Kategoriler
Soru / Cevap

Midede gastrit olmasının stresle bir ilgisi var mı?

Sizden gelen soru:

* Midede gastrit olmasının stresle bir ilgisi var mı? *

Cevap:

Midedeki gastrit ve mide ülserinin stres ile ilişkisi hakkında iki farklı doktor tarafında yapılan açıklama ve bilgileri sizinle paylaşacağız.

Gastrit – Mide Ülseri Stres İlişkisi

Normal midedeki asit bazı koşullarda, kendisine zarar verici hale gelmektedir. Bu zarar verici etki zamanla gastrit ve ülsere dönüşmektedir. Karnın üst bölgesinde şişkinlik, gerginlik, ağrı, ekşime, yanma, iştahsızlık ve bazen de bulantı-kusma şeklinde şikayetler ortaya çıkar. Tüm toplumda sık görülen bir rahatsızlıktır. Ülkemizdeki bu şikayetleri olan kişilerin oranının toplumun %8’i civarında olduğu tahmin edilmektedir. Mide asitinin artması veya mide koruyucu bariyeri olan musin maddesinin azalması en temel sebebidir.

Sponsorlu Bağlantılar

Gastrit midenin iltihaplanmasıdır ve yüzeyel bir problemdir. Ülser ise yara anlamına gelir daha derindir. Mideye endoskopi ile bakıldığında gastritte yara yoktur ve genel olarak midenin iç yüzeyinde hafif kızarıklık, solukluk veya ödem ismi verilen şişlik gözlenir.

Helicobakter pylori isimli bakteri ülkemizde birçok kişinin midesinde yaşamaktadır. Bunun tahminen %70 civarında olduğu düşünülmektedir. Bu bakteri gastrit ve ülser oluşumuna sebep olabilmektedir. Aspirin ve romatizma ilaçları olarak kullanılan ağrı kesiciler de, mideye zarar verir. Bu gibi ilaçlar mideyi iki şekilde etkiler. Birinci olarak doğrudan midenin içindeki temas yoluyla dokunduğu yerde yara oluşturur. İkinci etkisi ise sistemik etki yaparak mideye zarar vermesidir. Bu ilaçlar prostaglandin adı verilen ve midenin iç kısmını koruyan maddelerin üretilmesini azaltır. Bu da midede yara oluşmasına yol açar.

Geçirilmiş operasyonlar da gastrit veya ülser oluşumunda önemli rol oynar. Safra kesesi operasyonları, mide operasyonları, cerrahi veya endoskopik bazı girişimlerden sonra safra bağırsaktan mideye geçerek gastrit yapabilir. Bu duruma alkalen reflü gastrit ismi de verilir.

mide ekşimesi - reflü

Mide ve barsak hastalıklarının en büyük tetikleyici nedeni strestir. 

Yemeği hızlı ve acele yemek ya da yemek sırasında sürekli konuşma ihtiyacı duymak şişkinliği artırır. Çünkü bu sırada yemekle birlikte çok fazla miktarda hava da yutulmuş olur. Stresli kişiler yemeği hızlı yediği için hava yutma fazla olur. Yine bazı bireyler konuşmadan durduğu zaman boşluk hissettiği için yemek sırasında da sürekli olarak bir şeylerden bahsetmek ve konuşmak zorundadır. Bu durum da hava yutma, gaz ve şişkinliğe neden olur. Stres anlarında şiddetli iç çekmek gibi durumlar da hava yutmaya sebep olur. Bazı kadınlar için adet dönemi de bir stres kaynağı olabilmektedir.

Özellikle kaygı, belirsizlik, bir şeyi kontrol edememe, öfke duyguları gastrit ve ülser gibi rahatsızlıkları daha çok artırmaktadır. Bu gibi duyguların en önemli sebebi bireyin kişiliği ve çocukluk çağı anılarıdır. Çocukluk çağında çabuk sinirlenen modellerin olması veya ailenin çocuğa yaptığı kötü muameleler burada çok önemlidir. Bu kişilerin beyindeki amigdala ve hipokampus bölgesinin hayat olayları karşısında daha fazla aktivite gösterdiği tespit edilmiştir. Bunun sonucunda ise stres hormonu düzeyleri daha çabuk ve daha hızlı bir şekilde artmaktadır. Aşırı duygusal yük altında bulunma, yoğun aile sorumluluğu alma veya sevdiği kişiden ayrılma gibi durumlarda stres hormonu olan adrenalin ve kortizol üretilmesini tetiklenir. Özellikle titiz, mükemmeliyetçi, ayrıntıcı kişilik özelliği olanlarda öfkelenme ve bunun sonucunda gastrit daha sıktır.

İşyerindeki kişilere yapılan psikolojik tacizler, yoğun ve vardiyalı çalışmada mideyi etkileyebilir. Bunun yanında çalışma hayatının hareketsiz ve monoton olması sonucu ruhsal yapı bir süre sonra buna tepki vermeye başlar.

Bazı stresli kişilerde bunu yatıştırmak için sigara ve alkol kullanmaktadır. Hem sigara, hem alkol midenin koruyucu bariyerlerini bozmaktadır. Bu maddeler gaz, şişkinlik, gastrit ve ülser gelişiminde önemli rol oynarlar. Özellikle alkol yüksek miktarlarda ve sık alındığında mide yüzeyinde hasar, erozyon ve hatta kanamalar yapmaktadır.

