Kategoriler
Soru / Cevap

Matematik kaç yaşında?

İnsanlık tarihinin en eski bilim dallarından birisi olan matematiğin yaklaşık olarak 4500 yıllık bir yazılı geçmişi bulunuyor.

Sizden gelen soru:

Matematik kaç yaşında?

Cevap:

En eski bilimlerden birisi olan matematik, resim ve müzik gibi bir sanattır. İlk önceleri sayıların ve şekillerin ilmi olarak tanımlanan matematik, zamanla büyük bir aşama kaydetti. Matematiğin yazılı belgelere dayalı 4500 yıllık bir tarihi vardır. Bu zaman dilimi içinde, matematiğin gelişimi 5 döneme ayrılır.

Sponsorlu Bağlantılar

Bilinen en eski matematik yazıtlarından biri Plimpton 322 ismiyle Babil kil tabletleridir. Bu tabletlerin milattan önce 1800 yılında yazıldıkları tahmin edilmektedir. Yine Rhind Papirüsü (m.ö 1900) ve Moskova Papirüsü (m.ö 1890) bilinen en eski yazıtlardandır.

rp_matematik1.jpg

Matematiğin 1. dönemi

Birinci dönem, başlangıçtan M.Ö. 6. yüzyıla kadar, Mısır ve Mezopotamya’da yapılan matematiği kapsar. Mısır’da bilinen matematik, tam ve kesirli sayıların 4 işlemi, bazı geometrik şekillerin alan ve hacim hesaplarıdır. Bugün okullarımızda öğretilen matematiğin ortaokul 2. sınıfa kadarki kısmı olarak değerlendirebiliriz. Aynı dönemde Mezopotamya’da matematik biraz daha ileridir; onların bildikleri matematiğin düzeyi de lise 2. sınıf matematiği düzeyidir. Matematik, günlük hayatın ihtiyaçlarına (takvim belirlemek, muhasebe ve mimari hesaplar gibi) yönelik, henüz sanat düzeyine ulaşmamış, zanaat düzeyinde bir uğraşıdır. Formel ifadeler, formüller ve akıl yürütmeye dayalı ispatlar yoktur. Bulgular ampirik ve işlemler sayısaldır.

Matematiğin 2. dönemi

İkinci dönem, M. Ö. 6. yy’dan M. S. 6. yy’a kadar uzanan Yunan matematiği dönemidir. Matematiğin nitelik değiştirdiği, zanaat düzeyinden sanat düzeyine geçtiği dönemdir. Yunan matematiğinin başlangıcında Mısır ve Mezopotamya varsa da Yunan döneminde, matematiğin günümüze kadar yönü belirlenmiş, bir sıçrama yapılmıştır. Matematiğe en önemli katkılar Platon’un akademisinde ve iskenderiye’deki Museum’da yetişen bilim adamlanndan gelmiştir. Yunan matematiği esasta ‘sanat için sanat’ anlayışıyla yapılan ve günümüz manasında modern bir matematiktir.

Matematiğin 3. dönemi

Üçüncü dönem, M.S. 6. yy’dan 17. yy’ın sonlanna kadar olan dönemdir. Bu dönemde, matematiğin yaşadığı dünya islam dünyası ve Hindistan’dır. Müslümanların matematiğe katkısı büyük bir tartışma konusudur. Kimilerine göre, Müslümanların matematiğe, Yunan matematiğini yaşatmak ve Batı’ya transfer etmekten öte, bir katkıları olmamıştır. Kimilerine göre ise, Müslümanların matematiğe özgün kalkılan olmuştur. (Bu katkılar Avrupalı matematikçiler tarafından tekrar bulunmuş ya da göz ardı edilmiştir.) Müslümanların matematiğe katkısı yeterince araştırılmamıştır. Son yıllarda yapılan araştırmalar, matematiğin en önemli buluşu olan türevin, Avrupalılardan 500 yıl önce Azerbaycanlı Şerafettin Al-Tusi tarafından bulunmuş olduğunu ortaya çıkarmıştır. Tarihi olaylar- Haçlı seferleri, Moğol istilası ve dahili olaylar-, islam dünyasının nakli bilimlere geçmesine ve sonuç olarak bilimin yerini safsatanın almasına neden olmuştur. 16. yy’ da matematikte tek söz sahibi Avrupalılardır.

Matematiğin 4. dönemi

Dördüncü dönem, 1700-1900 yıllan arasını kapsar ve ‘Klasik Matematik Dönemi’ olarak bilinir. Matematiğin ‘Altın Çağları’ olarak da anılır. Büyük hipotez ve teorilerin ortaya çıktığı, matematiğin kullanım alanının bütün bilim dallarını kapsayacak şekilde genişlediği bir dönemdir. Matematik, bütün pozitif bilimlerin temelim oluşturacak bir konuma gelmiştir. Bugün üniversitelerde okutulan matematiğin büyük bir kısmı bu dönemin ürünüdür.

Matematiğin 5. dönemi

Beşinci dönem, 1900’lü yılların başından günümüze uzanan, ‘Modern Matematik Dönemi’ olarak adlandırılan dönemdir. Modern matematik, klasik matematiğin anayasal bir tabana oturtulmuş şeklidir.

1900’lü yılların başına gelindiğinde, matematik büyük bir kompleksiteye ulaşmıştı. Böylesi karmaşık bir sistemde alışılageldiği şekilde matematik yapmak, ‘bir ispat niçin geçerlidir; ispatın da ispatı gerekli midir?’ gibi matematiğin temellerini sorgulayan sorunları ortaya çıkarmıştır. Matematik deneysel bir bilim olmadığı için, nihai yargıyı deneye bırakmak olanağı yoktur.

Bu sorunların, ‘meşru’ bir zeminde çözüme ulaştırılacağını anlayan matematikçiler, matematiği tutarlı yasalara dayalı bir temele oturtma çabasına giriştiler. Modern matematik bu uğraşının ürünüdür. Modern matematiğin en önemli özellikleri, önceki dönemlere kıyasla, çok daha soyut, göreceli ve kuramsal oluşudur.

Matematik çok hızlı gelişen, çok yüksek bir teknik düzeye erişmiş, elde edilen bilgilerin üst üste yığıldığı, bir bilginin diğeri tarafından kullanımdan kaldırılmadığı, bu nedenle de gittikçe zorlaşan ama bir o kadar da çekici, ancak tutku ile yapılabilen bir bilimdir.

Matematiğin Kısa Bir Tarihi

Prof. Dr. Ali Ülger

TÜBA Bülteni GÜNCE’den alınmıştır.02/2002

 

Sponsorlu Bağlantılar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

RenkliNOT