Kategoriler
Soru / Cevap

Düşüncelerimi karşı tarafa söyleyip anlatamıyorum, ne yapmalıyım?

Sizden gelen soru:

* Sürekli olarak dusuncelerimi karşı tarafa soyleyemiyorum nedense hep içime atiyorum beni rahatsiz eden  biseyi bile soylemekten cekiniyorum daha dogrusu karsi tarafı kirmaktan cekiniyorum yada alacağım tepkiden cekiniyorum ama hep icime atmak dusuncelerimi anlatamamak beni  yipratiyor surekli stres ve sinir halinde oluyorum ne yapmaliyim? *

Sponsorlu Bağlantılar

Cevap:

İçinde bulunduğunuz durumu sosyal fobi olarak tanımlayabiliriz. Bu durumda şimdi kısaca sosyal fobinin ne demek olduğunu kısaca açıklayalım ve bu fobinizden kurtulmak için neler yapabileceğinizi anlatmaya çalışalım.

Sosyal fobi nedir?

Sosyal fobi veya sosyal anksiyete bozukluğu sosyal ortamlarda başkaları tarafından olumsuz değerlendirilmekten yoğun şekilde kaygı duyma ve korkulan durumlardan kaçınma eğilimi ile tanımlanabilecek bir anksiyete bozukluğudur.

Sosyal fobinin üstesinden gelmek ve içinde bulunduğunuz sıkıntıdan kurtulmak için bilişsel davranışçı terapisi görebilirsiniz.

düşünme düşünce dalgınlık

Bilişsel davranışçı terapi

Bilişsel Davranışçı Terapi, duyguları olumlu etkilemeye dayalı, düşünceleri modifiye etmeye odaklanan kısa süreli ve yapılandırılmış bir psikoterapi yöntemidir. Şimdiki zamana odaklanır. Danışanın, terapiste başvurduğu dönemdeki sorunlarından yola çıkar, ancak temelde, kişinin geçmişte bir olay ya da yaşanan bir süreç nedeniyle geliştirdiği mantıksız düşünce, uyum sağlamayan duygu ve davranışlarını değiştirmesini hedefler. Çünkü, kişinin bugünkü rahatsızlığı, bu düşünce, duygu ve davranışlarını sürdürmesinden kaynaklanmaktadır. Bu terapi danışana rahatsızlık veren bilişsel tahrifatlarının ve bu tahrifatları destekleyen davranışların tespit edilmesi ve bunların düzeltilmesini hedefler. Fakat, bu terapinin amacı danışanın tüm bilişsel tahrifatlarını değiştirmek değil, yalnızca sorun yaratanları düzeltmektir. Bu düşüncelerin gerçekçi bir şekilde yeniden değerlendirilip değiştirilmesi, duygularda ve davranışlarda düzelmelere yol açar. Daha kalıcı düzelmeler ise hastanın işlevsel olmayan temel inançlarının değiştirilmesine bağlıdır.

Bilişsel Davranışçı Terapinin özelliklerinin arasında bir çok değişik öğe vardır. Bilişsel Davranışçı Terapi, düşüncelerimizin duygularımızı ve davranışlarımızı yönettiğini varsayar. Buna göre, duygularımızı ve düşüncelerimizi dış etkenler (başka kişiler, olaylar vb) değiştirmez. Bu düşünce şekli, şartlar ne olursa olsun duygularımızı ve davranışlarımızı kontrol edebilmemizi kolaylaştırır. Bu terapi, diğer bazı terapilere göre daha kısa sürer (ortalama 16 seans gibi) ve danışan ile ve terapistin ortak çabalarına dayalıdır. Her ikisinin de rolleri vardır. Bilişsel Davranışçı Terapi’de danışanın ev ödevlerini yerine getirmesi çok önemlidir. Ev ödevi, önemli duygular ve onlara bağlı olan duygularla ilgili günlük tutuma, olumsuz veya gerçek dışı alışkanlıkları saf dışı bırakma üzerine odaklanır.

Günümüzde bu terapi tarzı, çok sayıda psikolojik sorunda başarı ile uygulanmaktadır. Korkular, panik atak, stres, ilişki problemleri, performans (örn: iş ya da sınav) kaygısı, takıntılı davranış ya da düşünceler, yeme bozuklukları, depresyon, yas, travma sonrası stres problemleri, cinsel sorunlar gibi problemler, Bilişsel Davranışçı Terapi’nin ilgi alanlarıdır. Zaman zaman bireylerle olduğu kadar gruplara da uygulanabilir.

Sponsorlu Bağlantılar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

RenkliNOT