Kategoriler
Soru / Cevap

Diş Nedir? Diş Yapısı Nasıldır?

Sizden gelen soru:

Dişler, dişin yapısı?

Cevap:

Diş Nedir?

Latincede dens yada dentis olarak bilinen diş, ağız içerisinde yer almaktadır.Dişler ağız boşluğu içerisinde yer alan ve bir ucu üst ve alt çenelere gömülü olan, yetişkin insanda 32 adet bulunan kemik görünümünde ve kemik sertliğinde olan yapılardır.Aynı zamanda çiğneme ve sesin söze dönüşmesine yardımcı olan yapılardır.

Sponsorlu Bağlantılar

dişler, sağlık, doktor, tartar

Diş, sindirim sisteminin başlangıcı olan ağızda bulunan, ana işlevi besinlerin mekanik sindirimini sağlamak olan organdır. Mekanik sindirimin yanı sıra konuşma ve yüz güzelliği açılarından da önemlidir.

Hayvanlarda bu görevlerine ek olarak, saldırı, bir nesneyi taşıma ve savunmaya yardımcı olma gibi çok hayati görevleri daha vardır. Kuş cinslerinin pek çoğunda bu organ bulunmaz. Kuşlarda diş yerine, amacı mekanik sindirim olan “taşlık” mevcuttur.

20 birincil diş (süt dişi veya dentes deciduii) genellikle bebek altı aylıkken çıkmaya başlar. Çocuk yaklaşık altı yaşına geldiğinde bunlar yerlerini kalıcı dişlere bırakmaya başlar. İlk çıkan daimi diş (dens permenante), altı yaş dişi olarak tabir edilen birinci büyük azı dişlerdir. Daimi birinci büyük azı dişlerinin üzerinde süt dişi olmadığı için, bu diş çıktığında 20 süt dişi de yerindedir. Bu diş ağızda çiğneme fonksiyonunun anatomik olarak merkezidir ancak çoğu zaman süt dişi sanıldığı için kolayca çektirilir. Akıl dişleri 18-20 yaşlarında çıkar.

Yedi yaş civarında daimi kesici dişler süt dişlerinin altından sürerler. Daimi dişlenme genellikle en son kanin (dens caninus/köpek dişi) çıkmasıyla 13 yaş civarında sona erer. (16-20 yaş civarında çıkan 20 yaş dişleri yeni nesilde tam bir devamlılık arzetmediğinden onlardan ayrıca söz edilecektir.) Diş sürme zamanları her ne kadar matematiksel bir cetvel gibi verilse de kişinin kemik yaşıyla ilgili genetik bir olaydır ve zamanlama kişiden kişiye farklılıklar gösterebilir. En isabetli tahmini yapıp gelişim bozuklarını tespit etmek için bir diş hekimi veya ortodontist tarafından kemik yaşı tesbiti yapılmalıdır.

20 yaşına gelmiş yetişkinlerin çoğunun 32 dişi vardır. Bazı kişilerde 20 yaş dişleri hiç çıkmayabilir veya oluşmayabilir. Dişler düzgün konuşmaya ve yüzü şekillendirmeye yarasalar bile asıl görevleri besinleri çiğnemektir. Kesiciler ve köpek dişleri lokmayı kesip parçalara ayırır, küçük ve büyük azı dişleri ise ezip öğütür.

Diş minesi vücutdaki en sert madde olsa da besinlerin artıklarının ağızda uzun süre kalması sonucu, ağızda mevcut olan bakterilerin besin artığının içindeki şekerleri fermente etmesiyle oluşan asit yüzünden aşınıp çürüyebilir.

Diş Yapısı

Diş, klinik olarak taç, boyun (kole, collum dentes) ve kök (radix dentes) kısımlarından oluşur. Taç kısım ağızda görünen ve mineyle kaplı bölümdür. Kole yani diş boynu diş etiyle sarılı mine-sement birleşimidir. Kök ise periodontal ligament tarafından kemiğe bağlandığı için çene kemiğinin içinde kalan kısımdır.

Mine, dentin,sement dişin sert tabakalarını oluştururken pulpa (diş özü) dişin yumuşak olan tek tabakasıdır. Mine dişin en dış tabakası olup şeffaflığını verir. Mine doğada elmastan sonraki en sert maddedir ve hidroksi apatitten oluşur. Sement ise diş minesi gibi kök yüzeyini örten ince tabakadır. Sement ve minenin altındaki tabaka dentin tabakasıdır. Dentin; pulpanın diş tabakalarında yoğun olarak bulunan ve diş pulpası (özünün) temel hücreleri kabul edilen (odontoblast)’ların uzantılarının yoğunlukta olduğu yarı sert bir tabakadır. Dişe sarı-koyu rengini verir. Diş yaşlandıkça, dentin miktarı artar mine miktarı azalır bu da dişlerin yaşlandıkça daha sarı görünmesine sebep olur.

