Kategoriler
Din Kültürü Soru / Cevap

Hz. Muhammed (s.a.a)’in Babasının Adı Nedir?

Sizden gelen soru:

Hz. Muhammed (saa)’in babasının adı nedir? *

Cevap:

Peygamber Efendimizin (s.a.a) Babası

Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed (s.a.a)’in babasının adı Abdullah’dır. Tam adı Abdullah bin Abdulmuttalib’dir ve Peygamber Efendimiz henüz dünyaya gelmeden vefat etmiştir.İslam peygamberi Hz.Muhammed (s.a.a)’in babası olan Abdullah, henüz oğlu Hz. Muhammed (s.a.a) dünyaya gelmeden yaklaşık 7 aylıkken 25 yaşında bilinmeyen bir hastalıktan hayatını kaybetmiştir.

Sponsorlu Bağlantılar

Ayrıca bkz: Hz. Muhammed (s.a.a)’in Annesinin Adı Nedir? 

Hz. Muhammed, peygamber, islam, din, kuran

Hz. Abdülmuttalib Hakkında Kısa Bilgi

Abdulmuttalib’in, Allah yolunda verdiği yüz deve  ile oğlunun canını satın aldığı gün, Abdullah’ın ömründen daha yirmi dört bahar geçmişti.Bu olay, Abdullah’ın  Kureyş arasında iyi bir şöhret bulmasına sebep olmakla birlikte, aile arasında özellikle de Abdulmuttalib’in nazarında iyi bir makam elde etmesine sebep oldu; zira insan, uğrunda çok çalıştığı ve pahalıya mal ettiği şeyleri, olduğundan daha çok sever.Bu yüzden de, Abdullah akrabaları, yakınları ve dostları arasında fevkalede saygıdeğer birisi oluvermişti.

Abdullah, babasıyla birlikte kurban yerine gittikleri gün, birbirine zıt duygular içindeydi. Babasının zahmetlerinden dolayı ona karşı olan minnettarlık duygusu ve saygı hissi baştanbaşa bütün vücudunu kaplamıştı. Bu yüzden de teslim olmaktan başka çaresi yoktu; ama  diğer taraftan da takdir eli, onun baharının güllerini bir hazan yaprağı gibi solduracakken, kalbinde ıstırap ve duygusallık dalgaları belirmişti.

Abdulmuttalib, iki kuvvetli duygu olan, “iman ve akide” ile “sevgi ve alaka” arasında kalmıştı. Bu cereyan, ikisinin ruhunda da, aşılması imkansız birtakım rahatsızlıklar meydana getirmişti; ama beyan edildiği gibi, halledilen bu sorundan sonra, Abdulmuttalip, bu acı olayları Abdullah ve Amine’nin evlilikleriyle telafi etme fikrindeydi. Yok olma derecesine varan onun parlak hayatını, hayatın en esaslı pırıltılarıyla birleştirmek istiyordu.

Bu yüzden Abdulmuttalip, kurban yerinden dönerken, oğlunun erlini tutmuş bir halde, hemen Veheb b. Abdumenaf İbn Zühre’nin evine gitti. Onun iffet ve temizliğiyle tanınmış olan kızı Amine’yi, Abdullah ile nikahladı. Aynı mecliste Amine’nin amcakızı olan Delale’yi de kendisine nikahladı.Peygamber efendimiz (saa) ile aynı yaşta olan amcası “Hamza” bu hanımdan doğmuştur.

Abdulmuttalip, zifaf için bir vakit ayarladı. Vakit geldiğinde, düğün merasimi Kureyş’im gelenekleri gereğince Amine’nin evinde yapıldı.Abdullah ticaret için Şam’a gidinceye kadar, Abdullah ve Amine bir müddet birlikte yaşadılar.Abdullah, Şam dönüşünde açıklanacağı üzere dünyaya gözlerini kapadı.

Abdullah’ın Yesrib’de Vefatı

Abdullah, evliliği sayesinde yeni bir yaşama başlamıştı ve yaşamının karanlık gecelerini Amine gibi bir eşe sahip olmakla aydınlatmıştı. Çok geçmeden ticaret için Mekke’den hareket eden bir kervanla birlikte Şam’ın yolunu tuttu. Hareket vakti gelmişti  ve kervan yola koyuldu, yüzlerce kalbi de kendisiyle birlikte götürdü.Bu sırada Amine, hamilelik dönemini geçiriyordu.Birkaç ay sonra, kervanın önde gelenleri görüldü.Bir grup ailelerini ve yakınlarını karşılamak amaıyla şehrin dışına kadar gittiler.Abdullah’ın yaşlı babası da oğlunu bekliyordu.Onun geliniyle birlikte meraklı gözleri, kervan arasında ondan hiçbir eder yoktu. Bu arayışlardan sonra, Abdullah’ın dönerken Yesrib’de hastalandığını ve istiharat ve dinlenmek için akrabaları arasında kaldığını öğrendiler. Bu haberi duymak her ikisini de hüzne boğdu, baba ve gelinin gözlerindan yaş akmaya başladı.

Abdulmuttalip, en büyük oğlu olan Haris’i Yesrib’e gitmek ve Abdullah’ı geri getirmek üzere görevlendirdi. Medine’ye geldiğinde Abdullah’ın kervanın hareketinden bir ay sonra, o hastalık sebebiyle dünyaya gözlerini kapadığını öğrendi. Haris döndükten sonra Abdulmuttalib’i ve Abdullah’ın değerli eşini olaylardan haberdar etti. Abdullah’tan geriye, sadece beş deve, bir koyun sürüsü ve Ümmü Eymen adında, daha sonraları Hz. Peygamber’in (saa) bakımızı üstlenecek olan bir cariye kalmıştı.

Sponsorlu Bağlantılar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

RenkliNOT