Kategoriler
Soru / Cevap

Leyl Nedir? Leyl Anlamı

Leyl Ne Demektir?

Leyl kelimesi arapça kökenli bir kelimedir. Anlam olarak gece yarısı yada sadece gece gibi anlamlara gelir. Bu konuda daha fazla ayrıntıyı yazımızın devamında bulabilirsiniz. Leyl kelimesi özellikle bazı kandil gecelerinin isimlerinde  geçtiği için biraz olsun kulak aşinalığımız vardır. Aynı isimle başlayan bir sûrenin olmasıda ayrı bir konudur. ( Kadir gecesini anlatan sûre )

Sponsorlu Bağlantılar

Leyl suresinin ilk ayetinde leyl kelimesi geçmektedir.

Leyl Suresinin İlk Ayeti

Vel leyli izâ yagşâ.

Anlamı

Örteceği zaman geceye andolsun.

gece, akşam, karanlık

Leyl kelimesi Arap dilinde şu anlama gelmektedir: “Gündüzün hemen ardı. Başlangıcı güneşin batmasıdır.” (İbn Manzur, Lisanu’l-Arab, l-y-l mad., c: 11, s: 607) Türkçe’deki gece kelimesi de aynı anlamdadır. Ancak gece deyince daha çok karanlığın iyice bastırdığı zamanlar anlaşılır. Akşam kelimesi ise güneşin batmasından sonraki zaman anlamındadır. Okuyucunun doğru anlamasını temin için akşam kelimesi tercih edilmiştir. Buhari’de Ömer b. Hattab’dan rivayet edilen bir hadis-i şerif şöyledir: Allah’ın resulü buyurdular ki: “Gece bu taraftan geldiği, gündüz şu taraftan gittiği ve güneşin battığı zaman oruçlu kimse iftar eder.” (Buhari, Savm, 43) Hadiste açık bir şekilde görüldüğü gibi Peygamberimiz geceyi (leyl), güneşin battığı zamandan itibaren başlatmaktadır.

