Kategoriler
Bilim Soru / Cevap

2000’li Yılların Buluşları Nelerdir?

Sizden gelen soru:

2000’li yılların buluşlarını da yükleyecek misiniz? *

Cevap:

2000’li yıllarda yapılan en önemli buluşları ve icatları aşağıda sizler için sıraladık. İnsanlığın hayatını değiştiren çok önemli buluşların yapıldığı 2000’li yıllara ait buluşlar aşağıdaki gibidir;

Sponsorlu Bağlantılar

2000’li Yıllarda Yapılan Buluşları

Time dergisi de 2009 yılında bilim alanında karşılaştığımız yenilikleri, buluşları ve gelişmeleri açıkladı. İşte bunlardan bazıları:

bilim, teknoloji

1. İnsan epigenomunun şifresi çözüldü: İnsan geninin şifresini çözme umudu, yaklaşık 10 yıl önce tüm insani kalıtsal etkileri anlamaya yönelik umutları körüklemişti. Ancak, hastalıklar ve genler arasındaki ilişkinin düşünülenden çok daha karmaşık olduğu görüldü. Genlerin davranışı çevresel faktörlerden etkilenebiliyor ve değişiklikler bir sonraki nesile geçebiliyor. Örneğin, gençliğinde sigara içen insanların çocuklarının erken ergenliğe girme riskini artıran belirli epigenetik değişiklikler taşıdığı belirtiliyor. Ekim ayında, Joseph Ecker’in önderliğindeki çalışma grubu, detaylı insan epigenom haritası üretmek için insan cildi ve kök hücreler üzerinde çalıştılar. Nature dergisinde yayınlan çalışmada, bunu hastalıklı hücrelerin epigenomlarıyla karşılaştırarak, bilimadamları epigenomdaki sorunların nasıl kanser ya da diğer hastalıklara yol açabildiğini anlamaya çalıştılar.
2.Renk körlüğünün şifası gen tedavisi: Eylül ayında Nature dergisinde yer alan çalışmada, gözbilimciler, kırmızı ve yeşil rengi ayırt edebilmeleri için renk körü iki farenin gözlerinin içine renk belirleyici proteinler enjekte ettiler. Sonuçlar çok şaşırtıcıydı. Bunun insanlarda da başarılı olabileceğini belirten araştırmacılar, bir gün renk körlüğünün tedavi edileceğini açıkladılar.

3.Bilimadamı robot: Evet ismi “Adam” olan bu robotun laboratuarda kendi başına deneyler yapıp bu deneylerin sonuçlarını değerlendirip sonuca gidebilen bir robot. Bu ilk robotun geliştirilmesini sağlayan ekibin başında Aberystwyth Üniversitesi’nden Profesör Ross King bulunuyor. O, eninde sonunda insanlarla robotların laboratuarda beraber çalışmalarını umduğunu belirtiyor. Aberystwyth Üniversitesi’nden ve Cambridge Üniversitesi’nden bilim insanları tarafından geliştirilen Adam, laboratuar çalışmalarındaki bilimsel sürecin her aşamasını insan müdahalesi olmadan gerçekleştirmesi için tasarlandığı ifade ediliyor. Adam’ın ilk deneysel çalışması da karmaşık yaşam sistemleri ile ilgili.

4. Karada ton balığı beslemek: Avustralya’da bir havuz dolusu ton balığı yumurtlamaya başladı ve 1 aydan daha uzun süre yumurtlamaya ara vermediler. Bilimadamları, göçebe ton balıklarının sayısının, 1950’den beri yüzde 90’dan daha fazla oranda düştüğüne inanıyorlar. Diğer Pasifik ton balıkları okyanus bölgelerinde yumurtluyorlar ve büyüyorlar. Ancak, kapalı havuzlarda balık beslemenin geleceğin ton balığı çiftlikleri şubelerine öncülük edeceği belirtildi.

