Kategoriler
Anne ve Çocuk Soru / Cevap

Üç yaş sendromu geçiren çocuklara ne yapılır?

Sizden gelen soru:

* Benim çocuğum üç yaş sendromu geçiriyor ne yapalım çok çaresizim yardım edin lütfen? *

Sponsorlu Bağlantılar

Cevap:

2 yaş sendromunun bitmesi ile birlikte anne ve babaları yeni bir sendrom bekler. O da 3 yaş sendromudur. Daha da olgunlaşan çocuklar bazen anneleri ve babaları çaresiz bırakabiliyor. Peki 3 yaş sendromu nasıl atlatılır? 3 yaş sendromu geçiren çocuğa karşı nasıl davranılmalıdır?

3 Yaş Sendromu

3 yaşla birlikte iki yaş sendromu biter ve daha olgun daha gelişmiş bir çocuğunuz olmaya başlar. Daha bağımsız ve daha çevreyle barışıktır. Lego, yapboz gibi oyunlarla daha ilgilidir. Diğer çocuklarla birlikte oynar, sorunlarını birlikte çözerler. Kavga daha az, paylaşma daha çoktur. Özür dilemeyi bilir. Hayali oyunlarda ve günlük yaşamda kendi cinsiyetini öğrenmiştir.

Bu dönemde çocuk, yardımsız merdiven inip çıkabilir. Üç tekerlekli bisiklete binebilir. Kalemle daire ve kare çizebilir. İnsan çizmesi istenirse 2–4 parçalı çizebilir. Bazı büyük harfleri yazabilir. Konuşurken zaman eklerini yerinde kullanmaya başlar. 6–8 kelimelik cümleler kurabilir. Konuştukları yabancılarca da anlaşılabilir olmaya başlar. Hikâye anlatabilir. Renkleri tanımaya başlar, saymayı öğrenir. Sorunlara basit bir bakış açısı ve çözüm arayışı vardır. Anne baba rolünü oynamaya başlar. Hayali oyunlarda yaratıcılığı artar. Sorunları karşılıklı konuşarak çözmeye başlar. Daha bağımsızdır. Canavarlar, yaratıklar gibi hayali kahramanları artar. Duygu, düşünce ve hisleri ile kendine özgü bir birey olmaya başlar. Ama hala gerçek ile hayali tam ayıramayabilir.

saldırgan kavgacı çocuk

Her Şeyi Sorgulama 3 Yaşında Başlar

3 yaş çocuğu uyanık olduğu zamanın çoğunu soru sorarak geçirir. En çok kuralları sorgular. “Neden yapamam, neden alamam, neden gidemem?” gibi. Uzun uzun açıklamak yerine senin için tehlikeli, seni incitebilir, seni üzebilir gibi somut açıkamaları tercih etmeli, kısa ve öz anlatmalısınız.

Bu Dönemde Yaşanabilecek Sıra Dışı Durumlar

• Topu elleri ile başının üstünden ileriye atamıyorsa,

• Yerde zıplayamıyorsa,

• Üç tekerlekli bisiklet süremiyorsa,

• Boya kalemini düzgün kavrayıp tutamıyorsa,

• Çizimde sıkıntısı varsa,

• 4 küpü üst üste koyamıyorsa,

• Hala ebeveynleri gittiğinde ağlama krizleri varsa,

• Karşılıklı oyunlara ilgisizse,

• Diğer çocuklarla ilgilenmiyorsa,

• Aile dışındaki insanlarla temas kurmayı reddediyorsa,

• Hayali oyunlara katılmıyorsa,

• Üzgün veya kızgın olduğunda kontrolünü tamamen kaybediyorsa,

• Cümleleri üç ve daha az kelimeden oluşuyorsa,

• Ben sen kavramı oturmamışsa doktorunuza mutlaka danışmalısınız.

Üç Yaş Sendromu Nasıl Atlatılır?

İki yaş dönemi çocuk gelişiminin en önemli ve en zor devresi. Sık sık yaşanan öfke nöbetleri anne ve babalara zor anlar yaşatıyor. Ancak problemlere karşı hazırlıklı olarak 2 yaş sendromunun üstesinden gelmek mümkün.

Anne ve babalar bebeklik döneminin yorucu temposundan kurtulduktan sonra her şeyin daha kolay olacağını düşünüyorlar. Ancak, her yaşın ayrı bir zorluğu olduğunu hatırlatmakta yarar var. Özellikle çocuklarda özerklik dönemini diye adlandırılan 12-36 aylarda önemli değişiklikler gözleniyor. 2 yaşla birlikte çocuklar sadece yürümekle, konuşmakla yetinmiyor, kendi bildiklerini okuyorlar. Sinirleniyor, ağlıyor ve öfke nöbetlerine kapılıyorlar. Bu noktada aileler ne yapacaklarını şaşırıyorlar. Öncelikle sorunlara karşı hazırlıklı olmak gerekiyor. İki yaş ve sonrasında anne – babaların kendilerini nelerin beklediğini bilmeleri son derece faydalı. Sebepleri bilindikten ve gerekli önlemler alındıktan sonra iki yaş dönemini atlatmak aslında hiç zor değil.

