Kategoriler
Kadın / Erkek Soru / Cevap Yaşam

Çalışan Kadınların Sorunları ve Çözümler?

Kadınların Dünyası

Günümüzde zorlaşan hayat şartları ( çoğunlukla ekonomik sorunlar ) erkek yada kadın arasında gerçekleşen ekonomik yapıya katkıda bulunma durumu hep tartışılmıştır. Toplumuzda kadının çalışmasına pek iyi gözle bakılmaz ama yaşanan sıkıntılar biraz da olsa bu nedeni ikinci plana atılmasına neden olmuştur. Toplumun çalışan kadına bakış açısındaki temel nedenler farklı olabilir ancak çoğunlukla şu nedenler sayılabilir;

Sponsorlu Bağlantılar

Kadının ev işlerinde daha başarılı görülmesi,kadınların herhangi bir iş için yeteri fiziksel ve ruhsal imkanlara sahip olmadığı düşüncesi  gibi …

Konuya geçmeden önce; insanların yaşama hakkının alınması üzerinde durmamız gerekir. Yaşamayan insanların bu dünyada sorunları olmaz. Medeni hayat yaşanıyor, derken yüzyılımızda insanlık ayıbı olan savaşlar sürüyor ve sadece askerler ölmüyor, kadınlar, çocuklar, yaşlılar da öldürülüyor. Bu nedenle ilk sorunumuz; savaşlardır diyorum. Bosna-Hersek, Filistin, Lübnan, Irak, Afganistan, Pakistan, Azerbaycan, Vietnam, Çeçenistan ve adını saymadığım daha birçok ülkede kadınlar ve çocuklar öldürüldü, öldürülmeye devam ediliyor.

Allah kadınla erkeği eşit yaratmamıştır. Her ikisini de insan olma yönünden, akıl, bilgi, kültür yönünden eşit olsa da, kadın erkekten daha duygusal daha hissidir. Erkek ise daha katı, olaylara daha sert, duygusal yoğunluğu az olan bir açıdan bakar. Bunlar psikolojik yönden farklılıktır. Biyolojik yönden, erkekte kas daha fazla iken kadında yağ daha fazladır. Bu durum; erkeğin kadından üstün olduğunu göstermez. Akılda, düşüncede her ikisi de eşittir ve birbirlerini geçebilirler.

BM  tarafından yapılan bir araştırmaya göre;

1.Dünyadaki işlerin yüzde 66’sı kadınlar tarafından görülüyor.
2.Buna karşın kadınlar dünyadaki toplam gelirin ancak yüzde 10’una sahipler.
3.Dünyadaki mal varlığının ise yüzde birine sahipler.
4. Başka bir değişle dünyadaki işlerin yüzde   34’ü erkekler tarafından görülüyor ama erkekler dünyadaki toplam gelirin yüzde   90’ına ve toplam mal varlığının yüzde   99’una sahipler.

Çalışan Kadınlar Ne Demektir?

Konuyu açarsak;

1.Bir iş yerinde çalışan kadınlar( Sosyal güvencesi olan),

2.Evinin bir bölümünü iş yerine çevirerek çalışan kadınlar (sosyal güvencesi olmayan),

3.Tarım alanında çalışan kadınlar (sosyal güvencesi olmayan),

4.Gurbette çalışan kadınlar (Sosyal güvencesi olan-olmayan)

5.Evlerde işçi olarak çalışan kadınlar (Sosyal güvencesi olmayan)

6.Hem bir iş yerinde hem de evde çalışan kadınlar, diye gruplayabiliriz. Hem işyerinde hem de evde çalışan kadınlar maddesine çalışan kadınların %95’i girmektedir.

Günümüz çalışan kadını; ev, eş, çocuk ve işten oluşan dört vardiyalı bir işçidir. Çalışan kadınlar, bu yükün ağırlığı altında yorgun ve mutsuzdur. Sorunlarını hafifletecek olan, kreş, emzirme odaları, yaşlı bakım kurumları ile ilgili olanaklar tam olarak sağlanmamıştır. İş güvencesi ve işsizlik sigortasının yokluğu, sendikalılaşamama sorunları gibi sorunlar çalışma koşullarını daha da ağırlaştırmaktadır. Günümüz kadınları geleneksel konumlarını yeterli görmüyor, sosyal ve ekonomik alanda etkin işlevler yüklenmek istiyorlar. Bunun sonucu olarak kadınların sosyal ve ekonomik yaşamda aldıkları rol gittikçe önem kazanmaktadır. Kadınlar iş dünyasına artan oranlarda katılmaktadırlar. Ancak, bu artışa karşın, ne yazık ki kadınların istihdam alanında karşılaştıkları eşitsizlikler, olumsuz uygulamalar aynı oranda azalmıyor. Kadınların bir işte çalışmasında önemli engeller olarak görülen doğum, çocuk bakımı, evlilik gibi konular, teknolojik gelişmeler, sosyal değişmeler ve yardımcı mekanizmalar nedeniyle, artık önemini yitirmiş görünmesine rağmen kadınların toplumsal alanda ve çalışma yaşamında istenilen düzeye gelmeleri ve gelişmeleri sağlanamamaktadır.

Eğitim düzeyleri yükseldikçe işgücüne katılım oranları artmasına karşın eğitim ve istihdam alanlarında kadınlar aleyhine eşitsizlik sürüyor. Kentteki kadın istihdamının belirleyici boyutu ise, giderek artan oranda biçimsel olmayan sektörde ve niteliksiz işlerde çalışmadır. Bunlar, tekstil, hazır giyim ve gıda gibi geleneksel kadın rollerine yakın sektörlerdir. Bunlara adı part – time ama kendisi full – time olan çalışma biçimlerine esnek çalışma türleri de eklendiğinde, kadınları kuşatan çalışma koşulları ortaya çıkmış oluyor.

Bazı uzmanlar, sorunlar üzerinde konuşurken “çalışmak zorunda kalan kadınlar” diye söze başlıyorlar. Neden çalışmak zorunda bırakılsınlar? Kadınlar, çalışmak için eğitim alıyorlar ve çıkan yasaya göre bundan sonra bütün kadınlar çalışacaklar, çalışmalıdırlar. Her şeye rağmen; kadınların “anne olma” vasfını kimse elinden alamaz. Sözün özü: Kadınları evlerinden, çocuklarından ayırmamak için çözüm bulunmalıdır. Her ev, her ülke, kadınıyla güzeldir. Her çocuk, anne ve babasının yanında kendini güvende hisseder. Hükümetler, çalışan kadının ve çocuğun ruh, beden sağlığını düşünerek, maddi imkânlardan yoksun bırakmadan yasalar çıkarmalıdır.

Çalışan kadınların çok olduğu iş yerlerinde kreş açmak, doğum izninin, ücretli olarak, en az, üç yıla çıkarmak yapılacak işlerin başında gelmeli diye düşünüyorum. “Annelik kimi zaman tabiat kanunlarından da güçlüdür. Barbara Kingsolver”

Her şeye rağmen, çalışan kadın olmak çok zor ve biraz tercih meselesidir. Annelik en büyük iştir. İslam’ın, yani kitabı bulunan bütün dinlerin kadına verdiği değer aynıdır ve anne olanların farklı bir yeri vardır. Bunları bilmenin ve uygulamanın gereği açık biçimde görülmektedir.

Bu gün ve her zaman güneşin altın tozları sizleri bulutsuz gökyüzü ile kucaklasın.

Sponsorlu Bağlantılar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

RenkliNOT