Kategoriler
Soru / Cevap

B kan grubu nasıl beslenmeli? Ayrıca MS hastasıyım nasıl beslenmeliyim?

Sizden gelen soru:

B+ kanım nasıl beslenmeliyim? Ayrıca ms hastasıyım? *

Cevap:

Şimdi size hem B kan grubunun nasıl beslenmesi gerektiği hakkında bilgiler vereceğiz hemde MS hastalarının nasıl beslenmesi gerektiği konusunda bilgiler vereceğiz. Bu iki durum için de nasıl beslenilmesi gerektiğine bakarak kendi durumunuza uygun sonucu çıkarabilirsiniz.

B kan grubu sağlığı

B kan grubu insanları, uzun yıllar boyunca, göç yollarında farklı ırklarla karıştılar. Ve de yeni topraklar üzerindeki yeni yaşam koşullarının etkisinde kaldılar… Ve bu süreçte , ayrıca karşı karşıya kalmak zorunda oldukları farklı iklimsel koşulların yarattığı olumsuzluklardan da etkilendiler… Yaşama tutunmak için, farklı bir direnç gösterme gereğini duydular!… Bu yüzden, yeni ve farklı koşullarda yaşamlarını sürdürebilmek ve soylarını devam ettirebilmek için , çevreyle son derece uyumlu , esnek ve yaratıcı olmak zorundaydılar!…

Sponsorlu Bağlantılar

Günümüz, B kan grubu insanları, insanlığın ilerleme süreçlerinde, 0 kan grubu insanları kadar , fiziksel tepki ve saldırganlık taşımasalar da ve onlar kadar kararlı olmasalar da, gene de A kan grubu insanları gibi, dengeli, düzenli yaşamsal bir rahatlık da aramadılar… Diğer kan grupları kadar hasta olmamaları ya da hastalığı hafif atlatmaları, onların biyolojik olarak daha ılımlı yapıya sahip olmalarına bağlıdır… B kan grubu insanlarının başkalarıyla daha rahat ilişkiye girmeleri, iş yaşamında daha başarılı olabilmeleri, belki de dünyayı gezerek kazandıkları, doğalarındaki genetik özelliklerden kaynaklanır!…

Bilim insanları, B kan grubu diyetine ve önerilerine bağlı kalmanın, kanseri cezbedicek hücre mutasyonu olasılığını azaltabileceğini öne sürmektedirler!…

beslenme

Şimdi yeniden B kan grubu beslenmesine dönelim:

B kan grubu beslenme

TAHILLAR: Her nedense B kan grubu insanları, buğday ve buğday ürünlerine karşı gerekli toleransı gösteremezler… Buğdayda bulunan lektinler, ensülinin vücuda gerekli olan fonksiyonlarını yerine getirmesini engeller…Örneğin; ensülinle, yağ hücreleri arasında gerekli olan ilişkinin gerçekleşmesini engellerler!… Bu yüzden buğday lektinleri, ensülinin yağların vücutça yakılmasındaki görevini zayıflatır… Bu nedenle vücutta biriken yağlar ve dolaylı olarak getireceği sorunlara iyi bir zemin hazırlar!…

Mısır ve buğday, B kangrubu insanlarının kilo almalarına katkı sunarlar!…Ensülin düzenini bozarak, metabolizmanın da bozulmasına neden olurlar… Yorgunluk ve vücutta su birikimine neden olurlar… Aslında B kan grubu insanları için yulaf ve pirinç onlara katkı sunan yararlı yiyeceklerdir… Çavdar da B kan grubuna yarar sağlamayan bir yiyecektir..O yüzden diyet ekmeği alalım derken en azından buna dikkat etmekte yarar vardır!… Çünkü çavdarda bulunan zaralrı lektinler, B kan grubu insanlarının kan damarlarına ve kandaki basınç düzeyine zararlı olabilecek durumlara ve daha ileri risklere yol açabilirler… Bu konuda yapılan grupsal gözlemlerde, kültürlerinin ayrılmaz bir parçası olarak, çavdar ekmeği tüketen B grubu insanlarında, kalp ve dolaşım sorunlarının, yaşamı sonlandırabilecek şekilde arttığı gözlenmiştir… Siz, siz olun;elinizden geldiğince, buğday, mısır ve çavdardan uzak durun!…

YARARLI TAHILLAR: Pirinç, kepekli pirinç, pirinç kepeği, yulaf, yulaf kepeği, yulaf ezmesi, kızıl buğday(Kaplıca buğdayı ve Akdarı…

