Kategoriler
Soru / Cevap

Eski ve yeni yardımlaşma kurumlarına örnekler verir misiniz?

Eski Türklerden Osmanlı’ya ve Osmanlı’dan günümüze kadar yardımlaşma Türk toplumlarında her zaman çok önemli olmuştur. Şimdi gelin eskiden ve günümüzde faaliyet gösteren yardım kuruluşlarına göz atalım…

Sizden gelen soru:

Bir eski bir yeni yardımlaşma kurumlarına örnek verirmisiniz?

Cevap:

Eski ve yeni yardım kuruluşları için siz bizden birer tane örnek istediniz ancak biz size bir kaç tane örnek verdik ve her bir yardım kuruluşu hakkında da bilgiler vermeye çalıştık. 3 adet eski yardımlaşma kuruluşlarına örnek verdik, 3 adet de yeni günümüzdeki yardım kuruluşlarına örnekler verdik.

Sponsorlu Bağlantılar

Eski Yardımlaşma Kurumları

Ahilik Teşkilatı

Osmanlılar döneminde en önemli ve etkili meslek kuruluşu olarak Ahilik teşkilâtını görmekteyiz. Ahilik, Selçuklular döneminde ortaya çıkan, zaman içinde Anadolu’ya yayılan, Anadolu’nun Türkleşmesi ve İslâmlaşmasında, Osmanlı İmparatorluğunun kuruluş ve gelişmesinde önemli katkılar sağlayan, dinî-ahlâkî, askerî, siyasî, ekonomik, sosyal, kültürel ve eğitim amaçlı fonksiyonlar icra eden önemli bir kuruluştur .

Ahiler, icra ettikleri fonksiyonlara göre bir yayılış tarzı göstererek, şehirlerden kasabalara, köylere hatta dağ başlarına kadar uzanmışlardır. Ahiler, hizmet edebilecekleri her yere zaviyeler kurup, teşkilâtlarını en ücra köşelere kadar yaymışlardır. Orhan Gazi zamanında Osmanlı ve bazı öteki Türk Beylikleri ile, dünyanın en güzel memleketi dediği Anadolu’yu gezen ünlü Faslı gezgin İbni Batuta, ahiler hakkında çok önemli bilgiler verir ve der ki: “Ahiler , Anadolu’da yerleşmiş bulunan Türkmenlerin yaşadıkları her vilayette, her şehirde, her köyde bulunmaktadırlar. Ülkelerine gelen yabancılara yakın ilgi gösterirler, yiyecek, içecek ve tüm ihtiyaçlarını özenle sağlarlar. Ayrıca bulundukları yerlerdeki zorbaları yola getirir, bunlara katılan kötüleri ortadan kaldırırlar. İşte bu gibi hususlarda ahilerin eşi ve benzeri yoktur… Dünyada bunlardan daha güzel, daha yararlı iş yapan kimseler görmedim.” Ayrıca, İbni Batuta Ahilerin gündüz işlerinde çalıştığını, gece tekke ve zaviyelerde toplanarak reislerinin sohbetlerini dinlediklerini, zaviyelerin masraflarını karşılamak üzere vakıflar teşekkül ettirildiğini de bildirmektedir.

Ahilik, Osmanlı İmparatorluğunun kuruluşu tamamlandıktan ve devlet müesseseleri oluşturulduktan sonra, bilhassa II. Murat ve Fatih dönemlerinden itibaren bazı fonksiyonlarını kısmen veya tamamen kaybederek bir esnaf teşkilâtına dönüşmüş, geleneklerini ve eğitimini bu kesimde devam ettirmiştir. Böylece Ahilik, küçük esnaf, usta, kalfa ve çırakları içine alan, onların dayanışmaları kadar, mesleklerini dürüstçe ve özenle yapmalarını, ayrıca eğitilmelerini amaçlayan bir lonca teşkilâtı olarak yararlı hizmetler vermiştir.

