Kategoriler
Soru / Cevap

Canlıların ortak özellikleri nelerdir?

Sizden gelen soru:

Canlıların ortak özellikleri? *

Cevap:

Canlıların ortak özellikleri

Bütün canlılarda görülen aynı özelliklere canlıların ortak özellikleri denir. Şimdi canlıların bu ortak özelliklerini tek tek sıralayalım ve ardında bu ortak özellikleri tek tek açıklayalım.

Sponsorlu Bağlantılar

İlk önce canlıların ortak özellikleri nelerdir kısaca açıklayalım;

  • Hücresel yapı.
  • Beslenme.
  • Solunum.
  • Çoğalma
  • Hareket.
  • Metabolizma.
  • Büyüme.
  • Çevresel uyarılara tepki.
  • Sindirim.
  • Boşaltım.
  • Homeostazi (iç denge)

Bütün canlılarda bu özelliklerin hepsi görülmektedir.

1.Hücresel yapı

Hücre ya da göze, bir canlının yapısal ve işlevsel özellikler gösterebilen en küçük birimidir. Hücre, (İng. Cell); Latince küçük odacık anlamına gelen “cellula” kelimesinden Robert Hooke tarafından türetilmiştir.

Atomların molekülleri, moleküllerin makromolekülleri, makromoleküllerin makromoleküler kompleksleri oluşturmasıyla, dokuların en küçük yapı taşları olan ve yaşamın tüm özelliklerini sergileyen hücreler oluşmaktadır. Genel olarak tüm hücreler temelde aynı yapıya sahiptirler. Fakat bulundukları dokuya ve dolayısıyla fonksiyonlara bağlı olarak bazı özelleşmeler gösterirler. Bitkisel ve hayvansal her organizma, bu temel yapı taşlarından oluşur.

Hücreler, çoğunlukla bir zar içerisindeki sitoplazma ve çekirdekden meydana gelir ve ancak mikroskop yardımı ile görülebilirler.

2. Beslenme

Beslenme, canlılığın gereklerini yerine getirmek için gerekli olan maddeleri, canlı dışı ortamdan edinme faaliyetine verilen isimdir.

Canlılar beslenme şekillerine göre 2’ye ayrılırlar. Bunlar :

  • Ototrof canlılar (kendibeslek)
  • Heterotrof canlılar (ardıbeslek, ışbeslek)

Bu ayrımda temel kriter, canlının yaşamını sürdürmek, diğer deyişle metabolizma faaliyetlerini sürdürebilmek için gereken enerjinin kaynağıdır. Ototrof canlılar bu enerjiyi doğal çevreden alırlar, heterotrof canlılar ise, başka canlıların biyokütlelerinde depolanmış enerjiyi kullanırlar.

Metabolizma için gereken enerji, organizma açısından besindir. Dolayısıyla ototrof organizmalara, kendi besinini üretebilen organizmalar demek de olanaklıdır. Keza, heterotrof organizmalar da başka canlıları “yiyerek” beslenen organizmalardır.

Canlıların beslenme biçimleri yönünden ototrof ve heterotrof olarak ayrımı, bu canlıların kullandıkları karbonun kaynağı açısından da net bir ayrımdır. Ototrof organizmalar, metabolizma için gereken karbonu atmosferdeki karbondioksitden alırlar. Heterotrof organizmalar ise gerekli karbonu, diğer canlıların biyokütlelerinden sağlarlar. Dolayısıyla ekosistemde yer alan canlılar, ekosistemdeki karbon çevrimi içinde farklı rollere sahiptirler.

3. Solunum

Canlıların büyümesi, iş yapabilmesi, üremesi, bütün hayatsal Fonksiyonlarını gerçekleştirebilmesi için enerjiye ihtiyaç vardır.

Canlıların kullandığı enerjinin temeli Güneş tir.

Güneş enerjisinin tüketici canlılar (heteratrof) tarafından kullanılabilmesi için fotosentezle bitkiler tarafından kimyasal bağ enerjisine (besinlere) dönüştürülebilmesi gerekir.

Fotosentez organik besinlerin kimyasal bağlarında depolanan bu enerji hücre solunumu ile serbest hale geçer ve hücrede kullanılır. Hücrede Oksijenli ve Oksijensiz olmak üzere iki çeşit solunum gerçekleşir.

Oksijenli Solunum ; Hücrede oksijen kullanarak besinlerdeki kimyasal bağ enerjisinin açığa çıkarılabilmesidir. Örnek ; Hayvan , bitkiler
Oksijensiz Solunum ; Hücrede oksijen kullanmadan besinlerdeki kimyasal bağ enerjisinin açığa çıkarılması olayıdır. Örnek ; Bazı bakteriler

4. Üreme

Üremeçoğalma olarak da bilinir, bir canlının neslini devam ettirmesi olayı. Büyüme ve gelişmesini tamamlayan her canlı çoğalma yeteğine sahip olur. Çoğalma yeteneğine sahip canlılar kendilerine benzer bireyler oluştururlar ve bu sayede nesillerini devam ettirmiş olurlar.