NÖTR: Mısır nişastası ve işlenmiş mısır unu…

SAKINCALI: Buğday, bulgur, esmer buğday, buğday kepeği, arpa, mısır, çavdar, mısır gevreği,

Porsiyon bir kase olmak üzere, tüm kan grupları haftada 2-4 kase arası tahıl tüketebilirler…Afrika kökenlilerin, Kafkas ve Asya kökenlilere kıyasla, bir kase daha az tüketmeleri, önerilir…

EKMEK VE ÇÖREKLER: Çimlendirilmiş buğdaydan üretilen, Essen ve Ezekiel ekmekleri (bunlar ancak büyük kentlerdeki özel fırınlarda ve yakın benzerleri bazı özellikli marketlerde ithal, vakumlu jelatinlerde dilim olarak, satılabilmektedir…) B kan grubu insanları için, yararlı ve çok besleyici özellikler gösterirler… Gene de bu yararlı ekmekleri en az düzeyde tüketmekte yarar var!…

Akdarı ekmeği , hele sütle birlikte tüketilirse çok daha yararlıdır!… Ancak bu ekmek fırınlarda satılır mı, bilemiyorum… Zonguldak, Muğla, Aydın ve Hatay’ın yanısıra, doğu ve güneydoğu illerimizde ağırlıklı yetiştiğini ve tüketildiğini biliyorum… Bir de kaliteli bozanın ak darıdan yapıldığını… Belki temin edip, hafif kavurup bu şekilde doğrudan ya da çorbalara katıp, tüketmekte yarar var… Pirinç ekmeği, kek ve çörekleri bizim kültürümüzde olmasa da, pirinç ve kepekli esmer pirinç ununu, bir şekilde doğrudan ya da örneğin; yulafla karıştırıp tüketmekte yarar var.. B kan grubu insanları için, gluteni alınmış undan yapılan ekmek (Halk Ekmek , üretir, satar…) , çörek ve kurabiyeleri nötr olarak tüketebilirler… Ancak, buğday ve kepeği, mısır ve çavdar içeren ekmek, makarna ve unlu ürünlerden kaçınmaya çalışırlarsa, kendilerine iyilik etmiş olurlar…

SEBZELER: Sebze tüketimi konusunda B kan grubu insanları, birçok sebzeyi başarıyla tüketebilme şansına sahiptirler… Besleyici özellikler gösteren sebzeleri, eğer isterlerse, günde 3-5 öğün rahatlıkla tüketebilirler… Can sıkıcı olsa da, domatesdeki ”panhemaglutian” özelliğin ve lektinlerinin, tüm kan gruplarında kanda ağdalaşma yapan, kötü bir özellik taşıdığını belirtmek isteriz… 0 ve AB kan grupları çok etkilenmese de, B ve A kan grubu insanlarının mide çeperleri , domatesin bu özelliğinde zarar görürler!… Mısır’ı da, tekrar anımsamakta yarar var; çünkü bu tahıl, ensülin dengelerini alt üst eden bir lektin içermektedir!… Fermente edilmiş ( alkali ile işlem görmüş…) zeytinin de, allerjik bazı reaksiyonaları tetiklediğini aklınızdan çıkarmayın, tedbirli olun; en azından , farklı doğal bir zeytin bulun, ya da azca tüketmeye bakın…

Virüslere karşı duyarlılık gösteren B kan grubu insanları, bağışıklıklarını daha da güçlendirmek için, antivireal özellikler gösteren ve B kan grubu insanlarının metabolizmalarında önemli bir katalizör olan magnezyumu tüketmelidirler…Bu nedenle, magnezyum içeren, metabolizmayı verimli çalıştıran, bol lifli yeşil sebzeleri bolca tüketmeli, çocuklarına da yedirmelidirler…

ÇOK YARARLI SEBZELER: Tatlı patates, havuç, pancar, pancar yaprağı, brokoli, Brüksel lahanası, lahana, Çin lahanası, kırmızı lahana, karnabahar, patlıcan, sarı biber, dolmalık biber, kırmızı biber, maydanoz, Lima fasulyesi, taze hardal…

NÖTR SEBZELER: Ispanak, pırasa, kereviz, hindiba, kuşkonmaz, şalgam, bayır turpu, patates, bamya, yeşil soğan, kırmızı soğan, sarı soğan, pazı, salatalık, marul, sarmısak…

SAKINCALI SEBZELER: Domates, yer elması, turp, avakado, mısır, beyaz mısır, siyah fermente zeytin, helvacı kabağı…

B kan grubu insanları, bir kase bir porsiyon olmak kaydıyla, günde, üç-beş kez , çiğ yada pişmiş sebzeyi rahatlıkla tüketebilirler…

