Kategoriler
Soru / Cevap

Çocuğum aşırı inatçıdır ve istediği olmazsa saçlarını çeker, kendini tırmalar ve ağlar ne yapmalıyım?

Çocuklar hayatlarının bazı dönemlerinde aşırı inatçı olurlar ve her istediklerinin yapılmasını isterler. Bu dönemlerde çocuklara nasıl davranılması gerektiğini iyi bilmelisiniz.

Sizden gelen soru:

Çocuğum aşırı inatçıdır onun istediği olmazsa saçlarını çekmeye başlar kendini tırmalamaya başlar deli gibi ağlamaya baslar. Ne yapmalıyım?

Sponsorlu Bağlantılar

Cevap:

Aşırı İnatçı Çocuklar İçin Yapılması gerekenler

Çocukların hayatlarında bazı dönemler oldukça zordur ve bu dönemlerde anne ve babalara oldukça zorluklar çıkarırlar. Çocukların hayatlarında böyle dönemler genellikle iki kez ortaya çıkar. Bunlardan birincisi egosantrik (benmerkezci) dönemdir (3-6) ve diğeri de ergenlik dönemidir (11- 20)…

Bu iki dönemde de çocuk herşeye hakim olmak ister. Anne baba ile inatlaşır ve her şeyi kendisi yapmak ister. Bu dönemlerde çocuk bütün isteklerini gerçekleştirmek ister. Bu iki dönemde de çocuğa sağlıklı bir şekilde yaklaşılmalıdır ve doğru tavırlar konulmalıdır.

Ebeveynler neler yapabilir: Çocuk tüm hayatı boyunca öğreneceği bilgi ve davranışların büyük bir kısmını 3–6 yaş (egosantrik) döneminde öğrenir. Temel niteliğinde olan bu dönem yeterince üzerinde durulmadan ve negatif davranışların kazanıldığı bir süreç hâlinde geçerse ilerleyen yaşam dönemlerinde kişilik binası zarar görme veya çökme tehdidiyle karşı karşıya kalır. Bu dönem ne kadar sağlıklı geçerse ergenlik dönemi de o denli pozitif geçer. (Aktosun,2006)

Nasıl bir çocuk istiyorsanız öyle ebeveyn olun: Çocuğunuzun sizi modellediğini unutmayın. Çocuğunuza kazandırmak istediğiniz davranışları evvela siz uyguluyor olmalısınız. Ya da çocuğunuzda görmek istemediğiniz davranışlar konusunda öncelikle siz hassas davranmalısınız. Çocuğunuzun bağırmamasını istiyorsanız bağırmamalı, yalan söylemesini istemiyorsanız, kesinlikle yalan söylememelisiniz. Veya kitap okuma alışkanlığının olması için onun yanında kitap okumalı, nezaketi öğrenmesi için ona nezaketli tavırlar sergilemelisiniz.

Çocuğun inadını tahrik etmeyin:Kendi “ben”ini keşfeden çocuk istekleri gerçekleşinceye kadar ısrar edebilir. Çocukla inatlaşmak kesinlikle yapılmaması gereken bir davranıştır. İnat anında çocuğun dikkatinin dağıtılması veya kendisine alternatifler sunularak birini seçmesi sağlanmalıdır.

Paylaşmayı öğrenmesi için zorlamayın:Bu dönem çocuğu olan ebeveynler çocuklarının bencil olacağı kaygısıyla, onlara paylaşmayı öğretmek isterler. Çocuğa elindekini ısrarla arkadaşı veya kardeşi ile paylaşması istenmemelidir. Çocuk istemeyerek paylaşırsa ve bunun sonucunda mutsuz olursa paylaşmayı sevmesi ve dahası öğrenmesi düşünülemez. Paylaşması için siz çocuğunuzla bir şeylerinizi paylaşın. Mesela ona şeker alıp hadi paylaşalım demek yerine, şekeri kendinize aldığınızı söyleyip siz onunla paylaşın.

Enerjisini boşaltmasına yardımcı olun:Bu dönemde çocuğun vücudunda yoğun enerji birikimleri vardır. Çocuk enerjisini rahatlıkla boşaltamaz ve kapalı bir alanda kalıp hareketleri sürekli engellenirse çocuk enerjisini boşaltamaz ve ebeveyne taşkınlık gibi görülen davranışları sergiler. Bu nedenle çocuğunuzu spora yönlendirebilirsiniz. Veya sık sık hareketlenebileceği zeminler oluşturmak, sık sık duş almasını sağlamak yapılabileceklerden bazılarıdır.

