Kategoriler
Hastalık ve Tedavi Soru / Cevap

Yüzdeki Sivilceler ve Siyah Noktalar Nasıl Geçer?

Sivilceler ve Siyah Noktalar

Sivilce yüzde oluşan siyah noktalar estetik yönden oldukça olumsuz etkiler oluturur. Cilt çeşitleri farklılık göstersede temelde sivilce yada siyah nokta oluşumuna neden olan faktörler benzerdir. Bu nedenle genel olarak sivilce yada siyah noktalarım oluşum nedenleri yada sivilce ve siyah noktalardan kurtulmak için çeşitli önerilerde bulunulabilir. Herşeyden önce şunu belirtelim burada verilenler sadece bilgilendirme amaçlıdır yani kesin olarak uygulanması tavsiye edilen bilgiler değildir.

Sponsorlu Bağlantılar

Yüzdeki Sivilceler Nasıl Geçer?

Sivilceler ve siyah noktalar özellikle gençlerin başlıca problemleridir. Sivilceler genelde yüz, göğüs çevresi ve sırtta görülür ve daha çok cildi yağlı kişilerde oluşurlar.

Sivilceler cildin gözeneklerinde kir ve yağın birikmesi ile öncelikle siyah nokta olarak başlar ve bu bölgeler iltihaplanırsa akneye dönüşürler.

Sivilce oluşumunu engellemek için öncelikle cilt temizliğine önem verilmelidir. Yüz ılık su ve doğal sabunlarla yıkanmalıdır. Güneş ışığı sivilcelerin giderilmesi için faydalıdır. Bol sıvı tüketimi ve düzenli uyku gerektirir.

Sivilcelerin kurutulması için kükürt içeren sabunlar kullanılabilir. Sivilceler için kullanılan kimyasal ilaçlar ciddi yan etkilere neden olabildiğinden doktor tavsiyesi dışında kesinlikle kullanılmamalıdır.

Sivilcelerin azaltılması için evde hazırlanabilecek basit karışımlar vardır. Yoğurt, rendelenmiş soğan ve unu karıştırılarak yapılan maske sivilcelerin üzerinde bekletildikten sonra ılık suyla yıkanır.

Pişmiş bamya lapa yapılarak sivilcelere sürülür.

Arpa unu ile pişirilen ebegümeci yaprakları sivilcelerin üzerine sürülür.

Yüzdeki Siyah Noktalar Nasıl Geçer?

Erkekler ve bayanlarda sıkça rastlanan cilt problemlerinden birisidir siyah noktalar.Herhangi bir sebeb olmadan genellikle yüzümüze çıkan bu siyah noktalardan kolayca kurtulabilirsiniz.

Cildinizde ve yüz bölgenizde siyah noktalar ve sivilceler var ve siz bunları tırnakla sıkarak bu sorundan kurtulmayı düşünüyorsanız büyük bir hata yaptığınızın farkında değilsiniz de haberiniz yok. Biz size kolayca bu siyah noktalardan kurtulmanın belli başlı yollarını söyleyelim de bu sorundan biran önce kurtulun.

Sivilce veya tıpta geçen adıyla akne, özellikle de ergenlik dönemindeki gençlerin karşılaştığı problemlerin başında gelmektedir.

En sık görülen cilt problemlerinden biri olan bu sivilce, adeta gençlerin korkulu rüyası haline gelmektedir. En çok ta yanak, burun, alın ve sırtta bölgelerinde oluşan akne, yağ bezlerinden dolayı kaynaklanan bir hastalığıdır. Doktorlar siyah noktaların, sivilcenin habercisi olduğunu da belirtmektedir ve cilt temizliğinin önemine dikkat çekmektedir.

Dermatologlardan birisi olan Yasemin Fatih, siyah noktaların cildin altında oluşan yağ ve kirin sembolü olduğunu ifade etmektedir. Sivilcenin ergenlik zamanlarında kaçınılmaz bir sonucu olarak görüldüğünü söyleyen Fatih, cilt temizliğiyle bu sorununu ortadan kaldırılabileceğini belirtmektedir. Siyah noktaların mutlaka temizlenmesi gerektiğini anlatan Fatih, “Siyah noktalar daha sonra oluşacak sivilcenin de habercisi olduğunu vurgulamaktadır. Yani siyah nokta yoksa sivilce de yoktur.” diye konuşuyor.

Özellikle sivilce oluşumuna uygun olan ciltlerin tonik yardımı ile günlük temizlenmesi gerektiğini belirten Fatih, yüzünde siyah nokta olanların buhar banyosu yapması gerektiğini anlatmaktadır. Siyah noktaları asla tırnakla sıkılmaması gerektiğini belirten Fatih, ciltlerinde siyah noktası olan gençlerin yüzlerini on dakika süre ile havlu altında buhar banyosu yaptırmasının faydalı olacağını belirtmektedir.

Buhar banyonun hemen ardından siyah noktaların el değmeden kulak temizleyicisi çöpler yardımıyla temizlenmesinin daha doğru olduğunu söyleyen Fatih, cilt üzerinde çok sayıda siyah nokta bulunması durumunda hemen bir hekime danışılması gerektiğini üstüne basa basa vurgulamaktadır.

Sivilce oluşumunun doğru bir bakımla büyük oranda önüne geçilebileceğini ifade eden dermatolog Yasemin Fatih sözlerine şöyle devam ediyor: “Sivilceler cildin yağ bezlerinin bir hastalığıdır. Yağ bezlerinin cilde açılan kanalları tıkandığında sivilceler ortaya çıkar.