MEYVELER: B kan grubu insanları, birkaç meyve dışında tüm meyveleri hemen hemen rahatlıkla tüketebilirler… Bu durum onlara, onbinlerce insanlık yılının belki de getirdiği , en önemli kalıtsal miraslardan biridir!… Mideleri çok dengeli bir asidik özellik gösterdiğinden, B kan gruplarının birçok asidik meyveyi rahatlıkla tüketebilme şansları da yüksek olmaktadır… Size yararlı olan meyvelerden en az iki tanesini gün içinde tüketmeye çalışırsanız, bu meyvelerin insana iyi gelenı ”Pro B’2 etkisinden yararlanma şansınızı da arttırırsınız… Domates ve nar suyu dışında, Ananas, üzüm, lahana(!) ve Papaya, sebze ve meyvelerinin sularından da olağan üstü değerlerde bir yarar sağlayabilirsiniz… Haftada en çok, iki-üç kez, yatmadan bir saat önce içilen havuç suyu da, gerek hafızanıza ve gerekse yorgun cildinize olağanüstü katkılar sunacaktır… İçinde katkı olan şişelenmiş ya da kutulanmış meyve sularını, katkısız üzüm suları dışında, çok fazla tüketmemeye de özen gösteriniz…

ÇOK YARARLI MEYVELER: Ananas, muz, siyah üzüm, kırmızı üzüm, yeşil üzüm, siyah erik, Mürdüm eriği, yeşil erik, Papaz eriği, kırmızı erik, papaya…

NÖTR MEYVELER: Elma, armut, greyfurt, portakal, mandalina, limon, çilek, kiraz, şeftali, nektarin, incir, kayısı, hurma, kavun, karpuz , böğürtlrn, Kivi, Ahududu, böğürtlen, Yaban mersini, Kivi, Mango, Bektaşi üzümü ve kuşüzümü…

SAKINCALI MEYVELER: Nar, Trabzon hurması, Hindistan cevizi, Hint inciri…

Bkan grubu insanları, bir porsiyon 100-150gr olamak üzere günde üç-dört kez meyve tüketebilirler… Günde iki-üç kez, bir büyük su bardağı meyve suyu da tüketebilirler…

BAHARATLAR: B kan grubu insanları, hemen hemen tüm baharatları rahatlıkla kullanabilirler… Yalnız, tarçın, yenibahar, bayaz ve karabiberden uzak durmalıdırlar!… Mayonez , hardal , turşu çeşitleri, salata sosları genelde tüm gruplara zarar veren şeylerdir… Ancak B kan grubu insanları ketçap tüketmekten şiddetle kaçınmalı, diğer çeşnileri de en az düzeyde tüketme eğilimi içinde olmalıdırlar!…

Başta zencefil olmak üzere; kırmızı biber, köri, kimyon, safran, maydanoz, fesleğen, sarımsak, biberiye, anason, nane, dereotu, bayır turpu yararlı baharatlar olarak, karşımıza çıkarlar… Çukolatayı ve özellikle siyah olmak kaydıyla, az miktarda çeşni gibi tüketmelisiniz…

ÇAYLAR VE İÇECEKLER: Kahve ve çay aşırıya kaçmama koşuluyla B kan grubu insanlarına zarar vermez… Ancak yeşil çay, çok çok yarar verir…Ayn şekilde, adaçayı, kuşburnu, nane çayı, zencefil ve ginseng çayları, meyan kökü çayı ve maydanoz çayı da uygun şekilde karıştırılmadan demlenirse , B kan grubuna yarar sağlarlar.. .Ihlamur çayı zararlıdır!… Kırmızı , beyaz şarap ve bira da ölçüler içinde nötrdür… Soda ve sodalı meşrubatlardan ve likör çeşitlerinden elden geldiğince uzak durunuz… Pek kullanılmasa da, Sinameki, Ravent çiçeği, Sarı sabır, mısır püskülü, Öksürük otu, Kızıl yonca, Boy otu ve Çoban çantası bitkilerinden yapılan çaylar da, B kan gurubuna zarar verirler…

B kan grubu insanları A kan grubuna göre, fiziksel anlamda daha güçlüdürler… Bu güçlerini biyolojik olarak sürdürübilmek için de; basketbol, futbol, voleybol, hentbol gibi aşırı stres ve rekabet içeren sporlardan uzak kalmak kaydıyla, hafta da üç kez çok yüksek olmayan bir tempoda ve yaş gruplarını da göz önüne alarak spor yapmalıdırlar… gerektiğinde doktoruna danışarak, 35-45-60 dakikalık aralıklar içinde, yürüyüş, hızlı yürüyüş, koşu, yüzme, bisiklet, tenis, aerobik, jimnastik ve golf gibi sportif etkinliklerde bulunabilirler… Ağırlık çalışması yapabilirler…

MS Hastası Nasıl Beslenmeli?