3-6 yaş çocuğu yuvaya ya da anaokuluna gönderilmeli mi:3 yaşını dolduran çocuklar için çocuk yuvaları hem bir eğitim mekânı ve hem de eğlenip enerjilerini deşarj ettikleri sosyal ortamlardır. Özellikle 5-6 yaş çocukları için beş tam gün yuvaya gidiyor olmak çocuk için oldukça faydalıdır. Çocuğun daha küçük dönemlerde de yuva ortamı ile tanıştırılmasının herhangi bir sakıncası olmadığı gibi çocuğun farklı gelişim süreçlerine hizmet ettiği düşünülebileceğinden bu dönemlerde de okula gitmenin faydalı olduğu söylenebilir. Fakat 4 yaş ve altı çocukların bu yoğunlukta okulda bulunmalarına (beş tam gün) ve yoğunlaştırılmış bir eğitime tabi tutulmalarına gerek yoktur. 3 yaş altı çocuklar ise mecbur kalınmadığı takdirde yuva ortamına gönderilmemeli, ebeveyn veya birinci derece bir yakın tarafından ilgilenilmelidir Genel hatları ile çocuk yuvaları çocukların sosyal, devinimsel, zihinsel ve duygusal gelişimlerine katkı sağlar. Şöyle ki: Çocuk bir gruba dâhil olmayı ve bu grup içinde kendisin ifade etmeyi öğrenecektir.

Psk.Dnş.Alaaddin DEBGİCİ

saldırgan kavgacı çocuk

İnatlaşan Çocuklar İçin Psikolog Önerileri

İnatlaşma, her yaşta ve her insanda ortaya çıkabilecek bir davranış. Genetik bilimciler inat geninin varlığım, davranış bilimcilerse inadın daha çok sonradan öğrenilen bir davranış olduğunu savunuyorlar. Neden ne olursa olsun bu, çocuklarımızın özellikle bazı konularda aşırı inatçı ve ısrarcı olduğu gerçeğini değiştirmiyor.

İNATLAŞMALAR İLETİŞİMSİZLİĞE YOL AÇAR

İnatlaşma sürecine giren çocuğun kimi zaman neyi istediğini bilmemesine rağmen, sadece karşısındaki kişiyle zıtlaşmak için bile inatlaşabileceği-ne dikkat çeken Uzman Psikolog Elif Kandaz “Buna karşılık olarak da, farkında olmadan birçok ebeveyn çocuklarıyla gereksiz yere çatışmaya girer. Hem kendilerini hem çocuklarını yıpratırlar.

Araştırmalar ebeveynlerin ısrarı ve inatlaşmaların çocukta strese sebep olan maddelerin salgılanmasına yol açtığım, çocuğun büyümesini ve gelişmesini olumsuz etkilediğini ortaya koymuştur. Asim da belirli bir yaş grubunda doğal olan inatlaşma ebeveyn ve çocuk arasında iletişimsizliğe ya da çocukta özgüven problemlerine de yol açabilir.” şeklinde konuşuyor.

Birçok konuda olduğu gibi giyim konusunda da çocuklar yaz ya da kış demeden istedikleri kıyafetleri giyme konusunda ebeveynleriyle inatlaşma sürecine gerebileceklerini söyleyen Elif Kandaz, “Çocuğun inatlaşma döneminde olmasının çocuğa hiç ‘hayır’ denilmeyeceği anlamına gelmemektedir, ancak bazı noktalara dikkat edilmesi gerekmektedir. Giyim konusunda koyulan kurallar gerekli ve tutarlı olmalıdır.” diyor ve bu kuralları sıralıyor:

KARAR KISA VE NET OLMALİ

Bu kuralların nedenleri kısa ve net olarak çocuğa açıklanmalı hatta bazı kurallar çocukla birlikte koyulmalıdır. Çocuğun giymeyi istediği fakat sadece ebeveyn için gereksiz görülen kıyafetler konusunda yasaklamaların getirilmesinden kaçınılmalıdır, çünkü bir süre sonra çocuğun giymek istediği her kıyafete “hayır” denirse, bu durum çocukta yanlış yaptığı duygusunu ortaya çıkartır.