Yağ bezleri, sebum adı verilen bir madde salgılarlar. Ergenlik döneminde sebum salgısı artar ve ciltteki gözenekleri tıkar. Gözeneklerin tıkanması, sivilce oluşumunun ilk aşamasıdır.” Bu aşamadan sonra gözeneklerin genişleyerek siyah noktaları oluşturduğunu ifade eden Fatih, bu alanlara kir, sabun ve makyaj artıkları, yağ ve ölü hücrelerin birikerek sivilceyi oluşturduğunu açıklıyor. Dermatolog Fatih, bu yüzden sivilce problemi olan kişilerin akne problemini daha az yaşaması için her gece yastığını değiştirmesi gerektiğini anlatıyor

Akne konusunda bilinmesi gerekenler

  • Akneli (siyah noktalı) ciltlerde pH dengesi bozulduğundan dolayı mutlaka cilde en uygun olan pH 5,5 temizleyicilerin kullanılması gerekmektedir.
  • Sabun şeklindeki olan temizleyiciler, siyah noktaların oluşumunu arttırdığı görülmektedir. Bu nedenle jel kıvamındaki ürünler kullanılmasında fayda vardır.
  • Kaşınan veya sıkılan sivilceler ciltte tahirabata yol açabilir ve kalıcı izler bırakabilir.
  • Yüzlerinde akne olan erkekler traş olurken jilet yerine elektrikli tıraş makinesi kullanmalıdır.
  • Akneli cilde, yüz yıkandıktan sonra nemlendirici kesinlikle sürmemelidir.

Ergenlik Sivilcelerine Çözüm

Bu maddedeki yazılar yalnızca bilgi verme amaçlıdır. Yazılanlar, doktor uyarısı ya da uzman önerisi değildir.

Ergenlik çağına gelmiş kişilerin en büyük problemlerinden biride akne vulgaris ( sivilce) yakınmasıdır. Akne pilo-sebase bezler ve kıl foliküllerinin kronik, enflamatuar bir hastalığıdır. Vücutta en sık pilo-sebase bezlerin yoğun olarak yerleştiği yüz, ense, sırt, omuz ve göğüs ön bölgelerinde görülür.

Bu bölgeler kozmetik açıdan en önemli alanlardır. Ayrıca hasta popülasyonunun büyük çoğunluğunu gençlerin oluşturması hastalığın bazen ciddi boyutlarda psikolojik rahatsızlıklara zemin hazırlamasına neden olmaktadır.

Akne vulgaris her iki cinsiyettede eşit sıklıkta görülmektedir. Hemen hemen tüm iklimlerde ve coğrafi bölgelerde görülmekle beraber Japonlarda ve Afrikalılarda daha az rastlanan bir yakınmadır. Aknede deride meydana gelen enflamatuar değişiklikler sonucunda eritem,komedon,papül,püstül,nodül ve kist şeklinde oluşumlar meydana gelir. Akne tedavisinde amaç var olan lezyonları ortadan kaldırmaktan çok yeni lezyonların çıkmasını engellemeye yöneliktir. Tedavi hastalığın seyri gibi uzun sürelidir ve sabır gerektirir. Hastalığın şiddetine göre verilen tedavi seçeneklerinin etkisini göstermesi 6-8 haftada başlar.

Akneli ciltlerdeki fazla yağı uzaklaştırmak için cildin aşırı derecede yıkanması bazen mikrokomedonların (siyah-beyaz noktalar) artmasına neden olabilmektedir. Düzenli ve aşırıya kaçmadan yapılan deri temizliği, hastaların “yağlı ve kirli” görünümden kurtulmalarını sağlayarak kendilerini daha iyi hissetmelerine ve böylece aknede subjektif bir düzelmeye yardımcı olur. Güneş ışınları enflamatuar tipteki lezyonları azaltarak akne üzerinde olumlu etki oluşturmaktadır. Fakat uzun vadede aşırı güneş ışınınlarının açabileceği ciddi hasar göz önünde bulundurularak güneş banyosu akne hastalarına önerilmemektedir.

Aknede özel bir diyetin yeri yoktur. Halk arasındaki çikolata,kuruyemiş, tatlılar,kızartmalar ve deniz ürünlerinin hastalığı şiddetlendireceği yolundaki inanışın bilimsel dayanağı bulunmamaktadır.

Kozmetik ürünler akneyi şiddetlendirici, gözenekleri kapatıcı yani komodogenik olabilirler. Yağ içermeyen kozmetiklerle yapılacak çok hafif bir makyaj topikal akne tedavisinden en az 20-30 dakika sonra uygulanabilir ve hastalar üzerinde aknenin yarattığı olumsuz psikolojik etkiyi gidermeye yardımcı olabilir.

Kadın hastalarda mens başlangıcından 2-7 gün öncesinde lezyonlarda artış olması normaldir. Ayrıca aşırı terlemenin olduğu durumlarda duktal hidrasyona bağlı akne lezyonlarında alevlenme olabilir.

Akne vulgaris tedavisi zorunlu olmamakla beraber şiddetli, iz bırakan tarzda olduğunda yada kişide kozmetik ve psikolojik problemlere neden olabilecek nitelikte olduğunda tedavi edilmesi gereken bir durumdur. Tedavi başlangıcında hasta ve hekimin işbirliği ve sabırlı olunması ve hastaya uygun tedavinin seçilmesi gerekmektedir.

Sponsorlu Bağlantılar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

RenkliNOT