5. Ayda su bulundu: NASA, Ay’da su oluğunu duyurdu. NASA’ da görevli bilim adamları, Ay’ın gölgede kalmış bölgelerinde önemli miktarda su ve diğer maddelerin bulunduğu dile getirdiler. 9 Ekim tarihinde Ay’ın yüzeyine bir roket fırlatan NASA,patlamanın havaya kaldırdığı toz bulutunda su molekülleri aranmıştı. İddia edildiği gibi Ay’da su bulunması halinde Ay’ın astronotlar için üs olarak kullanılması yolunu açabilecek.

Keşfi yapan araştırmacılar, Dünya’nın tek uydusu Ay’da iki ayrı tür su bulunduğunu belirterek, bunlardan birinin Ay yüzeyine çarpan buzdan meydana gelmiş göktaşları gibi bir dış kaynaktan geldiğini, diğerinin de tamamen Ay kaynaklı olduğunu düşünüyorlar.

6.Işınlama: Gerçekliğimiz Star Trek’e yaklaşıyor. Maryland Üniversitesi Joint Quantum Enstitüsü’nden bilimadamları, veriyi bir atomdan yaklaşık bir metre uzaklıktaki kabın içindeki diğer atoma başarılı bir şekilde ışınladılar. Halen atomdan atoma ışınlanma süper güvenli ve ultra hızlı bilgisayarlar yapmak için büyük bir etkiye sahip.

7.Büyük Hadron Çarpıştırıcısı: 2008 yılında devreye girip yüksek enerjili parçacık fiziği deneyleri yapılmasına imkân verecek bir projenin CERN’deki Avrupa Nükleer Araştırma Organizasyonu tarafından planlaması 25 yıl sürdü ve deneyin inşaası 10 milyar dolara mal oldu. Proje, Fransa-İsviçre sınırında, Cenevre yakınlarında, yerin 100 metre altında 27 kilometrelik dairevi bir tünel olarak inşa edildi. Çarpıştırıcı ileride kapasitesinin en üst düzeyine çıkarıldığında, parçacıkların tünellerde hızlandırılarak enerjilerinin 7 TeV’e çıkarılması ve karşılıklı olarak 14 TeV gücünde çarpıştırılması imkanı sağlayacak. Çarpışan parçacıkların dağılmasıyla çıkan atom altı parçacıklar incelenerek, maddenin yapısının anlaşılmasına çalışılıyor.

8. Yeni bir gezegen bulundu: Aralık ayında, uluslar arası gökbilimciler grubu, GJ 758 b olarak bilinen nesnenin, büyük bir gezegen ya da kahverengi cüce olarak da bilinen “başarısız olmuş bir yıldız” olabileceğini açıkladılar. Güneş benzeri yıldız GJ 758’in soluk eşinin Jüpiter’den 10 ila 40 kat daha büyük kütleye sahip olduğu tahmin ediliyor, Dünya’dan yalnızca 482 trilyon kilometrelik (5,1 ışıkyılı) mesafesiyle Samanyolu içerisinde yakın bir komşumuz olduğu görülüyor.

Son 10 Yılın İcatları

1. Wi-Fi: İnternetle 90’lı yılların sonunda ilk defa tanışanlar dial-up modemleri iyi hatırlayacaklardır. Hele o bağlantı kurulurken çıkan sesi hangimiz unutabiliriz? O zamanlar internete girmek için telefon hattınızın daima açık ve bilgisayarınızın da modeme bir kablo aracılığıyla bağlı olması gerekiyordu. Bugün ise Wi-Fi teknolojisi sayesinde artık evlerimizde, ofislerimizde, restoranlarda, kafelerde, şehirlerarası otobüslerde,alışverişmerkezlerinde, vapurlarda ve hatta uçaklarda internete kablosuz bağlanabiliyoruz. İstanbul Beyoğlu Belediyesi gibi bazı kuruluşlar vatandaşlara ücretsiz Wi-Fi internet imkânı bile sunuyor.

İnternet teknolojilerinin sembol filmi Matrix eğer bugün çekilseydi kahramanımız Neo ensesinden giren bir kabloya ihtiyaç duymadan Matrix’e bağlanabilecekti. Wi-Fi teknolojisi sayesinde Neo büyük bir eziyetten kurtulmuş olacaktı.