Biyolojinin temel ilkelerinden biri “tüm canlılar kendinden önce bulunan canlılardan meydana gelir” sözüdür. Gerçekten de yaşamın temel yapısı bireylerin çoğalmasıyla gelecek döllerin oluşturulması ve genetik bilginin aktarılmasından geçer. Üremenin birimi ve taşıyıcısı hücre, türlereözgünlüğün aktarılmasını sağlayan ise kalıtım materyalidir. özellikle arılarda partenogenez diye adlandırılan üreme biçimi iki tip arı tarafından gerçekleştirilir. Kraliçe arı (2n) ve erkek arı (n) bölünmeye uğrayarak yumurta ve spermlerini birleştirir. Bunlardan birkaç yumurta erkek arıyı, birkaç yumurta kraliçe arıyı (bunlar arı sütü ile beslenir.), diğerler yumurtalar ise işçi arıları (kısır_bunlarda arı ekmeği ile beslenir.) meydana getirir.

Eskiden, insanlar canlı varlıkların cansız maddelerden oluştuğuna inanırlardı, örneğin, sineklerin çamurdan ya da etten, kurbağaların çamurdanoluştuğu gibi.

Mikroskobun bulunuşu ve mikroorganizmaların saptanması sonucu bunların kökeni ile ilgili görüşlerden biri; abiyogenez (kendiliğinden oluş, Spontan Generasyon); diğeri ise biyogenez (kendinden önceki bir canlıdan oluş) dur. Sonraları bir fizikçi olan Francesco Redi’nin ünlü kavanoz çalışması, açık kaptaki ette sinek kurtçuklarının oluşumu ve eti steril ettikten sonra kapalı ortamda ette hiçbir canlının kendiliğinden oluşmadığının gözlemlenmesiyle, burada gerçekleşenin abiyogenez olmadığı ortaya çıktı.

Bir hücreli canlılarda çoğalma, vejetatif bölünmeyle birleşmiş ve bu sebeble normal vejetatif bölünme aynı zamanda yeni döller meydana getirilmesini de sağlamaktadır. Çok hücrelilerde ise; çoğalma, germinatif hücreler denen özelleşmiş dokuya indirgenmiştir. Somatik /vejetatif hücreler canlıda yapının oluşmasını, gelişmesini sağlayan ve bireyle birlikte ölen hücrelerdir.

Canlılarda eşeyli ve eşeysiz çoğalma olmak üzere iki çeşit çoğalma vardır.

5. Hareket

Canlılar yaşadıkları ortama göre çeşitli hareket yeteneklerine sahiptir.

Örnek : Tek hücrelilerde Paremesyum = Siller ile (Titrek Tüy) , Öglena = Kamçı ile , Amip = Yalancı ayak (Sitoplazma uzantısı) ile çok hücrelilerde bacak, kanat, yüzgeç gibi yapılarla hareket sağlanır. Bitkilerde ise yönelme hareketi vardır. Işığa Yönelme gibi..

6.Metabolizma

Metabolizmayapım yıkım (ya da özümleme) canlıda yaşamın sürdürülmesi sırasında gerçekleşen tüm kimyasal tepkimelerdir.

Her organizma, büyüme, gelişme, ısı, hareket, üreme gibi yaşamsal etkinlikleri sürdürebilmek için dış çevreden bazı maddeler ve enerji almak zorundadır. Bu maddeler ve enerji, yaşamsal etkinliklerin sürdürülebilmesi için gereken organik moleküllerin sentezlenmesinde kullanılacaktır. Dış çevreden alınan organik ya da inorganik moleküller, ya önce parçalanarak, yıkıma uğratılarak ya da yıkıma gerek kalmadan gerekli moleküllerin sentezlenmesinde kullanılır.

Daha karmaşık yapıdaki molleküllerden oluşan maddelerin organizmada, daha basit yapılı moleküllere yıkımı süreçlerine metabolizmanın katabolizma süreçleri denilir. Daha basit yapıdaki molleküllerin, daha karmaşık yapıdaki molleküllerin sentezinde kullanılması ise anabolizma tepkimeleridir. Organizmada bir reaksiyonun başlangıç maddesinden ürüne dönüşmesi süresince meydana gelen kimyasal değişikliklere ara metabolizma, bu değişiklikler sırasında meydana gelen ara ürünlere metabolitler adı verilir.