HASTALIKLARA sebep olan ağır metalleri aşılarla, saç boyalarıyla, sıkılaştırıcı krem ve rujlarla, egzoz dumanının havaya, meyve ve sebzelere karışmasıyla bir şekilde vücudumuzda biriktiriyoruz. Vücutta ağır metal olup olmadığını bir ilaç vererek idrarda tespit ediyoruz. Saçta ve vücut kılında da tespit edilebiliyor. Ağır metal birikimi vücutta halsizlik, sık sık enfeksiyonlara yakalanma, unutkanlık, yorgunluk, beyinde biriktiği için panik atak ve depresyona yol açabilir. Cem Kınacı adlı bir hekim arkadaşımız ile vücudu ağır metalden arındırmaya çalışıyoruz. Çok ilginç sonuçlarla karşılaştık. Yıllarca afttan kurtulamayan çocuklarda kurşun zehirlenmesi olduğunu gördük. Vücudun bu ağır metallerden arındırılmasına şelasyon diyoruz. Sarımsak, soğan, yeşil gıdalar ve yosunlar ağır metallerin vücuttan atılmasını sağlıyor. Özellikle tek hücreli yosun spirulina, Arapların bitkilerin atası dediği alfalfa, kelp dediğimiz deniz yosunları vücuttan ağır metalleri atan doğal bitkiler…

Baharat olarak zerdeçalı içecekte kefiri tercih edin:

Beyaz ekmek tıpkı şeker gibi çok zararlı. Kepek ekmeğinin de beyaz unla yapılan ekmekten pek farkı yok. Ekmek olarak tam buğday ekmeği az miktarda tüketilebilir.

Kefir dünyanın en büyük buluşu. Kansere, sinir sistemine, alerjik hastalıklara karşı koruyor. Kefiri taze sütle ya da günlük pastörize sütle mayalamak lazım. Sağlığına önem verenlere günde 1-2 bardak kefir içmelerini öneriyorum.

Et olarak sadece kuzuyu tercih edin. Çünkü kuzuyla çok oynanmıyor. Tavuklar da artık faydasız hale geldi. Tavuk yerine hindi tüketebilirsiniz.

Her gün yumurta, peynir, kefir ve kefirle mayalanmış ev yoğurdu, az miktarda tereyağı ve zeytinyağı, patates hariç tüm sebzeleri tüketmekte fayda var. Yeşil sebzeler ve filizler, soğan ve sarımsak da vücudu arındırmada çok önemli. Meyvelerden az şekerli olanları ve özellikle böğürtlen ve yabanmersinini tercih edin.

Yemek pişirirken güveç, cam ve toprak kaplar kullanın. Buharda pişirmeyi veya ızgarayı tercih edin. İlle de kızartma yapılacaksa sarımsaklı yoğurtla tüketerek yan etkilerini ortadan kaldırmak lazım.

Kebabı az ekmekle, şalgam ve yeşillikle tüketirseniz zararı daha az olur.

Baharatlar birçok gıda takviyesinden daha iyi. Mesela köri ve zerdeçal mutlaka kullanılmalı. Üzüm çekirdeği ekstresinin de göz damarlarını ve kılcal damarları koruma özelliğiyle gıda takviyesinde özel bir yeri var.

Küçük balıklar daha az ağır metal topluyor. Bu nedenle küçük balıkları ve omega 3 bakımından zengin olan sardalye, somon, uskumru ve alabalığı yiyebilirsiniz.

Belirtileri ciddiye almamak MS teşhisini güçleştiriyor

BİR sinir sistemi hastalığı olan Multipl Skleroz (MS) sinirleri koruyan ve sinirsel iletimi sağlayan miyelin kılıfının zarar görmesiyle ortaya çıkıyor. Bu hastalıkta vücut kendi dokularını yabancı gibi algılayarak zarar vermeye başlıyor. MS’li hastaların çoğu 20 ile 40 yaş arasında. Son yıllarda çocuklarda görülme sıklığı artmış durumda. MS, kadınlarda 2- 3 kat fazla görülüyor ve Türkiye’de yaklaşık 40 bin MS hastası bulunuyor.