2. Web tarayıcıları: İnternet bir sayısal bilgi okyanusudur. Bu okyanusta her şey çeşitli protokoller, sayısal standartlar ve programlama dilleri ile şifrelenmiştir. Web tarayıcıları ise bu şifreleri açan bir anahtar gibidir. Bu anahtar sayesinde karmakarışık program kodları gözümüzün algılayabileceği grafiklere, tasarımlara ve yazılara dönüşüyor. Eğer web tarayıcıları olmasaydı internetteki içeriğe erişebilmek için birçok programlama diline hakim olmamız gerekecekti. Oysa şimdi internette dolaşmak neredeyse bir çocuk oyuncağı ve çoğumuz için günlük hayatımızın ayrılmaz bir parçası. Alışkanlıklarımızdan dolayı fark etmiyoruz ama web tarayıcılarının internet deneyimimizde oynadığı rol çok büyük.

3. Web arama motorları: Arama motorları internetin uçsuz bucaksız dünyasında istediğimiz bilgiyi arayıp bulmamıza yardımcı olurlar. Arama motorları sayesinde internette yolumuzu bulabiliriz. 90’lı yılların sonuna kadar birçok arama motoru vardı ama Google’ın gelmesiyle işler tamamıyla değişti. Diğerlerinden çok farklı ve etkili algoritmalar kullanan Google sayesinde internetteki bilgiler daha düzenli bir şekilde indekslenebildi. Böylelikle Google hem son kullanıcı için sınırsız fırsatlar sundu hem de yepyeni ekonomik modeller oluşturdu. Arama sonuçlarında üst sıralarda yer alabilmek için Arama Motoru Optimizasyonu (SEO) teknikleri kullanılmaya başlandı. Hakkında bilgi toplamak istediğimiz bir kişiyi, kurumu veya ürünün adını arama motorunda yazıp bir ön araştırma yapmak sıradan aktivite haline geldi. “Google’lamak” günlük hayatta sıkça kullandığımız bir deyim halini aldı.

4. VoIP: 80’li yıllarda Türkiye’de bir ev telefonu bağlatmak için aylarca sıra beklemek oldukça sıradan bir durumdu. Üstelik sağlam bir ‘torpil’e ihtiyacınız vardı. 90’lı yıllarda ise imkânlar arttı ve artık telefon bağlatmak yavaş yavaş lüks olmaktan çıkıp bir ihtiyaç halini aldı. Cep telefonlarının da çıktığı 90’lı yılların son döneminde en büyük derdimiz yüksek telefon faturalarıyla başa çıkmaya çalışmaktı.

2000’li yılların ortalarında yaygınlaşmaya başlayan VoIP teknolojisi ise tam bir iletişim devrimi oldu. VoIP ile internet üzerinden telefon görüşmeleri yapmak mümkün hale geldi. Bu teknolojiye Skype firması öncülük yaptı. Artık Skype ve benzeri programlar yardımıyla hiç fatura ödemeden saatlerce kıtalararası konuşabiliyor, hatta video konferans yapabiliyoruz. Telefon açmak için komşumuza gittiğimiz günleri hatırlayınca VoIP teknolojisi kulağa gerçek bir mucize gibi geliyor.

5. Web 2.0: Web 2.0, 2004 yılından itibaren yaygınlaşmaya başlayan ikinci nesil internet hizmetlerinin adı. Ajax, RSS, XML, XHTML gibi farklı teknolojiler ve gelişmiş sunucular sayesinde internet kullanıcıları kendi içeriklerini oluşturma imkânı sağladılar. Bu teknolojik gelişme YouTube, Facebook, Ekşisözlük, Flickr, Twitter ve bloglar gibi internet kullanıcılarının oluşturduğu sayısız paylaşım ortamlarını mümkün kıldı. Web 2.0 sayesinde gerçek zamanlı bilgi akışı sağlamak ve yepyeni sosyal ağlar kurmak mümkün hale geldi.

6. Sosyal medya: Sosyal medya sayesinde artık her kullanıcı aynı zamanda bir içerik üreticisi haline geldi. Yepyeni insanlarla tanışma ve fikir alışverişinde bulunma fırsatı ortaya çıktı. Sosyal medya sayesinde eşzamanlı bilgi paylaşmak mümkün oldu. Haber alma ve haber verme alışkanlıklarımız değişti.