Hastalar genellikle, sonbahar ve ilkbahar dönemlerinde ağrılarının daha fazla olmakta olduğundan yakınırlar. Çünkü bu aylarda hassas kişilerde duygusal dalgalanmalar ve stres oluşur. Burada önemli olan stresin süresi ve derinliğidir. Ani başlayan, tekrarlayan ve uzun süren streslerin etkisi daha fazladır. Stres midedeki vagus isimli sinir dokusunu harekete geçirerek asit yapar.

Dr.Timur HARZADIN

Gastrit ve Ülser Belirtileri

GASTRİT VE ÜLSERİN BELİRTİLERİ NEDİR?
Gerek gastrit ve gerek ülser hastalığının en önde gelen bulgusu mide ağrısı ise de öncelikle gastrit, mide ülseri ve onikiparmak bağırsağı ülserlerini birbirlerinden ayırarak bu soruya cevap vermek lazım. Gastrit tanısınıendoskopi ve biopside almış bir kişinin tek sıkıntısı belli belirsiz hazımsızlık şikayetleri ve hafif mide ağrısı olabilir.Aşırı alkol alımı, bir diş ağrısı nedeniyle gereğinden fazla aspirin gibi ilaçların kullanımı sonrasında hiç ülseri olmayan bir kişi hafif ya da ciddi mide ağrısı duyabilir. Bu ağrı tipik olarak önde, kaburgalarımızın birleştiği kısmın hemen altındadır ve şiddeti hafif bir kazıntıdan sırta bile vurabilen çok ciddi yanma hissine dek değişebilir. Böyle bir durumda hissedilen ağrı muhtemelen mide yüzeyinin tahrişi sonucu oluşmuş ani gastrit nedeniyledir. Asit miktarını azaltıcı yöntemlerle bu tip bir hasta rahatlayacaktır. Kimi zaman da bu ani gastrit kanama nedeni bile olabilmektedir. Özellikle stresle tetiklenen bu tip ani gastrit kanamaları hayatı bile tehdit edebilir. Zira bu durumda midenin birçok noktası adeta kan ağlamaktadır ve kanama tek bir ülser yarasından olmadığı için çok tehlikelidir.

GENÇ YAŞLARDA DAHA SIK RASTLANIYOR
Mide ülseri ise kronik-müzmin bir problemdir. Genç yaşlarda da olabilmekle beraber hasta genellikle 50-65 yaş arasındadır ve mide ağrısından şikayet etmektedir. Hastanın hikayesi ayrıntılı olarak alındığında probleminin eskilere dayalı olduğu anlaşılabilecektir. Mide ülserinde ağrı daha ziyade yemek yemekle ortaya çıkar. Ağrı yeri gene kaburgaların birleştiği noktanın altında, göbeğin 4-5 santim üzerindedir. Mide ülserli hastalarda bulantı ve kilo kaybı da olabilmektedir. Eski bir ülserin bazen de ilk bulgusu kanama olabilir. Onikiparmak bağırsağı ülserinde de en temel belirti müzmin ağrıdır. Hasta genellikle 40’lı yaşlardadır ve ağrıyı gene mide ülserindekine benzer yerde algılar ve ayrıntılı hikayesi alındığında şikayetlerin gene belli bir eskilikte olduğu anlaşılır.

BAHAR AYLARINDA DAHA DA ARTAN AĞRI 
Onikiparmak bağırsağı ülseri ağrısı mide ülserine göre daha tipik bir ağrıdır. 
Hastalar genellikle sonbahar ve ilkbahar dönemlerinde ağrılarının daha fazla olmakta olduğundan yakınırlar. Ayrıca gün içinde de ağrılarının adete bir ritim takip etmekte olduğunu tanımlarlar. Ağrı genellikle mide boşken, yani açken artmaktadır ve yemek yemek hastaları genellikle rahatlatmaktadır. Ağrının sürekli sırta vurmakta oluşu ve geceleri hastayı uyandırmaya başlaması onikiparmak bağırsağı ülserinin iyice derinleşmiş olduğuna işaret eden belirtilerdir. Belirtilmesi gereken önemli bir husus hastaların şikayetlerine bakarak mide mi yoksa onikiparmak bağırsağı ülseri mi olduğunun net olarak anlaşılamayacağıdır. Kesin tanı için endoskopi şarttır.

MiDE KANAMASI NASIL BAŞLAR?
* En klasik senaryo; ülseri olduğunu bilen bir kişinin ağrılı bir dönemi esnasında aniden ağrısının geçmesi ancak bunun ardından kendini kısmen kötü hissederek tuvalete gidip oturduğunda katran gibi dışkıladığını görmesidir. Mide ve onikiparmak bağırsağından olan kanamalar dışkı ile çıktıklarında simsiyah katran gibi görünür. Böyle bir hastada ilk etapta ağrının geçmesinin nedeni ise kanın asidi nötürleyici yani tamponlayıcı etkisindendir. Eğer çok hızlı bir kanama varsa kişinin dışkısı kırmızımsı da olabilmektedir. Bazen de hızlı kanamakta olan mide kanamalı bir kişi bunu kusabilir ve bu durumda adeta “kahve telvesi” gibi bir kapsamla karşılaşır. Bu rengin nedeni kanın midede kısmen sindirilmiş olmasındandır. Hızlı kanamakta olan ülserli hastalarda kan kaybının derecesine bağlı olarak; soğuk soğuk terleme, nabzın hızlanması, çarpıntı hissi ve bayılma da gözlenebilir. Tüm bu durumlar zaten hastanın acilen kliniğe yatırılmasını gerektiren durumlardır.

Prof. Dr. Mehmet Ali YERDEL

Sponsorlu Bağlantılar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

RenkliNOT