yardımlaşma ve dayanışma

Esnaf Sandığı

Çok eskiden beri Anadolu’da ve Osmanlı İmparatorluğunun Türklerle meskun yerlerinde her esnafın bir yardım sandığı vardır. Buna, “Esnaf Vakfı” , “Esnaf Sandığı” ve daha önceleri “Esnaf Kesesi” derlerdi. Sandık, mütevelli veya sandık vakfı yöneticisinin yönetiminde faaliyetini sürdürürdü. Sandığın başlıca gelir kaynaklarını, esnafın teberruları, çıraklıktan kalfalığa ve kalfalıktan ustalığa yükselirken ustanın çırağı ve kalfası için verdiği teberru, haftalık veya aylık olarak esnaftan gücüne göre toplanan paralar, nemadan ve toplanan paranın işletilmesinden elde edilen gelirler oluştururdu. Her esnaf sandığında altı kese bulunurdu. Bunlar:

Atlas kese: Esnaf vakfına ait her türlü senet, vesika ve yazışma evrakının muhafaza edildiği kese,

Yeşil kese: Esnafa ait mülkün ve vakfın tapu senetlerinin saklandığı kese,

Örme kese: Belirli bir miktar paranın, yedek akçenin muhafaza edildiği kese,

Kırmızı kese: Nemaya, işlemeye verilen paranın senetlerinin muhafaza edildiği kese,

Beyaz kese: Her türlü gider belgeleriyle, cari yıl hesaplarının bulunduğu kese,

Siyah kese: Vadesinde tahsil edilemeyen alacaklar, tahsili imkânsız hale gelmiş senetler ile bunlara ait evrakın bulunduğu kese.

Sandık gelirlerinin harcandığı başlıca yerler ise şunlardı:

  • Ticaret veya işlerini genişletmek isteyen esnafa verilen borçlar,
  • Ramazan aylarında ahali için yapılan masraflar,
  • Hali vakti yerinde olmayan esnafa yapılan karşılıksız yardımlar,
  • Vefat eden esnaf için yapılan cenaze giderleri,
  • Felakete uğrayan esnafa yapılan yardımlar,
  • Esnaftan fakir olanların hastalık masrafları,
  • Evlenecek olan fakir ve kimsesiz gençlere yapılan yardımlar,
  • Müteferrik masraflar,
  • Onarım giderleri, alimlere ve diğer din adamlarına yapılan yardımlar, vergiler, yaz aylarında kullanılan sebil sular ve kar bedelleri.

Yaran Odaları

Ahi teşkilâtının bir yan kuruluşu olan yaran odalarının da sosyal dayanışma ve yardımlaşmada önemli bir yeri ve rolü olmuştur. Kapısı her yolcuya, yabancıya açık olan, onları yanlarındaki hayvanları ile birlikte günlerce, haftalarca konuk ederek, yediren ve içiren köy konuk odalarından başka, köylerde ve kasabalarda türlü yaş gruplarındaki kişilerin muntazaman devam ettikleri, konuk ağırlamanın dışında gençleri eğitme görevini üzerine almış, yaran odaları vardır.

Ürünler hasat edilip, harmanlar kaldırıldıktan, bağlar bostanlar bozulduktan, güz ekinleri ekildikten, kışlık unlar öğütülüp odun, kömür depo edildikten sonra ,köyde yapılacak bir iş kalmamıştır. İşte yaranlar, 20-30 , 30-40 , 40 ve daha yukarı yaşta bulunan köy erkekleri gurup, gurup, yaranları arasına kimleri alacakları hususunda teşebbüslere başlarlar. Her odanın eski yaranlarından bir kaç kişi, kendi aralarında konuşurlar. Eğer eski yaran başını gene seçmek istiyorlarsa ona baş vurup, “yaranlarını topla” derler. Toplanılacak gün kararlaştırılarak, yaranın diğer üyelerine ve yeni katılacaklara haber verilir. Eğer eski yaran başını seçmek istemiyorlarsa, henüz oda toplantıları başlamadan, yaran başı yapmak istedikleri başka birisine baş vururlar. Bu kişi teklifi kabul ederse yaranı toplar, etmezse aynı teşebbüsle bir başkasını bulurlar. “Yaran başı”, ahilerin ahi babası durumunda olup, oda yaranlarının yaşlıcası, herkesçe sevileni sayılanı, yol ve yöntem bilenidir. Kararlaştırılan günde, daha önceki yıllarda toplandıkları odalarda birikirler. Bu toplantıda bir de “oda başı” seçilir. Bu kişi odanın genel işleri, düzeni, oda gereklerini nöbetle temin etme gibi şeylerden sorumludur.

