülebilmektedir. Avlanmaları yasaktır; ancak is isten geçmiş gibi görülmektedir.

Ülkemizde son olarak 17 Ocak 1974 tarihinde Beypazarı’nın (Ankara) Balözü köyü yakınlarında bir tane görülmüş ve köylülerce vurularak öldürülmüştür.

Leoparlar Hakkında Bilgi

Pars (Panthera pardus), Leopar olarak da bilinir, kedigiller (Felidae) familyasından Panthera cinsinin 4 büyük kedi türünden biri. Önceleri parsın, aslan ve panterin melezi olduğu düşünülüyordu. Leopar ismi de Latince Leo (aslan) ile panter manasında kullanılanPard kelimelerinin birleştirilmesiyle oluşturulmuştur. İlk doğa bilimciler leopar ve panterleri renkleriyle değil de panterin daha uzun olan kuyruğunu dikkate alarak kuyruk uzunluklarıyla ayırmışlardır.

Pars, aslan, kaplan ve jaguar gibi büyük kedilerin içinde en büyük dördüncü (kaplan, aslan ve jaguardan sonra) cüsseli olanıdır. Erkek parsın boyu yaşadığı bölgeye değişmekle birlikte ortalama 90 santimetre olan kuyruk dahil 2,40 metreye kadar olabilir. Ağırlığı 88 kiloya erişebilir. Erkekler dişilerden %20-%40 kadar daha büyük olabilir. Diğer büyük kedilere göre uzun gövdesine göre daha kısa bacaklara sahiptir. Büyük kedilerin içinde en iyi ağaca tırmanabilen türdür. Geniş pençelerinde sivri ve keskin tırnakları, kısa ve toparlak kulakları, göz alıcı parlaklıkta kısa tüylü postu vardır. Post rengi ve tüy uzunluğu yaşam alanına göre değişmekle beraber, parlak sarımsı kahverengiden koyu sarımsı pas rengine kadar farklılık gösterebilir. Üstünde siyah benekler bulunur.

Bir çok kişi parsı jaguar ile karıştırır. Jaguardan farlı olarak beneklerinin içlerinde siyahlık bulunmaz. Çene ve kafa yapıları da jaguara göre daha küçüktür. Boğazlarının altında siyah noktalardan oluşan kolye benzeri çizgi vardır. Alt kısımları beyazdır. Gövdesinin üçte ikisi kadar da kuyrukları vardır. Postlarının üstündeki siyah benekleri, yapraklar arasında daha kolay kamufle olarak sezdirmeden avına yaklaşmasını sağlar. Postunun üstündeki benekler, insanların parmak izi gibi her bireyde farklılık gösterir. Parslarda melanistik siyah renkli olanlara da rastlanır. Siyah renkli olanlarına panter denildiği de olur. Bilim adamları önceleri siyah renkli parsları farklı bir tür olarak tanımlamalarına rağmen, sonradan farklı bir tür olmadığına karar vermişlerdir. Siyah renkli parsların postlarına bakıldığında belirsiz de olsa benekler görülebilir. Kardeş yavrulardan biri normal renkte olurken diğeri siyah olabilir. Çekingen ve ihtiyatlıdır. Duyuları çok kuvvetlidir. Bu özelliklerinin yanında avladıkları avları bazen sırtlan sürülerine kaptırırlar.

Gizlenmekteki mahareti yüzünden parsı bulmak aslan veya çitayı bulmaktan daha zordur. Parslar, bulundukları yere çok iyi uyum sağlar. Gündüz tehlike sezdiğinden gece avlanmayı tercih eder. Gündüz öğle sıcağında sık otların veya bir ağacın dalında uyumayı tercih ederler. Bu nedenle sabahın erken veya akşam saatlerinde aktif olurlar. İnsanlara görünmemeyi tercih eder. Ağaca çıkmada çok ustadırlar. Cüssesine göre çok güçlü olduğu için yakaladığı geyik ve domuz gibi ağır avları bile ağaca çıkarabilir. Sesi güçlü bir homurtuya, gıcırtılı bir kükremeye benzer. Her zaman benzer eşle yaşamadığı gibi bazıları aynı eşle yaşar.

Bu nedenle Afrika’nın sıcak bozkırlarından Hindistan ve Malezya yarım adasının yağmur ormanları ve Çin’in karla kaplı soğuk dağlıklarına kadar olan ormanlarda, çalılıklarda, fundalıklarda, yarı çöl ortamda ya da kayalık dağ yamaçlarında yaşayabilirler. Siyah bireylere Afrika’da rastlanmazken Hindistan ve uzak doğunun orman alanlarında yaşayan popülasyonlarda rastlanabilir. Türkiye’de en son 1976 yılında Ege ve Akdeniz’in yüksek kesimlerinde görülmüştür.

Sponsorlu Bağlantılar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

RenkliNOT