Başlıca metabolizma reaksiyonları:

  • Hidroliz reaksiyonları
  • Kondensasyon reaksiyonları
  • Oksidoredüksiyon (redoks) reaksiyonları
  • Fosforilasyon reaksiyonları
  • Transaminasyon reaksiyonları
  • Transaçilasyon reaksiyonları
  • Transmetilasyon reaksiyonları
  • Transpeptidasyon reaksiyonları
  • Karboksilasyon/dekarboksilasyon reaksiyonları

7.Büyüme

Canlıların yapısını oluşturan hücrelerin sayıca ve hacim olarak artmasına büyüme denir.

Büyüme olayı besinlerle ve solunum ile gerçekleşir. Dışardan alınan besinlerin hücrede kullanılması ve enerji oluşturulmasını içeren olayların tümüne Metabolizma denir.

Metabolizma : Anabolizma (Yapım olayları) ve Katabolizma (Yıkım olayları) olarak 2 ye ayrılır.
Anabolik ve katabolik olaylar hücrenin hayatı boyunca devam eder.
Anabolik olaylar > Katabolik olaylar –> Canlı büyür.
Anabolik olaylar = Katabolik olaylar –> Büyüme durur.(Yetişkinlik)
Anabolik olaylar < Katabolik olaylar –> Yaşlanma

Hayvanlarda büyümenin üst sınırı vardır. Bitkilerde ise gövde ve kök uçlarında bulunan sürekli bölünebilen doku nedeniyle büyüme sınırsızdır.

8.Çevresel uyarılara tepki

Canlılar iç ve dış ortamlardan gelen fiziksel ve kimyasal uyarılara tepki gösterirler. Bu duyarlılıkları sayesinde çevrelerinde meydana gelen bu tepkimelere karşı kendilerini koruyabilirler.  

 Örnek : Bitkilerin suya yönelirken kireç vb. maddelerden uzaklaşması, göz bebeklerinin az ışıkta genişlemesi, fazla ışıkta daralması
Çevresel uyarılara tepki sinir sistemi ve duyu organlarının birlikte çalışmasıyla gerçekleşir.

9. Sindirim sistemi

İnsan sindirim sistemi mekanik (fiziksel) ve kimyasal sindirim olarak ikiye ayrılır. Mekanik (fiziksel) sindirim molekülleri kücük moleküllere ayırmaktır. Kimyasal sindirim ise besinleri en küçük yapı taşına kadar ayırmaktır. Sindirim sistemi, sindirim borusu (sindirim kanalı) ile sindirim bezlerini içeren, çok hücreli hayvanlarda yiyeceğin vücuda alınımı, sindirilmesi, gerekli besin ve enerjinin absorbe edilmesi ve atık maddelerin vücuttan atılması ile ilgilenen organ sistemidir.

Sindirim sistemi ve sindirim borusu hayvandan hayvana belirli oranda değişiklik gösterir. Örneğin bazı hayvanlar çok odalı midelere sahiptirler.

10. Boşaltım

Boşaltım. Canlıların yedikleri besinleri ürik asit veya posa olarak atmasıdır. Aslında proteinler parçalanınca amonyağa dönüşür ama sonradan zararsız olan üre ve ürik asit haline dönüştürülür.

Boşaltım sistemi vücutta homeostazın sağlanmasında çok önemli bir yere sahiptir.

Böbrekler, üreterler ve idrar torbasından oluşan boşaltım sistemi, metabolizma sırasında ortaya çıkan atık maddelerin atılımından sorumludur. Vücut fonksiyonlarının devamı için hücrelerden atık maddelerin atılması gerekir. Katı ve sıvı atıklar, kan içinde erimiş olarak taşınırlar ve böbreğe ulaştırılarak filtre edilirler (süzülürler). Bu atıklar üreterler yoluyla idrar torbasına geçerek, belli aralıklarla idrar kesesinde idrar olarak depolanıp, periyodik olarak vücuttan atılırlar.

Böbreklere böbrek atardamarı yoluyla gelen kan nefronlarda süzülür. Kandaki yararlı maddeler süzülme sırasında emilir ve tekrar kana geçer. Süzülerek temizlene kan böbrek atardamarı ile böbreklerden çıkar.Kalan tuzun ve suyun fazlası ile üre idrarı oluşturur. Böbrekler metabolizma sırasında ortaya çıkar. Atık maddelerin atılımından sorumludur.

11. Homeostaz

Homeostaz(Homeostasi), hücre dışı gerçekleşen olaylar karşısında hücrenin kendi metabolizmasını koruma eğilimi diyebiliriz. Hücre bu olay sırasında ATP harcar ve enerji sentezler. Yaşamın devamı için düzenleyici sistemler yardımıyla organizmanın iç ortamının sabit tutulmasıdır.

Sponsorlu Bağlantılar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

RenkliNOT