Dişin iç kısmındaki boşlukta ise pulpa (diş özü) adı verilen damar ve sinirden zengin özelleşmiş bir bağ dokusu vardır. Pulpa; dişin özüdür ve dişin basınçları, termal etkileri algılamasını, kanlanmasını sağlayan kısmıdır. Pulpa temelde bir bağ dokusudur, içinde yaşla ters orantılı olarak azalan Odontoblast, Fibroblast, kılcal damarlar, sinirler ve yaşla doğru orantılı olarak artan bağ dokusu barındırır. Dişlerin ağrıya hassas olmasının en önemli nedeni pulpadaki sinirlerin vücuttaki en hızlı sinirler olmasıdır. Kapalı çürükler olarak tabir edilen diş çürüklerinde pulpada ödem oluşur, pulpa çevresinde ödemin akacağı veya şişlik oluturacağı kadar alan olmadığı için sinirler basınçtan aşırı etkilenir ve en kötü ağrı olarak tabir edilen diş ağrısını oluşurur. Diş ağrısının geceleri daha fazla hissedilmesinin sebebi vücudun biyolojik saati nedeniyle geceleyin dokulara kan akışının fazla olması ve bu nedenle de pulpadaki hiperemi ve ödemin artmasıdır.

Pulpadaki odontoblastlar dentin yapmakla görevlidir. Diş yaşlandıkça dentin miktarının artmasının sebebi odontoblastların hayat boyu süren dentin üretimidir.

  • Diş, çene kemiklerinin “alveol” kısımlarına “periodontal ligament” ile tutunur. Periodontal ligament, diş kökünü saran sementin alveol kemiğe tutunmasını sağlayan farklı yönde ve uzunlukta bir çok ligamentin ortak adıdır.

Periodontal ligament ve alveol kemik kaybı periodontitis olarak adlandırılır. Bu dişin mobilitesine (sallanmasına, dental mobilite) sebep olan genelde ağrısız bir hastalıktır. Diş eti (gingiva) çevresinde biriken gıda artıkları diş çevresindeki diş etinde önce gingivitis denen daha hafif bir enfeksiyona neden olur. Diş çevresi temizlenmedikçe olay ilerler ve diş etinin altında bulunan periodontal ligament ve hatta alveol kemiğe kadar ulaşır ve periodontitis meydana gelir. Periodontitis, genelde ağrısız olduğu için hasta tarafından önemsenmez ve bu nedenle çürüklerden daha tehlikeli bir diş kaybı nedenidir.

Periodontiumun temel olarak, ağızda bulunan mikroorganizmalara karşı bir bariyer oluşturur ve çiğneme (mastikasyon) esnasında dişe gelen basınçlara süspansiyon sağlayarak amortisör görevi görür. Periodontium, alveolar kemik, diş eti, sement ve periodontal ligamentten oluşur.

Dişler normalde çene kemiğine çakılı (ankiloz) vaziyette değildir. Nadiren ankiloze dişler ile karşılaşılabilir. Çene kemiği ile diş arasında bulunan aralığın yani periodontal aralık adı verilen boşluğun calsifiye olması (kalsifiye veya kireçlenme)nedeniyle diş alveolüne ankiloze olur.

Günümüzde dahi dişlerin nasıl veya neden sürdükleri tam olarak açıklanamamaktadır. İnsan vücudunda sadece dişler yumuşak dokuyu yararak çıkan sert organlardır. Bunun haricinde tüm kalsifiye organlarımız yani kemiklerimiz yumuşak dokularla sarılıdır. Diş minesi, elmastan sonra en sert yapıdır. İçinde GBLL adlı bir madde bulunur. Bu madde hem dişe hem de mine ye sertliğini verir. Bilimsel araştırmalara göre GBLL maddesinin dişe beyaz rengini verdiği açıklanmıştır. Ancak bu maddeyi yenilemek için günde en az 2 kere ve yaklaşık 3 dakika fırçalanmalıdır. Aksi takdirde GBLL kendi yenileyemez ve plaklanmaya başlar buna da diş plağı diyoruz.

Sponsorlu Bağlantılar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

RenkliNOT