Türk sanat müziğinin klasik sonrası döneminin özellikleri nelerdir?

Soru CevapKategori: MüzikTürk sanat müziğinin klasik sonrası döneminin özellikleri nelerdir?
buse sordu 7 yıl önce

Türk sanat müziğinin klasik sonrası döneminin özellikleri nelerdir

1 Cevap
313 Staff cevapladı 7 yıl önce

Türk Sanat Müziği tarihsel açıdan altı dönemde incelenir. Bunlar;

  1. Oluşum dönemi,
  2. Dönüşüm dönemi,
  3. Klasik dönem
  4. Son klasik dönem
  5. Romantik dönem
  6. Çağdaş dönem.

 
16. yüzyıl ile 18 yüzyıllar arasında etkili olan klasik dönem müziğinin aardından 20. yüzyıla kadar romantik dönem hakim olmuştur. Tanzimat Fermanı’nın ilan edildiği yıllardan (1839) 2’nci Dünya Savaşı’nın sona erdiği 1945’e kadar süren akım da romantik dönem olarak anılmaktadır.
 
Romantik Dönemin Özellikleri
 

  • Müzik alanında Romantizm’in yüzyıl boyunca sürdüğü kabul edilir. Müzikte Romantik Dönem, 19. yüzyılı kapsayan müzik akımıdır.
  • 18. yüzyıl Klasik akımının kuralcı sınırlarına karşı bir başkaldırıdır.
  • 18. yüzyılda belli bir toplum katının eğlencesi için yapılan üretim 19. yüzyılda bestecinin kendini anlatma gereksiniminden doğar.
  • Romantik dönemin en önemli özelliklerinden biri, her ülkenin kendi ulusunun renklerini taşıyan, kendine özgü bir müzik anlayışı geliştirmesidir.
  • Ulaşamayacağının peşinden koşan, kendine acıyan, ruhsal iniş çıkışlarını yapıtlarına yansıtan, bir türlü sözünü bitiremiyen, yapısal çerçevelerle düşüncelerini sınırlamaktan kaçınan, iç dünyasının karmaşasını sanatına yansıttıkça tekniği de karmaşıklaşan bestecilerin dönemidir.
  • 19. yüzyılda özel müzik patronları ortadan kalkar, konser kurumları ve festivaller artar. Eğitimli küçük dinleyici kitlesi yerini, eğitimsiz orta sınıfın kalabalık dinleyicisine bırakır. Besteci eğitimli küçük grubun beğenisine göre üretmekten kurtulmuş ama hiç tanımadığı geniş bir kitleye seslenebilme kaygısına kapılmıştır. Esin kaynaklarını kendi iç dünyasında arar, hayalindeki ideal kitle için beste yapar.
  • İlk halk konserleri 17. yüzyılda Londra’da yapılmış ve çok sevilmiştir. İngiltere’yi Almanya ve Fransa takip etmiştir. 19. yüzyılın ilk çeyreğinin sonuna kadar konser salonlarının sayısı sınırlı kalmıştır. Artık büyük konser salonlarına ihtiyaç vardır. Kalabalık dinleyici kitlesine ilaveten, Romantik Dönem’de bestelenen müzik daha çok çalgıyı, daha büyük orkestrayı, dolayısıyla daha büyük sahneyi gerektirmekteydi. Çağ sonunda Wagner Bayreuth’da kendi operalarının sahnelenmesi için bir opera binası yaptırmıştır.
  • Klasik Dönem’de varlıklı ailelerin üyeleri bir çalgı çalarak yetişirdi. Ünlü besteciler de bu amatör müzisyenler için beste yapardı. 19. yüzyılda ise bestecilerin tekniği karmaşıklaşmış, çalgının ustası virtüoz yorumcular ortaya çıkmıştır. Chopin’in, Liszt’in, Paganini’nin harikalar yaratan çalış tekniği dönemin ölçütü olmuştur.
  • Romantik müzikte solist, orkestra ile yarışır.
  • Klasik’te en baştaki motif en sonda yinelenirdi. Romantik armonide ise müzik birkaç kez sona yaklaşır gibi olur, ana temadan yeniden uzaklaşır, bir türlü parçanın sonuna varılamayan bir duygu egemen olur. Klasik konçertonun bitişinde başta sunulan motife dönüş yerine solistin parlak bir kadansı ile yapıt tamamlanır.
  • Yorumcunun bir süre için verilen ölçüyü bırakıp kendi içinden gelen bir zamanlama ile çalması özgürlüğü de bu döneme aittir.
  • Lied’in şiirsel içeriği ile senfonik yapıtların dramatik ruhu birleşip programlı müzik adıyla yeni bir biçimde çözümlenir. Programlı müzik, çalgı topluluğu için yazılmış, şiirsel, betimleyici, öyküleyen bestelerdir. Beethoven’in Pastoral Senfoni’si ile başlayan programlı müzikler, Romantik Çağ’ın hemen her bestecisinin denediği bir tarz olmuştur.
  • Programlı müzikler, zamanla senfonik şiir biçimine yol açar. Senfonik şiirler tek bölümlü, geniş soluklu, uzun yapılardır. Belirli bir öyküyü ya da bir resmi müzikle betimlerler. Liszt, senfonik şiirin babası, Strauss ustasıdır.
  • Romantik müzik, edebiyat ve plastik sanatlardan büyük ölçülerde etkilenmiştir. Schubert ve Schumann’ın liedlerinde şiir, müzikle sese dönüşür; Wagner, tüm sanat dallarını birleştirmeyi hedefleyen müzikli dramlarını yazar. Wagner, romantizmin aşırı ucunu temsil eder.
  • Romantik çağın gözde çalgısı piyanodur. Oda müziğinde de piyanolu biçimler gelişir.
  • Bu çağda en çok piyano ve keman için konçertolar bestelenir. Çünkü romantik bestecinin duygularını en güzel dile getiren çalgılar piyano ve kemandır.
  • Oda müziği Klasik Dönem’in, senfoni Romantik Dönemin gözdesidir.
  • Kendi duygu ve arzularını müziğinde dile getiren Beethoven Klasik-Romantik akımları birbirine bağlar. Romantik bestecilerden bazıları Schubert, von Weber, Mendelssohn, Schumann, Chopin, Paganini, Berlioz, Liszt, Brahms’dır.
  • Post-Romantik besteciler  Bruckner, Wolf, Mahler, Strauss.
  • Klasikçinin biçimi özü yönetirken, romantiğin özü biçime karar verir.
  • Majör tonlar yerine minör tonlar tercih edilir. 19. yüzyılın ikinci yarısında yazılmış senfonilerin yüzde yetmişi minör tondadır.
  • Düşleri, doğaüstü imgeleri yeğler. Berlioz, Fantastik Senfoni’sinde düşlerini yansıtmıştır.
  • Hegel, güzel sanatları değerlendirirken müzik ve şiiri en yüce sanat dalları olarak niteler.
  • Romantik çağın temel ruhu idealist ve dünyasaldır. Hiçbir ünlü besteci Kilise’ye hizmet için veya dinsel bir törene eşlik etmek için dinsel yapıt üretmemiştir.
  • Bu dönemde Rönesans kilise müziği yeniden ilgi görmüştür.
  •  Sembolizm ve bütün öteki devrimci müzik akımları Romantizm’den kaynaklanmıştır.
Sponsorlu Bağlantılar
Cevabınız

4 + 1 =

RenkliNOT