Kategoriler
Soru / Cevap

Sosyalleşme Nedir? Sosyalleşme Nasıl Olur?

Sizden gelen soru:

Sosyalleşme kavramı nedir?

Cevap:

Sosyalleşme Ne Demektir?

Sosyalleşme kavramının birebir karşılığı toplumsallaşmadır. Geniş anlamda sosyalleşmeyi tanımlamak gerekirse, bir toplumun değerlerini ve yaşam biçimini bireylere öğretmesi olarak da tanımlanabilir.Sosyalleşme yada toplumsallaşma aynı zamandan sosyalizasyon olarak da tarif edilmektedir.

Sosyalleşme yada toplumsallaşma süreci içerisinde bireyler toplum içerisinde nasıl davranacağını öğrenir. Aynı zamanda, bireyin sahip olduğu ya da toplum tarafından verilen rollerin ve sahip olunan statülerin gerektirdiği davranış biçimlerini, toplumun kendilerinden beklentilerini öğrenir. Toplumsallaşma sürecinde birey kendi toplumunun bir üyesi olmayı, toplumu tarafından kabul gören davranış örüntülerini, insanın davranışlarına yön veren, bunları belirleyip şekillendiren temel toplumsal ve kültürel değerleri (normları) öğrenir. Öğrenmekle de kalmayıp bunları içselleştirip kendisine mal eder ve bu değer ve normlar doğrultusunda davranmaya başlar. Daha öz bir anlatımla, birey toplumu ile bütünleşir ve toplumunun bir parçası haline gelir.

Sponsorlu Bağlantılar

Bu süreç bireylerin varlığı kadar toplumların da varlığı açısından oldukça önemlidir. Toplumun sağlıklı bir şekilde büyümesi ve hayatını devam ettirebilmesi toplumsallaşma sisteminin sağlıklı bir şekilde sürmesi ile mümkündür. Bir başka şekli ile toplumsallaşma yeni nesile toplumun sahip olduğu kültürel mirasın aktarılması da denilebilir. Bu açıdan bakılacak olursa ulusal ve evrensel kültür mirası toplumsallaşma süreci sayesinde yeni nesillere aktarılmaktadır.

Toplumsallaşma (Sosyalizasyon)

Toplumsallaşma (Sosyalizasyon, Latince “sociare”, “bağlamak”), sosyal normların içselleştirilmesi yoluyla toplumsal düşünce ve duygu kalıplarına uyum sağlamaktır.

Sosyal bilimsel bir kavram olan toplumsallaşma, bir taraftan bireyin diğer bireyler ya da sosyal ve fiziksel çevre ile iletişimiyle oluşan kişisel gelişimi, diğer taraftan da bireyin sosyalleşmesi sırasında oluşan bağlarını tanımlamaktadır. Bireyin kişiliği üzerindeki kasıtlı ve sistemli önlemlerin (eğitim) yanı sıra istenmeyen etkileri de kapsamaktadır. Bu nedenle toplumsallaşma süreci, bireyin ortak yaşamdaki eylemleri (kolektifleştirme) ve eylem yönelimlerini (sosyal kimlik) oluşturan, sosyal faaliyetlerini şekillendiren normları da etkiler. Ayrıca bireylerin toplumda geçerli normlar, değerler ve değer yargılarına göre şekillenen eğilimlerinden oluşur.

Eğer toplumsallaşma bulunduğu çevrede başarılı bir şekilde gerçekleşirse; birey, sosyal normları, değer tanımlamalarını, davranış biçimlerini ve tabii ki sosyal ve kültürel çevresinde kabul gören rolleri benimseyecektir. Bunun aksine; kendini tanımayan bir bireyin, özelliklerini keşfettiği sürece ise “bireyselleşme” denir. Bu nedenle toplumsallaşma süreçleri içeriksel özelliklerine, yani; bireyin sosyal bağlılık ve bir gruba uyum sağlama şekillerine göre birbirinden çok farklı işleyebilmektedir;

“Başarılı bir toplumsallaşmanın” koşulu büyük ölçüde; nesnel ve öznel gerçeklik (buna tabii ki kimlik de dâhildir) arasındaki simetride görülmektedir. Buna bağlı olarak; “başarısız bir toplumsallaşmanın” ise nesnel ve öznel gerçeklik arasındaki asimetriden kaynaklandığı düşünülmektedir (Berger/Luckmann: Die gesellschaftliche Konstruktion der Wirklichkeit (1969), S. 175) Buna karşın; bilimsel ve toplumsal söylemde “sosyalizasyon” ve “sosyal” kavramları, “doğuştan, kalıtımsal ve genetiksel” kavramları ile açıklanmaktadır.

Toplumsallaşmanın (Sosyalizasyon) Tanımı

Toplumsallaşma genellikle, bireyin belirli bir toplumda (geleneklerin devam ettirilmesi vb.) yer almasını ve o toplumun kültürünü benimsemesi, yani; sosyal yaşamında yer alan ve gelişmesini etkileyen, toplum aracılığıyla gerçekleşen öğrenme sürecinin (davranış biçimleri de dâhil) bütününü tanımlamaktadır. Bu nedenle; toplumsallaşma yaşamın tüm evrelerini kapsayan bir süreçtir.

Bireyin öğrenme sürecini yöneten ve etkileyen gruplar, bireyler ve kurumlar “Toplumsallaşma Araçları” olarak tanımlanmaktadır. Bu tanımlama toplumsallaşmanın, bireylerin bir arada yaşamasından oluştuğunu (kuşak ilişkileri) ve kendini karakterlerin özel yetenekleri ile iletişim becerilerinde gösterdiğini ifade etmektedir. Bunun bir sonucu olarak, toplumsallaşma kavramının sık sık belirsiz bir anlamla kullanılması söz konusu olmaktadır. Daha somut bir söylemle, toplumsallaşma kavramının içeriği, daha net tanımlanamayan „sosyal aktarma süreçleri“ yerine geçip anlam kaybına uğratılmaktadır.

“Sosyalizasyon toplumsal, kültürel ve fiziksel çevreyle ilişki kurma çabalarında, özellikle de bireylerle karşılıklı etkileşimde ortaya çıkan kişilik gelişimidir.” D. GEULEN

Hurrelmann’a göre toplumsallaşmanın en yeni tanımlaması şöyledir. “… Bireyin kişiliğinin; bir toplumun tarihsel gelişiminin belli bir anında gerçekleşen, sosyal, maddi ve fiziksel yaşam koşullarından bağımsız ve bu koşullarla çatışan, oluşum ve gelişme sürecidir.” Sosyalizasyon bireyin, biyolojik insan organizmasından sosyal davranış yetisine sahip bir kişilik kazanma ve ömür boyunca yaşam koşulları ile çatışarak kendini geliştirme sürecini tanımlamaktadır. (Hurrelmann)

Sponsorlu Bağlantılar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

RenkliNOT