Sponsorlu Bağlantılar

“Leyl Nedir? Leyl Anlamı” için bir yanıt

LEYL KELİMESİ VE ORUÇ AÇMA VAKTİ
BAKARA:
187. Sıyam-‘oruç günleri’ gecelerinde nisâiküm-‘kadınlarınıza, zevcelerinize-eşlerinize’ yaklaşmak
size helâl kılındı. Onlar sizin için bir libas-‘örtü, elbise’, siz de onlar için libas konumundasınız.(14) Allah bu konuda nefsinize-‘cinsel konudaki zaafınızdan dolayı kendinize’ haksızlık ettiğinizi bildiği için özrünüzü-‘tövbenizi’ kabul etti ve sizi bağışladı. Allah’ın takdiri gereği artık onlara yaklaşabilir, fecirde siyah iplik beyaz iplikten ayırt edilene dek de-‘şafak söküp tan yeri ağarana, günün aydınlığı belirene kadar da’ yiyip içebilirsiniz. Sonra da siyamı, leyl’e kadar tamamlayın yani orucunuzu gece olana dek tutun. Mescitlerde itikafta iken-‘belli bir süre mescide kapanıp kendinizi tamamen ibadete vermiş iken gece dahi’ eşlerinize yanaşmayın! Bunlar, Hududullah’tır-‘Allah’ın koyduğu hudutlardır-sınırlardır’ ki, onlara yaklaşmayasınız! İşte Allah, âyetlerini nâsa-‘insanlara’ böyle açıklar, umulur ki, takvâlı(15) olursunuz-‘sorumluluk bilinciyle Allah’a karşı gelmekten sakınıp korunursunuz’. Ey mümin kocalar nisâlarınıza-‘kadınlarınıza, zevcelerinize, eşlerinize’ ve dolayısıyla siz ey mümine hatunlar, kocalarınıza cinsel hayatınızda yaklaşmanız ancak oruç tuttuğunuz günlerin gecesinde size helâl kılındı. Siz eşler, elbise gibi birbirinizin örtülerisiniz, birbirinizin iffetini-‘ırzını, namusunu’ korursunuz.(16)
Allah sizin, Ramazan ayı boyunca kendinizi cinsel hayattan alıkoymakla ne kadar sıkıntıya düşüp zorda kaldığınızı veya nefsinize hakim olamayarak zaafınıza yenik düşüp kendinize zulmettiğinizi biliyor, bu yüzden de merhametle tövbenizi kabul etti de, size acıyıp bağışlayarak lûtfetti ve bu zorluğu üzerinizden kaldırdı. Artık bundan böyle tanınan bu kolaylık sonucu eşlerinize geceleri yaklaşıp ilişkiye girebilir ve Allah’ın sizin için uygun gördüğü helâl olan bu imkândan yararlanabilirsiniz. Beyaz iplik siyah iplikten ayırt edilinceye kadar yiyip için yani gece boyunca süren karanlığın sonunda gelen fecir vaktine kadar diğer bir deyişle şafak söküp tan yerinin ağarması-‘yıldızların kaybolup günün aydınlanması’ fark edilinceye kadar eşinize yaklaşabilir ve yiyip içebilirsiniz. Ardından da, “leyl”e kadar yani karanlığın basmasıyla yıldızlar görünüp gece vakti girinceye kadar orucunuza devam edin. Yani ancak gece girip yatsı vakti olunca orucunuzu açın, gün batarken akşam vakti değil! Ama mescitlerde itikâfa çekildiğinizde yani mescide kapanarak bütün dünyevî faaliyetlerden uzak, kendinizi tamamen tefekküre-‘ibretle derin düşünmeye’ ve ibadete verdiğinizde gece dahi eşlerinize yaklaşmayın! Bunlar Allah’ın hükümleridir, koyduğu sınırlardır o halde sakın bu hükümleri çiğnemeyin, sınırları aşmayın, değil yasaları çiğnemeye
kalkışmak buna yaklaşmayın dahi! İşte Allah, insanlara âyetlerini böyle açıklıyor ki, sakınıp korunsunlar da O’na karşı sorumluluklarının bilincinde olsunlar.
➤ Âyette geçen “Leyl” ifadesi gece demektir, nitekim Leyl Sûresinde de “leyl” kelimesi gece olarak ifade edilmektedir. Karanlık basmadan gece olmaz ve karanlık bastıkça yıldızlar görünür, hava serinleyip soğur gece başlar. Karanlık kaybolmağa başlayıp hava aydınlandıkça da yıldızlar kaybolur yani gece biter gündüz olur, hava ısınmaya başlar. Dolayısıyla Güneş batma anı akşam namazı vaktidir ama karanlık çökmediği için leyl-‘gece’ denmez, akşam vakti denir. Karanlık çökmesiyle birlikte leyl-gece başlar, yıldızlar görünür işte bu, yatsı namazı vaktidir ve aynı zamanda oruç açma vaktidir. Bu, kutuplarda hava aynı aydınlıkta kalsa da hava serinliğinin artmaya başlaması akşam vakti, daha sonra soğumanın gittikçe artmasıyla da yatsı vakti olduğu anlaşılır. Bunu orada yaşayanlar daha iyi bilir ve anlarlar. Allah’a karşı sorumluluk bilinci taşıyan müminler olarak bizler, insanların çoğuna göre değil Allah’ın hitâbından anladığımıza göre hareket etmekle yükümlüyüz-‘mesulüz, sorumluyuz’! “Çoğunluk yapıyorsa o doğrudur” yaklaşımı yanlıştır, çünkü nice kahramanlar tek başına doğruyu seslendirdiğinde başlangıçta yalnız olmaları onları haksız yapmaz! Nitekim nice peygamberler gibi sevgili Peygamberimiz de Mekke’de Hakkı seslendirmeye başladığında Mekke nüfusunun 10 bin civarında olduğu söylenir. Şimdi ortaya çıkan o bir
kişi mi haklıydı yoksa on bin kişi mi diye soracak olursak konuya nasıl yaklaşmamız gerektiğini ve
yaşamımızda rivayetleri değil âyetleri esas almamızın uygun olacağı anlaşılır. Ve yine unutmayalım ki Allah, “insanların çoğu yanlıştadır”(17) buyuruyor. Akşam, güneşin batışıdır-‘gurubtur, gün batımıdır’, gece değildir, yatsı ise akşam vakti sonrası gecenin başlamasıdır. Sonra diyelim ki gün batımı olan akşam vakti için gecenin başlangıcıdır ve geceden sayılır diye bir görüş ileri sürülürse, Tâ, Hâ Sûresi 130. âyetinde gün batımı yani akşam vakti için “gurub” ifadesi geçiyor, “leyl” ifadesi kullanılmıyor o halde akşam vakti ifadesini karanlık basması olarak değil de gün batımı diye anlamalıyız çünkü gün battığında akşam namazı vakti girmiş oluyor ama hava hâlâ aydınlık oluyor. Velev ki yine de akşam vakti de, yatsı vakti de, her ikisinde de oruç açılabilir denirse, burada takvâ yolu yani Allah’a karşı sorumluluk bilinci içinde hareketle, korunup tedbirli olmak yatsı vaktini beklemeyi gerektirir. Takvâ , yaratılış gayesine vâkıf olan inanç sahibinin duyarlılık göstermesi demektir. Çünkü vaktinden önce açılan orucun zail olacağı-‘yanacağı, boşa gideceği’ tehlikesi vardır ama yatsı vakti orucun açılmasının bir tehlikesi yoktur. Biz böyle anlıyoruz, böyle uyguluyoruz ama tabii ki herkes, Allah’a karşı kendisi sorumludur. Öncelikle samimi niyet sahibi olmalı, sonrasında da bahşedilen akıl nîmetini kullanıp araştırmalı, idrak nispetinde kalp neye kanaat getiriyorsa ona göre hareket etmelidir çünkü herkes bire bir Allah’a kendisi hesap verecektir. Şayet beşer-‘unutma, yanılma, şaşırma kusurlu olan ölümlü insanoğlu’ yanlış bir adım atmışsa da doğruyu gördüğü anda eski anlayışına tövbe edip yeni anlayışıyla yoluna devam etmelidir. Rahmet kaynağı Rabbimiz merhametlilerin merhametlisidir, yeter ki samimiyetle-‘dürüstlük, doğruluk ve iyi niyetle’ Kendisine yönelinmiş olunsun. Allahu âlem yani her şeyin doğrusunu elbette ve muhakkak en iyi yüce Rabbimiz olan Allah bilir.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

RenkliNOT