Sosyal medya denince akla ilk gelenler bloglar, sosyal ağlar (Facebook, MySpace, LinkedIn), içerik paylaşım toplulukları (YouTube, Flickr, del.icio.us), wikipedia, Podcast’ler ve forumlardır. Sosyal medya bugün öylesine önemli hale geldi ki artık şirketler de bu kanalları yoğun bir şekilde kullanmaya ve yazılan müşteri eleştirilerini değerlendirmeye başladılar. Twitter’da 35 bin, Facebook’ta 722 bin takipçisi olan Amerikalı giyim mağazası GAP’ın, gelen müşteri yorumlarını dikkate alıp logosunu değiştirmekten vazgeçmesi buna iyi bir örnektir.

7. e-bankacılık ve e-ticaret: e-ban-kacılık sayesinde bankada yapabildiğimiz her şeyi internet üzerinden gerçekleştirebilir hale geldik. e-bankacılığın sağladığı sanal POS gibi olanaklar bize hem çok zaman kazandırdı hem de e-ticaret yapma olanaklarını artırdı. 2005 yılında Türkiye e-ticaret hacmi 1,4 milyar dolar civarındaydı, 2009’da bu rakam 10 milyar doları aştı. Gelişen e-ticaret imkânları alışveriş alışkanlıklarımızı da değiştirdi. Bundan 10 yıl önce, internetten sabah koşusu için spor ayakkabı, öğle yemeği için pizza, akşamki maç için LCD televizyon alabileceğimizi kaçımız hayal edebilirdik?

8. Akıllı telefonlar: Birbilgisayardonanımına benzer özellikler taşıyan Palm,Blackberryve Nokia N97 gibi modeller 2000’li yılların ortalarında iş dünyasında giderek yaygınlaştı. iPhone’la birlikte ise akıllı telefon kavramı bambaşka bir anlam kazandı. Artık akıllı telefon deyince hem internette gezebileceğimiz, hem GPS’te yol tarifi alabileceğimiz, hem ofis uygulamalarını açabileceğimiz, hem sinemaya bilet alabileceğimiz, hem oyun oynayabileceğimiz, hem fotoğraf çekebileceğimiz hem de aklımıza gelen veya gelmeyen birçok uygulamayı kullanabileceğimiz bir platform aklımıza geliyor. Tüm bunların üstüne telefonla konuşmak da cabası. Akıllı telefonlar sayesinde hem tüm iletişim ihtiyaçlarımızı fazlasıyla gideriyor hem de artık bilgisayarlara ihtiyaç duymadan birçok işlemimizi rahatlıkla yapabiliyoruz.

9. Mobil internet: Akıllı telefonların geniş kitlelerce kullanılabilmesinin en büyük etkenlerinden biri de mobil internetin giderek ucuzlaması ve daha az ücretlere daha çok veri hattı kullanabilmemiz oldu. Eğer Edge ve 3G teknolojileri bu kadar gelişmeseydi bilgisayarda yapmayı hayal bile edemeyeceğimiz işlemleri akıllı telefonlarımızda kullanmaya ekonomik gücümüz yetmezdi. 7 gün 24 saat internete bağlı olduğumuz bu yeni mobil dünyada, çevirmeli ağ ile internete ağır ağır bağlanan 56K modemlerin sesi artık tam bir geçmiş zaman nostaljisi oldu.

10. Tablet bilgisayarlar: İlk önce tablet PC’leri duyduk; dijital kalem yardımıyla çevrilebilir ekranına yazı yazabileceğimiz bu laptop benzeri bilgisayarlar hepimizin ilgisini çekti. Acaba artık laptopların sonu mu geldi diye düşünürken Apple’ın bu yıl içerisinde duyurduğu iPad oyunun kurallarını tümüyle değiştirdi. iPad ve benzeri tablet bilgisayarlar henüz ülkemizde çok yaygınlaşmadı ama genel eğilim yüksek artış eğiliminde.

Sponsorlu Bağlantılar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

RenkliNOT