Kategoriler
Soru / Cevap

Zübeyde Hanım Ne Zaman Öldü?

Sizden Gelen Soru:

Zübeyde hanım ne zaman öldü?

Cevap:

Atatürk’ün Annesi Zübeyde Hanım

Zübeyde Hanım 1857 yılında Selanik’te doğdu. Orta Anadolu’dan göç ederek, Selanik’in batısında Arnavutluk sınırına yerleştirilen yörüklerden, Hacı Sofi ailesinden Feyzullah Ağanın kızıdır. Selanik’te Gümrük Muhafaza Teşkilatında memur olan Ali Rıza Efendi ile evliliğinden beş çocuk sahibi oldu. Fatma ve Ömer’i daha küçükken kaybetti.

Sponsorlu Bağlantılar

1881’de dördüncü çocukları Mustafa, 1885’te Makbule, 1889’da Naciye doğdu. Naciye’yi de küçük yaşta veremden kaybettiler. Ali Rıza Efendi de 1888yılında öldü.

1888 yılında Mustafa ilkokuldayken kocasını da kaybeden Zübeyde Hanım, zaman zaman çocukları ile birlikte kardeşi Hüseyin Ağa’nın çiftliğine giderdi. Bu sırada, Atatürk’ün ifadesiyle; iyi kalpli bir insan olan Ragıp Bey’le evlendi.

Zübeyde Hanım’ın İkinci Evliliği

Abisine daha fazla yük olmak istemeyen Zübeyde Hanım, ikinci evliliğini Selanik Gümrükler Başmüdürü Ragıp Bey ile yaptı. Ragıp Bey’in de önceki evliliğinden dört çocuğu vardı. Bu evlilik, babasının hatırasına saygı gösterilmediğini düşünen Mustafa Kemal’i kızdırdı. Zübeyde Hanım,Balkan Savaşı’ndan sonra Ragıp Bey’den ayrıldı ve artık Osmanlı toprağı olmaktan çıkan Selanik’i terk ederek kızı Makbule ile birlikte İstanbul’a göç edip Beşiktaş Akaretler’de bir eve yerleşti.

Zübeyde Hanım’ın Ölümü

1919’da Anadolu’ya çıktığından beri görmediği ve üstelik Osmanlı Padişahı tarafından hakkında ölüm emri verildiğini öğrendiği oğlu Mustafa Kemal ile ancak 14 Haziran 1922’de Adapazarı’nda tekrar buluşan Zübeyde Hanım, onun yanına Ankara’ya yerleşti. Ancak bu şehrin sert iklim koşulları sağlığını olumsuz etkileyince tedavi amacıyla İzmir’e gitti. 14 Ocak 1923 günü 66 yaşında oğlunun başarılarını gördükten sonra hayatını kaybetti. İzmir’in Karşıyaka ilçesinde 1940 yılında yaptırılan anıt mezarda yatmaktadır.

Sponsorlu Bağlantılar

“Zübeyde Hanım Ne Zaman Öldü?” için bir yanıt

KARANLIK BENDEN KORKTU

Ben aydınlığım, çağdaşım, medeniyetim.
Geleceğe yönelik güzel duygular içindeyim.
Yeni yıllar, yüzyıllar, bin yıllar,
Benim için, yarınki gün gibidir.

Evrenseldir duygular, sonsuza dek geçerli.
Bir bütündür fikirler, beyinlerde gizemli.
Ben isteseydim bir çağ açıp bir çağ kapatmaz,
Gücüm vardı, yüz çağ açıp yüz çağ kapatırdım.

Anadolu, boğazına kadar karanlığa batmıştı.
Sevr Antlaşması Türk insanı için, idam fermanıydı.
Ben bir kükredim, yer , gök inledi.
Dünya benim eşsiz haykırışımı dinledi:

Siz kim oluyorsunuz, vatanımı nasıl işgal edersiniz?
Yüz binlerce askerle geldiniz, topunuzla, tüfeğinizle.
Bakın benim askerim yok, topum, tüfeğim yok.
Yokluktan çıktım ben, gerekirse yoktan var ederim.

Padişahın idam fermanı,
Demokles’in kılıcı gibi sırtımdaydı.
Anadolu halkı içerden vuran
Bu gücün farkındaydı.

Rütbelerim sökülmüştü, bir er durumundaydım.
Doğu Orduları Komutanı Karabekir Paşa,
Emrinizdeyim efendim, dedi.
Sonra bütün komutanlar bağlılığını bildirdi.

Osmanlı diye bir millet yoktur.
Osmanlı bir hanedanın adıdır.
Büyük Selçuklu Devleti parçalanmış,
Buradan Anadolu Selçuklu Devleti oluşmuş.
Yıllarla o da parçalanıp, beyliklere dönüşmüş.
Osman Gazi’nin kurduğu Osmanlı Beyliği ortaya çıkmış.

Osman Gazi, ben Türküm, diye öğünürdü.
Orhan Gazi, babam ve ben Türk’üz, derdi.
Onların oğulları da Türk’tü.
Akınlar yaptılar Avrupalı ürktü.

Fatih Sultan Mehmet Türklük adına İstanbul’u fethetti.
Yavuz Sultan Selim ilk Türk halifesiydi.
Avrupalı, barbar Türkler geliyor, deyip korkardı.
Sonra Kanuni Viyana’yı kuşattı.

Son Osmanlı padişahı Vahdettin bir Türk’tü.
Belki sen bir şeyler yaparsın deyip,
Beni Anadolu’ya göndermişti.
Ordu müfettişi olarak Samsun’a çıktım.

Erzurum ve Sivas Kongrelerini topladım.
Yurdun kurtuluşu yolunda önemli bir adım attım.
Karanlık benden korktu, aydınlığı istemedi.
Aydınlığı istemeyen karanlığı paramparça ettim.

Serdar Yıldırım

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

RenkliNOT