Kategoriler
Atatürk Soru / Cevap

Atatürk Hangi Hastalıktan Öldü?

Sizden gelen soru:

Atatürk hangi hastalıktan öldü?

Cevap:

Atatürk’ü öldüren hastalık

Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün ölümüne neden olan hastalık konusunda ortak görüş siroz hastalığıdır. Atatürk’ü ölüme götüren hastalığın karaciğer rahatsızlığı olduğu bilinmektedir.Ancak buna rağmen bir çok iddia da bulunmaktadır.Günümüze bile Atatürk’ün hastalığı konusunda tartışmalar devam etmektedir. Ancak Atatürk’ün ölümüne neden olan hastalık siroz hastalığı olarak bilinmektedir.

Sponsorlu Bağlantılar

Atatürk, ölüm, 10 kasım

Siroz teşhisi konulması

Bu kaşıntıların Çankaya Köşkü’ndeki karıncalardan meydana geldiği öne sürüldü ve köşk ilaçlamaya alındı. Atatürk de özel bir kür tedavisi için YalovaTermal’e gönderildi. Termal Otel’de, 22 Ocak 1938 günü Atatürk’ü muayene eden Dr. Nihat Reşat Belger, karaciğer rahatsızlığından kuşkulandı ve Atatürk’e siroz teşhisi koydu. Doktor Belger, Atatürk’e mutlak surette perhiz yapmasını tavsiye etti. Atatürk, Termal Otel’deki tedavisine bir süre daha devam etti, ancak doktorların bütün itirazlarına rağmen 1 Şubat 1938’de tedaviyi yarıda bırakarak Bursa’ya hareket etti..

Fransa’dan doktor getirtilmesi

Atatürk’ün sağlık durumunun ciddiyet göstermesi hükümeti de telaşlandırdı. Başbakan Celâl Bayar,Avrupa’dan iki hekim getirilmesini önerse de Atatürk o günlerdeki Hatay Sorunu yüzünden hastalığının dışarıda duyulmasının iyi olmayacağını düşündüğünü belirtti ve bunu reddetti. Türk doktorların kapsamlı bir muayene yapmasını kabul etti. Nihayet 6 Mart 1938 günü beş doktor Çankaya Köşkü’nde Atatürk’e bir konsültasyon yaptılar ve siroz hastalığı teşhisini yenilediler. Atatürk’ün kesinlikle alkolü kesmesi gerektiğini ve yoğun çalışma temposunu biraz düşürmesini istediler. Atatürk bu önerilere olumlu yanıt verdi. Bu muayeneden bir süre sonra Başbakan Celâl Bayar’ın tavsiyesi üzerine Paris Tıp Fakültesi’nden Prof. Dr.Noel Fissenger Ankara’ya davet edildi. Fransız doktor Atatürk’ü muayene etti ve diğer doktorların teşhis ve tavsiyeleriyle örtüşen bir tanı-tedavi ortaya koydu.. Fransız doktorun sözleri ve tavsiyeleri ve tavırları Atatürk’ü oldukça memnun eder cinstendi. İlk teşhisten sonra Fissinger Atatürk’e “Efendim, büyük savaşlar kazanmış olabilirsiniz ancak bu olayda vaka sizsiniz ve bende sizin komutanınızım, lütfen bu hususu unutmayınız” telkininde bulunmuş ve Atatürk de gerçekten doktorun tavsiyelerini ciddi şekilde uygulamıştır.

Atatürk’ün yakalandığı hastalıklar

Kaburga kırığı
12 Ağustos 1921’de Polatlı’da cephede attan düştü. Üç kaburga kemiği kırıldı fakat tam iyileşmeden 17 Ağustos’ta cepheye döndü.

Karaciğer hastalığı
22 Ocak 1938’de siroz teşhisi kondu. Ve hastalık ilerledikçe kaşıntı, burun kanaması, bilinç kaybı, geçici hafıza kaybı yaşadı.

Sıtma
1896’da girdiği Manastır Askeri İdadisi’nde etkisini hayat boyu taşıyacağı sıtmaya yakalandı. Çanakkale Savaşı’nda, Samsun’a çıkarken ve Sivas Kongresi sırasında nöbet geçirdi. 20 Eylül 1919’da Sivas’ta görüştüğü Amerikan Heyeti Başkanı General Harbord anılarında “Elinde durmadan tespih çekerdi, sonradan öğrendim ki bunun sebebi yakın zamanda sıtma nöbeti geçirmesi ve yüksek ateşli olmasıymış” diye yazmıştı.

Zatürree
22 Kasım 1936’da ve 7 Şubat 1938’de iki defa zatürree teşhisi kondu. O dönemde özellikle penisilin gibi antibiyotiklerin bulunmadığı düşünülürse bir yandan karaciğer hastalığı ile uğraşırken zatürreeyi yenmesi önemliydi.

Gözde hasar
16 Ocak 1912’de, Libya Derne’de toz bulutu içinde kaldı ve gözüne kireç parçası girdi. Hastaneye yattı fakat tamamen iyileşmeden cepheye döndü. Savaş şartlarından ötürü Mart’ta rahatsızlık tekrarladı. Kasım’da Viyana’da muayene olup başarılı bir müdahale geçirmesine rağmen sol gözünde şaşılık kaldı.

Kulak egzaması
Gençliğinden itibaren kulak egzaması vardı. Kulak ağrısıHaziran 1926’da Bursa’da nüksetti. Bu sebeple zaman zaman kulağında iltihaplanma oluyordu.

Difteri
Kardeşleri Ahmet ve Ömer gibi küçük yaşta difteri-kuş palazı geçirdi. Kardeşlerinin aksine hastalığı atlattı.

Kalp rahatsızlığı
Kasım 1923’te savaş sonrasında ve Mayıs 1927’de Nutuk’u hazırlarken çok çalıştığı günlerde kalp krizi geçirdi. Ankara’ya davet edilen iki Alman doktor kahve ve sigaradan uzak durmasını tavsiye etti.

Böbrek rahatsızlığı
20’li yaşlarının başında hayatının sonuna kadar devam edecek ağrılı, sık idrara çıkmaya yol açan, ateş yapan, bazen titreme ve terlemeye neden olan pyelonefrit’e yakalandı. Sürekli böbrek sancılarından ötürü Haziran 1918’de Viyana Cottage Sanatoryumu’nda, ardından Karlsbad’da kaplıca tedavisi görse de, tamamen atlatamadı.

Kaynak: Dr. Eren Akçiçek, “Atatürk’ün Sağlığı Hastalıkları ve Ölümü” (Güven Kitabevi, 2005) newsweek.

Sponsorlu Bağlantılar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

RenkliNOT