Yeni Yardımlaşma Kurumları

Kızılay

11 Haziran 1868 tarihinde İstanbul’da kurulmuş bir sosyal yardım kurumudur. Geçmişte çeşitli adlarla anılmış olan bu kurum1935 yılında Kızılay Derneği adını almıştır.

Derneğin amacı; savaşta ve barıştayurt içindedışındadoğal afet ve felâketlere uğrayanlara yardım etmeksağlık ve sosyal dayanışmayı desteklemektir. Ayrıca bu konudaki uluslar arası derneklerle iş ve amaç birliği yapmaktır.

kızılay

Kızılay; savaşta ve hükümetin ilân ettiği olağanüstü durumlarda silâhlı kuvvetlere yardımcı olur. Bulaşıcı hastalıklara karşı açılan mücadeleye katılır. Ülkemizde ve yabancı ülkelerde meydana gelen doğal afetlerde zarar görenlere yardım elini uzatır. Hükümetlerin belirttiği yerlerde hastahaneler açar. Barış dönemindehemşire ve ilk yardım elemanı yetiştirir. Kan bulma hizmetlerini düzenler ve yürütür. Yoksullara yardım eder. Bu alanlarda çalışmak için gönüllü kuruluşlar oluşturur. Gerekli yerlerde aş evleri açarak yoksul ve öksüz çocuklara yardım eder.

Kızılay’ın gelir kaynaklan; üyelerden topladığı aidatlardernek yayınlarıpul ve rozetlerdir. Düzenlenen piyangobalo ile daha başka eğlencelerden elde edilen gelirler de kaynakları arasında yer alır. Ayrıcavatandaşlar tarafından yapılan bağış ve yardımlarbazı malların satışından ve kiralardan sağlanan gelirler Kızılay’ıngelir kaynaklan arasındadır. Toplum içinde mutluhuzurlu ve güvenli yaşayan insanların çeşitli konularda birbirlerinin yardımlarına ihtiyaçları vardır. Bu kadar yararlı hizmetler veren Kızılay’a yardım etmekher vatandaşın en kutsal görevlerinden biridir.

Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu

TemeliMithat Paşanın Tuna valiliği sırasında atılan bir yardım kurumudur. Bu kurumçeşitli aşamalardan geçtikten sonra 1935 yılında “Türkiye Çocuk Esirgeme Kurumu ” adını almıştır. Bugünderneğin adıSosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu dur.
Bu kurumun amacı; korunmayabakımayardıma muhtaç çocuklaraözürlü ve yaşlılara bakmak ve onları topluma kazandırmaktır. Toplum olarak bize ihtiyacı olanlara ilgi göstermelionlara yardım etmeliyiz.

Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumuyurdun birçok yerinde bakım eviçocuk yuvasıhastahane ve dispanser açar. Şehitlerin eş ve çocuklarınımalûl ve gazileri korur. Onların toplumdakendilerine yakışır bir hayat sürmelerini sağlar.

Bu kurumun gelir kaynakları; halktan topladığı bağışlar ve devletin yaptığı yardımlardır.

Yeşilay

1920 yılındaİstanbul’da kurulmuştur. AmacıTürkiye sınırları içindesigaraalkol ve bütün uyuşturucu alışkanlıklarını önlemektir.

yeşilay

Alkollü içkileruyuşturucu maddeler ve sigara insan sağlığı için çok tehlikeli olan maddelerdir. Bunları kullanan kişilerde zararlı maddelerin etkisi kan ve solunum yolu ile bütün vücuda yayılır. Zamanla insan iradesini zayıflatır. İnsanı çok genç yaşta hasta eder.

Gençleri içkiden ve benzeri zararlı alışkanlıklardan koruyan bu derneğin çalışmalarına yardımcı olmak başta gelen görevlerimizdendir.

Sponsorlu Bağlantılar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

RenkliNOT