Önemli olan bir noktada çocukla iletişim halindeyken olumsuz cümleler yerine olabildiğince olumlu cümlelerle anlatmaya çalışılmalı. Çocukla çatışmaya girildiğinde onun sadece bir çocuk olduğunu unutmadan ve öfkeli bir tavır takınmadan, yumuşak ve uzlaşmacı bir ses tonuyla konuşmaya ö/en gösterilmelidir.

Amaç çocuğa kimin güçlü kimin güçsüz olduğunu göstermek değil, o anda elde edemeyeceği bir şeyden vazgeçmesini sağlamak olmalıdır, İslediği kıyafetin neden giydirilemeyeceği basit bir şekilde açıklanmalı ve bu açıklama yapılırken mutlaka bu durumdan dolayı ne kadar üzgün olduğu da belirtilmeli.

Aslında çocuğun giymek istediği kıyafeti ebeveynin de istediği ancak o sıradaki şartların buna uygun olmadığı anlatılmalı. Böylece çocuğun ebeveynle duygusal bir paylaşıma girmesi sağlanacak ve ebeveyni kendisine sürekli karşı olan bir düşman gibi görmesi engellenecektir.

Çocuğa yapılan gerekli açıklamalardan, üzgün olunduğu belirtildikten ve kararlılığın hissettirilmesinden sonra biraz zaman tanınmalıdır. Bir süre sonra çocuk yeniden istediğini elde etmek konusunda ebeveynle inatlaşmaya başlayabilir. Böyle bir durumda hiç tepki verilmemelidir.
Birkaç denemeden sonra vazgeçecektir.

Bir başka öneri de, çocuğa kıyafet seçimi konusunda seçenek sunulmasıdır, böylece çocuk kendisinin bağımsız bir birey olarak tanıdığını, kararlarına saygı duyulduğunu düşünecektir. Kendisiyle ilgili kararlan verebildiğini ve seçimine öncelik tanındığını düşünerek inatlaşmaktan vazgeçecektir.
Sunulan seçenekler ne kadar az olursa çocuğun karar verme süresi o kadar kısa olur. Sunulan seçeneklerin, herhangi birinin seçilmesi durumunda ebeveyn kendisinin de onayladığı seçenekler olmasına dikkat etmelidir M tekrar bir inatlaşma sürecine girilmesin.

Haftalık giyim programı da uygulanabilir. Pazar gününden başlayarak o hafta boyunca giyeceği kıyafetler belirlenebilir. Yine çocukla birlikte seçenekler sunma şeklinde olması daha efektif olacaktır. 5 talanı kıyafet ayrılır ve bu kıyafetler ayrı bir yere koyulabilir, çocuğa da kıyafetlerin konduğu yer tanıtılmalı ve pazartesi günü ilk uygulamaya başlanmalıdır.

Bu kural uygulanmaya başladığında çocuk kimi zaman ebeveyni denemek amaçlı, diğer dolaptan giyinmek için ısrar edebilir. Bu noktada kuralın bozulmaması ve yine o seçilen kıyafetlerden giyinilmesinin sağlanmasının allı çizilmelidir. Çocuk bu inat sürecinden sonra bu kuralı kabul edecektir.

Çocukla giyim konusunda inatlaşmamak için koyulan kurallarda çok ayrıntıcı olunmam alıdır. Çocuğun istediği gibi davranması ve özgürlüğünü yaşaması da sağlanmalıdır. Bu durum ileride kendi kararlarını kendi verebilen, çevresinden çok etkilenmeyen, bilinçli bir birey olmasını sağlar.

ÖNCE HAYIR SONRA EVET DEMEK

İnatlaşma sürecinde, inadın şiddet süresi ve krize sebep olan sorunun nasıl çözülebileceği önemlidir. Çocuk, ebeveynin onaylamayacağı bir kıyafeti giymeye yöneldiğinde en i iyi yöntem çocuğun dikkatini dağıtmaktır.

Bu bir çizgi film, bir kuş, bir kedi, sevdiği bir yiyecek veya oyun gibi herhangi bir şey olabilir, Mesela, çocuk ebeveyn tarafından onaylanmayan bir kıyafeti giymeye kalkıştığında, uygun bir dille çocuğa giyebileceği alternatif bir şey önerilmelidir. Başta “hayır” denilen bir kıyafete daha sonra “evet” dendiğinde, çocuğun da bir sonraki konuda isteği gerçekleşene kadar inatlaşma yoluna gitmesi söz konusu olur.

Sponsorlu Bağlantılar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

RenkliNOT