Bu negatif dönemde çocuk dengesiz, olumsuz ve inatçı oluyor. Anne ve babasıyla sürekli çatışma halinde olan çocuk onların istediğinin tam tersini yapıyor. Kısa bir süre öncesine kadar neşeli, söz dinleyen ve kolay yönetilebilen çocuk, birdenbire ters ve huysuz oluyor. Bu yaş çocuğunda yargılama düzeyi oldukça yetersizken güçlü irade kombinasyonu onun anne babayla sıkça çatışmasına yol açar. İşte bu çatışmaların en üst noktası öfke nöbetleridir. Bu nöbetler çocuğun mutlaka kötü huylu, iyi yetiştirilmemiş ya da sorunlu olduğu anlamına gelmez. Sadece bu yaşlarda doğal kabul etmemiz gereken kontrolsüzlüğün ifadesi diyebiliriz. Çocukların öfke davranışları her şeye itiraz etme, ağlayıp kendini yere atma, başını duvara veya yere vurma, yemeği reddetme, yediği yemeği kusma, eline geçeni fırlatma gibi oldukça çeşitlidir.”

Öfkenin nedenleri

İki yaşına kadar edilgen, bağımlı ve güçsüz olan çocuk, yürüme ve konuşmanın başlamasıyla kendini ifade etmenin yollarını ararken sosyalleşmenin de adımlarını atıyor. Sosyalleşmeye çalışırken de kendilerinde öfkeyi oluşturacak uyaranlarla karşılaşıyorlar.

  • ·         Oyuncağının elinden alınması
  • ·         Yıkanma
  • ·         Engellenme
  • ·         Baskılı tuvalet eğitimi
  • ·         Yemek yeme

Annenin aşırı koruyucu olması, ailede öfke ve şiddet, çocuğun fizyolojik ve psikolojik gereksinimlerinin doyurulmaması, aşırı kuralcı anne-baba davranışları, kardeş kıskançlığı gibi durumlarda da öfke davranışlarıyla karşı karşıya kalınıyor.

Anne ve babaya düşen görevler

Bu dönem anne-baba ve çocuk arasında ilk çekişmelerinde yaşandığı bir dönem olduğu için, onların dengeli ve tutarlı davranışları oldukça önemli. Her şeyden önce anne-baba bu olumsuz tutum ve hırçınlıkların geçici bir durum olduğunu bilerek sabırlı davranmalı, çocuğu katı bir düzene zorlamadan, soğukkanlı bir biçimde çocukla gereksiz çekişmelere girmeden ilgisini oyunlara yönlendirmelidir. Anne – baba çocuğu korkutmamalı, öfkeyi dindirmek için çocuğun her istediğini yapmaktan kaçınmalı, davranışla uyumlu olmayan gereksiz cezalar uygulamamalı, çocuğun öfkeli davranışları anne-babanın öfkesine yol açmamalıdır. Zaten çocuğun problemi, sakinleşememektir. Anne baba da sinirlenirse çocuğun öfkesi beslenir. Doğru olan çocuğun yanından çıkmak, sakinleşene kadar yalnız bırakmak, daha sonra yanına gelmektir. Unutulmamalı ki bu yaşta çocuğun öfkesi sosyal çevreye uyum çabalarının da bir parçasıdır. Çocuğun her türlü öfkesini kısıtlarsak bu kez öfkeyi kendine yönelten çocuk kendini ısırmaya, saçlarını koparmaya yani kendine zarar vermeye başlar.”

Bazen çocuğun öfke krizleri karşısında anne – baba çözüm üretemiyor, hatta çocukla ilişkileri bozulma noktasına geliyor.

İletişimde:

  • Uygun bir tonda konuşun ve asla bağırmayın. Bazı ebevynler çocukların davranışını kontrol edebilmek için bağırmayı tercih ederler. Ancak bu şekilde çocuk kendi kendine sorumluluk alamaz ve kendi başına düşünmeyi öğrenemez. Çocukların davranışlarının olası sonuçlarını bilmelerini sağlayın ve mümkün olduğunca az sözcükle bunu açıklayın.
  • Her zaman söyledikleriniz kadar vücut dilinize de dikkat edin.
  • Herkes tarafından anlaşılabilecek sözcükler kullanın ve kaba ya da uygunsuz sözcükler kullanmayın.
  • Doğrudan konuşun, soyut kavramlar yerine “ben…düşünüyorum”, “ben…hissediyorum” deyin.
  • Tek seferde yalnızca bir konuya değinin ve olayın olumsuz yanları kadar olumlu yanlarını da vurgulayın.
  • Her istediğini istediği zaman elde edemeyeceğini onlara öğretin.
  • Onu, küçük diye şımartmayın. O zaman çocuğunuz hep çocuk kalmak ister. Çocuksu davranışlar sergiler.
  • Onlara, yerli yersiz söz vermeyin.
  • Sözünüzü tutamazsanız sizlere olan güveni azalır.

Çocuğunuza kesin ve kararlı davranmaktan çekinmeyin.

Sponsorlu Bağlantılar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

RenkliNOT