Hastalığın belirtileri arasında ise uyuşma, karıncalanma, ağrı, yanma ve kaşıntı, görme bulanıklığı, göz ağrısı, çift görme, baş dönmesi, yürüme ve denge bozuklukları, titreme, eklem tutulması, yorgunluk, felçler, idrar ve dışkı kaçırma, sürekli huy değişiklikleri, depresyon, manik davranışlar görülüyor. MS bulguları başlangıçta sinsi olabiliyor ve keçelenme ve uyuşma gibi bulgular vesvese olarak kabul edilebiliyor, bu nedenle kesin tanı konulması uzun zaman alabiliyor.

Vücuda toksinlerin girmesinin nedeni şekerli ve unlu gıdalar

Gerek ağır metaller, ozon tabakasının delinmesi ve rafine un, şekerin tüketiminin artması gerekse omega 6 bakımından zengin ayçiçeği, mısırözü, margarin gibi ürünlerin kullanılması insanların sağlıksız bir ortamda yaşamasına neden oluyor. MS’de yaş ortalaması gittikçe düşüyor ve hastalık çok daha sık görülüyor. Çünkü MS’i oluşturan sebepler gün geçtikçe artıyor. MS’in oluşumunda birinci sebep bağırsak florasının bozulması. Sindirim sistemimizde probiyotikler asker gibi toksinleri, sindirilmemiş proteinleri, zararlı maddeleri hatta kanser hücrelerini içeri sokmuyor. Ancak şekerli, unlu gıdalar, ağır metaller, antibiyotikler bağırsak geçirgenliğini artırıyor. Böyle olunca bağırsaktan içeriye sindirilmemiş gıdalar ve toksinler giriyor. Vücut ürettiği antikorlarla kendi beynini vuruyor. Yaptığımız tedavide bunları ortadan kaldırmaya çalıştık. ABD’de bizimkine benzer bir tedavi olarak Schwank Diyeti var. Bir sene kadar et ve sindirimi zor gıdaları yasaklayıp sebze türü gıdaları veriyorlar. Akupunktur yapıyorlar ki; akupunktur doğru yapıldığı zaman bünyeyi kuvvetlendiriyor. Bir de doğal takviyeler veriyorlar. İngiltere’de ise hiperbarik oksijen tedavisi ve diyet bir arada kullanılıyor.

Güneş kremi D vitaminini engelliyor

YARDIM ettiğimiz hastalarda öncelikle rafine un, şeker ve tatlı gıdaları kaldırdık. Bünyeyi güçlendiren özel gıdaları listeye ekledik. Birçoğunda D vitamini eksikliği var. Aslında güneşlenmeyi bilmiyoruz. Tatile gittiğimizde kısa zamanda uzun süre güneşte kalıyoruz ama koruyucu kullanıyoruz. Bunlar bizim D vitamini almamızı engelliyor. Aslında yazın saat 11.00-14.00 dışında düzenli güneşe çkmak birçok hastalığa karşı güçlen-memizi sağlar. Biz de D vitamini veri-yoruz. Omega 6’yı ayçiçeği, margarin ve diğer gıdalardan çok fazla alıyoruz. Omega 3’ü sadece balık ve birazcık da semizotundan aldığımız için vücut dengemiz bozuluyor.

Bebeği kaşığa alıştırmak için meyve yedirmeyin

DÖRT milyon yıldan beri bu dünyada varlığımızı sürdürüyoruz ve insanlar bu sürenin yüzde 99.98’inde sebze, av eti ve böğürtlen gibi az şekerli meyvelerle beslendi. Ortalama 3 bin 500-4 bin kalori alıyorlardı ama çok hareketlilerdi. Bugün de bilim adamları Güney Amerika’da benzer şekilde yaşayan kabileleri incelediğinde şeker ve tuzla tanışmadıklarını görüyorlar. Bu insanlarda tansiyon sorunu hiç yok, bir sürü hastalık hiç görülmemiş hatta yüzlerinde sivilce bile yok. Ama artık çocuk hekimleri bebek daha 4-6 aylıkken kaşığa alışsın diye meyve öneriyor. Meyveyle kaşığa alışan çocuklar tatlıya düşkün oluyor. Okula giderken sütün içine mısır gevreği karıştırıyorlar sonrasında da iyice fastfood’a alışıyorlar. Çocuğa meyveden önce sebze sonra kefirle mayalanmış yoğurt, ardından da köy yumurtası ya da organik yumurta, geleneksel çorbalar, kuruyemiş, kuru meyve ve az şekerli meyveler verilmeli.

 

Sponsorlu Bağlantılar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

RenkliNOT